NE İSTİHDAM, NE ADİL ÜCRET NE DE EMEKLİLİK VAR Kadının payına ‘hiç’ düştü
Kısaca BM Kadın olarak bilinen Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi, son açıkladığı raporda küresel ekonomi politikalarının tüm dünyada ilk önce kadınları vurduğunu açıkladı. Bu ekonomik politikaların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanan raporda kadınların erkeklerden daha fazla çalıştığı ancak erkeklere oranla ortalama yüzde 24 daha düşük gelir elde ettiği, emekli maaşı alma ihtimallerinin de erkeklerden az olduğu belirtildi.

Hazırlayan: Özge KURU
Kısaca BM Kadın olarak bilinen Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi, son açıkladığı raporda küresel ekonomi politikalarının tüm dünyada ilk önce kadınları vurduğunu açıkladı. Bu ekonomik politikaların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanan raporda kadınların erkeklerden daha fazla çalıştığı ancak erkeklere oranla ortalama yüzde 24 daha düşük gelir elde ettiği, emekli maaşı alma ihtimallerinin de erkeklerden az olduğu belirtildi.
YASAL DÜZENLEME GEREKLİ
‘Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi’ ismi verilen çalışmanın sonuçları ‘küresel refah’ ile ücret adaletsizliğinin arasındaki farka da dikkat çekiyor: BM raporunda ‘daha önce yaşanmamış küresel zenginlik’ sürerken böylesi bir zamanda cinsiyet ayrımcılığının ne kadar incitici bir hal aldığına işaret ediliyor. Raporda dünyada milyonlarca kadının kalitesiz ortamlarda ve düşük ücretlerde istihdam edildiği vurgulanırken; temel sağlık bakımlarından mahrum, temiz su ve rehabilitasyon sistemlerinden uzak kaldığı belirtiliyor. Hükümetleri, iş yerlerinde kadınları korumak üzere yasaları sıkılaştırmaya ve erişilebilir sağlık ve çocuk bakımı hizmetleri sunmaya çağıran rapor, bunun yoksulluğu da azaltacağına işaret ediyor.
TÜRKİYE’DE YÜZDE 75 FARK
Rapora göre özellikle Avrupa ülkelerinde 2008 yılında yaşanan krizin ardından hükümetlerin kemer sıkma politikası esnasında kadınlar erkeklere oranla daha fazla mağdur oldu. Evi geçindirmenin yükü kadınların ve kız çocuklarının sırtına daha fazla binerken cinsiyet eşitsizliği konusunda halen en önemli sorun ücretlerde yaşanıyor. Yaşam kalitesi ve insan hakları açısında dünyada ilk sıralarda yer alan İsveç ve Fransa gibi ülkelerde dahi kadınlar hayatları boyunca erkeklere oranla yüzde 31 daha az kazanabiliyor. Rapor bu oranın Almanya’da yüzde 49’lara, Türkiye’de ise yüzde 75’lere çıkabildiğini gösteriyor.
Kadınların çalışma yaşamında yaşadığı tek sıkıntı rakamlara bağlı değil. En az 34 ülkede işyerinde cinsel tacize karşı yasanın bulunmadığı bir ortamda binlerce kadın mağdur oluyor. Avrupa Birliği’nde yönetici konumunda çalışan kadınların yüzde 75’i işyerinde cinsel tacizin bir şekliyle karşılaştıklarını belirtiyor.
********
HAMİLE GÖÇMENLERİN UZUN YOLCULUĞU
Somalili bir kadının Libya’ya yürüyerek gitmesi 7 ay sürüyor. 6 bin 500 kilometre yol demek bu. Buradan da Akdeniz’i geçmeyi umut ediyor böylece bebeği Avrupa’da doğmuş olacak. Ama oraya ulaşamadı. Kuzeye doğru giderken tutuklandı ve şimdi Tripoli dışındaki kampta tutulan 350 göçmenden biri. Baskıdan kaçan başka hamile kadınlar da Libya’ya geldi, birçoğu bitmek bilmeyen çatışmalardan kaçıyor. Erkek göçmenler gibi kadınlar da yolculuğun son kısmını gerçekleştirmek için kalabalık teknelerde hayatlarını riske atıyor.
ÇOCUKLAR TEK BAŞLARINA
Libyalı yetkililer çıkmazda. CNN’e konuşan hapishane sorumlusu bu insanları eve gönderme, hapse atma ya da serbest bırakma konusunda bir sistem olmadığını itiraf ediyor. Aslında bir anlamda şanslı sayılırlar. Hapislik durumu sonsuza kadar bile sürse hayattalar. Birçoğu insan kaçakçılarının tekneleri battığında öldü. Cesetler Libya sahillerine vuruyor. Kimlikleri bilinmiyor, nüfus cüzdanları yok, kim olduklarına ve onları bu tehlikeli yolculuğa çıkaran geçmişlerine dair hiçbir kayıt yok.
Bu ölümler Kuzey Afrika ve Ortadoğu’dan Akdeniz üzerinden Avrupa’ya giden göçmen akınının son göstergeleri. Çocukları Koruyun adlı örgütün sözcüsü Gemma Parkin Avrupa’ya iltica etmeye çalışanların sayısının geçen yıla göre yüzde 70 arttığını belirtiyor. Bu yıl kayda geçen göçmenlerin yüzde 8’i ise çocuk. Bunların yüzde 70’inin yanlarında anne ya da babaları yok ve bazıları 9-10 yaşlarında. Elbette bu rakamlar yalnız denizde kurtarılanları ya da karada yakalananları temsil ediyor.
(cnn.com’un ‘Afrikalı göçmenler içindeki hamile kadınlar Avrupa’ya ulaşmak için denizi geçmeye çalışıyor’ haberinden kısaltılarak çevrilmiştir.)
******
LATİNLER AİLE İÇİ ŞİDDETE ‘ARTIK YETER’ DİYOR
ABD’de aile içi şiddete en çok uğrayan kesim olarak bilinen Latin kadınlar şiddete “Artık Yeter” diyor. Ülke çapında yapılan bir anket çalışmasının sonuçlarının ardından ilk kez aile içi şiddetin ve cinsel tacizin sona erdirilmesi için ‘NO MAS’ yani ‘Artık Yeter’ adlı bir kampanya başlatıldı. Anket sonuçlarına göre Latin kökenli kadınların yüzde 56’sı aile içi şiddete uğramış birini tanıyor ve her 4 Latin kadından biri cinsel tacize uğramış birini tanıyor. Şiddet ve istismar mağdurlarını tanıyan kadınların yüzde 60’ı ise duruma müdahale etmiş. Ancak ABD’de Latin vatandaşların sınır dışı edilme korkusuyla her ne sebeple olursa olsun devlet kurumlarına başvurmaktan kaçındığı biliniyor. Yine de kendilerine ya da aile bireylerine yönelik şiddet korkusu gibi başkaca sebeplere rağmen ankete katılanların üçte biri “mağdur kişiye yardım etmek için kendilerini hiçbir şeyin durduramayacağını” söylüyor.
Anket, Latin kadınların şiddete uğramaları halinde yardım talep ederken ne tür zorluklarla karşılaştıklarını da göz önüne sermeyi amaçlıyor.
Evrensel'i Takip Et