Sokağa çıktık çünkü Soma’da yaşananların, sistemin bize de sunacağı ‘gelecek’ olduğunun farkındayız. Tepki gösterdik çünkü meslek liselerinde ağır koşullarda staj sömürüsüne maruz kalan, işsizlik ve geleceksizlikle karşı karşıya bırakılan bizleriz.
Uyguladıkları, yasallaştırdıkları taşeronlaştırma, özelleştirme, esnek çalıştırmalar sonucu zaten hemen hemen hergün birden fazla işçi hayatını kaybediyordu. Bu birer ikişer işçi ölümleri devam edecektir mevcut yasalar ve zihniyet var olduğu sürece
Burada normalde her ay bir iki maden işçisi ölüyormuş. Soma cenazelere alışkın, onlar hayatın hem çok uzun hem de kısa olduğunu her ay hissederek yaşıyor. Bu durum onları erken yaşta büyütüyor
Kaldırımda durmamıza bile karışıyorlardı. Avukatlar ise çoktan arbede ile gözaltına alınmıştı. Polisler her gördüğü insana sert ve acımasız muamelede bulunuyorlardı ve her yerdelerdi. Her sokakta, her dükkanda
Bu yolculukta, hayatın gerçeklerini bir kere daha anladım. Yüzlerce işçi ölmesine rağmen, hayat bir şekilde devam ediyordu, etmek zorundaydı. Devletin ilan ettiği ‘3 günlük ulusal yas’ bir gün sonra bitecekti ve insanlar yaşamaya devam edecekti. Hayat bunu gerektiriyordu
Bizler burjuva medyasının gerçek yüzünü kavramalı ve bu gerçeği yaymalıyız. Elimizdeki yayın organlarını kullanmalı, doğrunun peşinden giderek burjuvaziden ve onun hizmetkarlığını yapmaktan çekinmeyen hükümetten hesap sormalıyız
Her gün iş cinayetleri, kadın cinayetleri, Roboskî, Reyhanlı gibi katliamlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bunların sorumlusu devlettir. Devletin kimin tarafında olduğunu Soma’dan sonra daha net görmüş olduk. İşçilerden, emekçilerden, yoksullardan, köylülerden yani bizlerden yana olmadığı kesin
Okulumuz merkeze uzak olduğundan dolayı, okula servisler dışında herhangi bir ulaşım imkanı yok. Yapılan yeni okul bir inşaattan ibaretti. Bu nedenle eğitimimizin ilk üç ayı bu inşaatı bir okula dönüştürmekle geçti
Kurulduğundan bu yana öğrenci merkezli ve sivil toplum odaklı çalışmalar yapan IMPR Okul en başta, gençlerin kariyer planlamalarına, akademik gelişmelerine ve toplumsal duyarlılık ve farkındalıklarına katkı sağlamayı amaçlamaktadır
Peki bu ülkede diğer işçilere ne olacak? Bankaya borcu olduğu için dişini tırnağına katarak çalışan, patronun ağız kokusunu çeken, hasta olduğu halde maaşından kesilmesin diye işe giden...işçilere ne olacak? Onların da ölmesi mi beklenecek
Olayı 1862’de İngiltere’de yaşanan maden katliamıyla karşılaştıran Başbakan Erdoğan, 2010’da Şili’de meydana gelen maden göçüğünde kimsenin hayatını kaybetmediğini unutuyor
Geleceğimiz ve mücadelemiz işçi sınıfıyla ortak. Yarınlar güzel doğacaksa alın teriyle doğacak. Bu sistemin kanlı yapısı emeğin gücüyle temizlenecek
Kader diyenlere söylüyoruz; katliamdır, önlem alınmadı diyen Bilal Arslan, Şili'de 56 gün göçük altında kalıp çıkartılan işçileri anımsatıyor. İşçilerin ucuz iş gücü olarak sabahtan akşama kadar çalıştırıldıklarını, işçilerin güvenliği için kimsenin adım atmadığını ifade ediyor
İşte Roboski ve Soma’nın farklı coğrafyalardaki ortak kaderidir bu. İşte bu yüzden sloganlarda ve yüreklerde birleşir Soma ve Roboski. Bu yüzden atılır ‘Roboski’nin faili Soma’nın katili’ sloganı
Okul bahçesinde toplu bir şekilde ölü sayısını saymaktan yorulmuşken ağızlarındandan çıkan her bir sayının bir hayat demek olması vicdanen de bir tepki uyandırmış
Bilimsel eğitimin, bilimin kendisinin her türden saldırıya maruz kaldığı, toplumsal gerçeklerin gizlenmeye çalışıldığı, toplumun giderek muhafazakarlaştırma politikalarıyla karşı karşıya kaldığı günümüzde de okunması gereken bir eser
Grev hak, yasak hukuka aykırı
ABD emperyalizminin Suriye’ye karşı uzun savaşı
Başarısız devletin yıkılışı mı, yeni bir felaketin başlangıcı mı?
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, genel kurulda yaptığı konuşmada, metal işçilerinin grevlerinin yasaklanmasına tepki gösterdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi görüşülürken, 58 yaşında ve engelli olan Adnan Kale sokakta ölü bulundu. Kale, dün kendisini kaydeden kişiye 'Engelliyim, gidecek yerim yok' demişti.
TOKİ mağdurları, "Zamanında yetiştiremediğiniz evleri, ekonomik şartlar diye dar gelirliye fatura edemezsiniz" diyerek Bakan Murat Kurum'a tepki gösterdi.
Adana Demokrasi Güçleri, "Yoksulluk sınırında asgari ücret, adil emekli maaşı, vergide adalet" talepleriyle basın açıklaması yaptı.
Ankara'da insanca yaşam ve güvenceli çalışma talebiyle TBMM'ye yürümek isteyen Hakkımı Ver Platformu üyeleri polis tarafından darbedilerek gözaltına alındı.
Suriye Demokratik Güçleri, Ürdün'deki Suriye zirvesindeki mesajları, Mesut Barzani ise HTŞ lideri Colani’nin Kürtlerle ilgili açıklamalarını olumlu karşıladı.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı 45 bine dayandı. Gazze'deki Tıbbi Yardım Örgütü Sorumlusu Muhammed Afeş "Cadde ve sokaklarda ulaşılamayan çok ceset var" dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriye'de HTŞ yönetimiyle askeri eğitim ve iş birliği için "Birçok ülkeyle anlaşmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talebi durumunda destek sağlamaya hazırız" dedi.