Seçim süreci, her yerde olduğu gibi ülkemizde de, en çok iktidarın sorgulandığı bir süreç olarak yaşanıyor. Doğal olarak...
Türkiye 13 yıllık AKP iktidarında, yoksullaşmış, eğitimden dışlanmış, sağlık ve barınma koşulları kötüleşmiş, yaşam alanları daralmış, çalışma koşulları köleleşmiş kadınlar ülkesi durumuna geldi.
E zaten ben işsizim, evime ekmek zor alıyorum. Her iş başvurusu için benden en az 4 lira çıkıyorsa evime iş koçum mu ekmek alacak?
Kısaca BM Kadın olarak bilinen Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi, son açıkladığı raporda küresel ekonomi politikalarının tüm dünyada ilk önce kadınları vurduğunu açıkladı. Bu ekonomik politikaların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanan raporda kadınların erkeklerden daha fazla çalıştığı ancak erkeklere oranla ortalama yüzde 24 daha düşük gelir elde ettiği, emekli maaşı alma ihtimallerinin de erkeklerden az olduğu belirtildi.
“Akşam 21:00 oldu mu nefes almayı unutuyorum. İç organlarım yer değiştiriyor sanki; ciğerlerim aşağıya, böbreklerinden yukarıya… Deminden beri kızımın biri bir odadan, diğeri bir odadan arıyor. Eşim ayrı bir şey soruyor. Ben burada çalışmaya çalışıyorum. Cep telefonu iyi mi kötü mü bilemedim. Telefonla çocuk büyütüyoruz. Mutlu değilim, mutlu olmam için bir neden yok ki.”
Çalışma yaşamımdan asla vazgeçmem. Kendimi yenilediğim, kazandığımla ve öğrendiklerimle özgürleştiğim, mücadelemle güçlendiğim bir yaşamdan vazgeçmeyi hiç düşünmedim. Daha fazla kadının iş hayatının içinde olmasını isterim. Haklarını öğrenebilmesi, savunabilmesi için örgütlü bir yaşam sürmelerini isterim.
Ben Antalya’da beş yıldızlı bir turistik tesiste çalışan bir turizm isçisiyim. Üzerinde yeterince durulmadığını ve insanların turizm işçilerinin gittikçe derinleşen sorunlarından haberdar olmadığını düşündüğüm için bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.
1 Mayıs’a giderken Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan kadınlar olarak arkadaşlarımızla sıkıntılarımızı, dertlerimizi ve taleplerimizi konuştuk. “Nasıl bir dünyada yaşamak istiyorsun?” sorusuna verilen cevap, fabrika ile ev arasında sıkışan hayatların anlatımı oldu.
Efenim, her ne hikmetse, göze görülmeyen, değeri bilinmeyen, “saçı uzun aklıevvel” biz kadınlar mevzu tasarruf, kemer sıkma, ev ekonomisi, olunca bi baştacı, bi süper güç, bi kahraman neyin, bi görünür bi öyle böyle değil bi şey oluveriyoruz muhteremlerin ve devletlilerin gözünde…
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, mahallede yaşayan işçi kadınlarla birlikte düzenlediği dört haftalık eğitim çalışmasında “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” başta olmak üzere çalışma yaşamının sorunlarını, taleplerini ve insanca bir yaşam için neye ihtiyaç duyduklarını tartıştı.
İçimizden biri: Hatice AblaBirkaç ay önce çalıştığı bir metal fabrikasında elinin pres makinasına sıkışması nedeniyle sağ elinin parmaklarını kaybetti. Aslında bu kazayı ve onun yaşamında nelerin değiştiğini konuşmak için başladığımız sohbet, tam anlamıyla “anlatsam roman olur” hali alıyor.
“Herkes tartışacak, tartışması gerekiyor. Bu hepimizin sorunu, hepimizi etkiliyor, seçim bir partiyi, bir lideri ilgilendirmiyor ki. Bizi daha çok etkiliyor. Benzine, mazota her gün zam geliyor. Biz araba kullanmıyoruz diyebilme şansımız var mı? Kullanmıyoruz ama zamlardan etkileniyoruz.”
Bugün, eğitim öğretim kurumu adıyla bildiğimiz okullar, günümüz iktidarının bir eseri olarak ticarethaneye dönüştürülüyor. Öğrenci ve veliler bu sistemin sonucu olarak müşteri gözüyle görülüyor.
HDP İSTANBUL 3. BÖLGE MİLLETVEKİLİ ADAYI SEVGİ YALÇIN EKMEK VE GÜL İÇİN YAZDI: Sabahın 6’sında arkadaşlarla, İkitelli Organize Sanayi Sitesi’nin yolunu tutuyoruz. İş başı yapmadan önce, işçileri sanayinin giriş kapısında karşılıyoruz, ellerimizde bildirilerle.
Onlardan biri de benim. O kadar zor şeyler yaşadım ki hangisini oturup yazsam. Otursam hata, kalksam hata olurdu. Beni istemeye geldiklerinde bana sorulmadı bile. Hoş, sorulsaydı da ne derdim 16 yaşına daha girmemiş bir kız çocuğu olarak.
AKP iktidarı kadın/erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusundaki ekonomik ve sosyal temel göstergeleri değiştirmekle ilgilenmiyor. Kadına yönelik şiddet ile ise sadece “Suçtur, günahtır” söylemiyle mücadele etmiş gibi kendini gösteriyor. Kadına karşı şiddeti ve ayrımcılığı köklü bir biçimde ortadan kaldırma niyeti olmadığı için, devlet mekanizmasında içinde ‘kadın’ kelimesi geçen hiç bir mekanizmayı bırakmamayı hedefliyor.
Daha düne dek ev içinde kadının uğradığı şiddeti, aile, komşu, devletin polisi, askeri, memuru olarak aile içi olay diye görmezden gelmek; kadına “kocandır, ev içinde olur böyle şeyler” demek, susmasını, hatta bu olayı gizleyip oturmasını beklemek; mahremiyeti gizlilik olarak algıladığımızın göstergesidir, ahlaki de değildir.
Öncelikle size bu mektubu yazmamdaki en büyük amaç, belki benim gibi zor durumda olup da kendini çaresiz hisseden kadın arkadaşlarıma bir nebze de olsa çaresiz olmadıklarını göstermektir.
Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı!
Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki
Ne “yoksul” bir “zenginlik”…
Sancılı düşünceler
Fatih Polat, Suriyeli Nura'ya konuk oldu | Kafesteki kuş, camdaki bayrak ve bir göçmen
Hazırlayan: Fatih Polat
Dünya gazetesi, alım gücü olmadığı için sebze ve meyvelerin taneyle alınmasına dair yaptığı haberde “Tüketici bütçesini gramajla kontrol ediyor” başlığını kullandı.
İzmir'de açıklama yapan İZSU'da çalışan belediye işçileri çalışma koşullarının düzeltilmesi ve ücretlerinin artırılması talebiyle 1 Mayıs'a çağrı yaptı.
Taksim'in 1 Mayıs'a açılması için iktidara çağrı yapan Özgür Özel, "Özgüvenli olduğunuzu gösterin. Emekçilerin elini havada bırakmayın" dedi.
Seçim sonuçlarını doğru okumayan iktidarın ülke ülke gezerek savaş vizesi almaya çalıştığını belirten Tuncer Bakırhan, “Oysa seçim sonuçları, 'savaşa hayır' çığlığıdır” dedi.
Magazin eki Günaydın, babalık davası ile ilgili yayın yasağına "Taraflardan biri ünlüyse basın yasağı verilmemeli” diye itiraz ederken, iktidara yakın isimlerin getirdiği yasakları unuttu.
10 Ekim Ankara Katliamı davası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Savcı, mütalaasında Erman Ekici hakkında insanlığa karşı suçtan değil, anayasal düzeni ihlalden ceza istedi.
İktidar eliyle çocuk işçiliğinin meşrulaştırıldığı MESEM’lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirdi.
İzmir Şehir Hastanesine pompalı tüfekle giren bir kişi, 9'uncu kata kadar çıkarak sağlık çalışanlarını rehin aldı. Saldırganın daha önce gözaltına alındığı ve serbest bırakıldığı öğrenildi.
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
Uşak'ın Banaz ilçesine bağlı Hatipler köyünde bulunan 5 bin hektara yakın alan, jeotermal kaynak işletmesi için ihale edilecek.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığına eski Ensar Vakfı Muğla Şube Başkanı Prof. Dr. Osman Raşit Işık atandı. Eğitim Sen, atamaya tepki gösterdi.
AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, 31 Mart seçimlerinin ardından işten atma ve sürgünlere başladı.
Buca Belediyesi temizlik, fen işleri, park ve bahçeler işçileri olmak üzere tüm çalışanların ücret, fazla mesai ücretleri ve gıda kartı ödemelerinde yaşanan sorunlara işçiler tepkili.
TED Aliağa Koleji’nde veliler hakları için örgütlenme mücadelesi veren öğretmenlere destek verdi.