01 Haziran 2014 16:56

Bir avuç kömüre bir ömür verenlere

Okul bahçesinde toplu bir şekilde ölü sayısını saymaktan yorulmuşken ağızlarındandan çıkan her bir sayının bir hayat demek olması vicdanen de bir tepki uyandırmış

Bir avuç kömüre bir ömür verenlere
Paylaş

Aleyna Kaloş
Hazan İlik
Suat Terimer Anadolu Lisesi
İstanbul


77 milyonun yaralandığı katliam Soma. Resmi rakamlara göre Soma’da tam 301 işçimizi kaybettik, 301 ocak söndü, çocuklar yetim kaldı. Peki ne olacak şimdi, o kadar insanın hesabını kim, nasıl verecek geride kalanlara? 415 lira cenaze masrafıyla mı? Türkiye bir kez daha bu ülkedeki en ucuz şeyin insan hayatı olduğunu gördü. 130 dolarlık kömürü 24 dolara satıp bununla marifetmiş gibi övünen şirket arada kalan 106 lirayı işçilerden çıkardı. Büyük kar doğrusu! Gerek Alp Gürkan gerek Hükümet gerekse sendika herkes payına düşen pisliği alıp telafi edeceğine, nasıl bu işten sıyrılırım, kime atabilirim bu suçu diye etrafa saldırmaya başladı. Bu bize Can Yücel’in çok sevdiğimiz bir şiirini anımsattı.

Davacı zengin, davalı yoksulsa
Zenginden yana işler yasa
Davacı yoksul, davalı zenginse
Davalıda kalır yine nizalı arsa
Davacı da davalı da zenginse davada
Özür diler çekilir aradan kadı
Davacı da davalı da yoksulsa, bak
Sade o zaman işte yerin bulur hak


BİNDE BİRİ BİLE DEĞİL

Düşünün ki iki büklüm bir halde tüm gücünüzü harcayarak karanlıkta, yerin 2 km altında kelle koltukta çalışacaksınız ve tüm gün oturduğu yerde uyuklayan adamlardan on kat daha az maaş alacaksınız. Bir gün can vereceksiniz, aynı adamlar başınıza gelenleri sizin kaderiniz kılacak ve eyvallah denmesini bekleyecek. Siz karın tokluğuna çalışırken birileri sizin sırtınızdan servetine servet katacak. Para hırsı gözlerini öyle bürümüş olacak ki; belki mal varlıklarının 1000’de 1’i kadar masraf olmayacak iş güvenliğini sağlamayı akıllarının ucundan bile geçirmeyecekler. Üzerinde kumar oynanan şey insan canı. Her ne kadar onlar hepimizi birer tomar para olarak görseler de...
Biz de Suat Terimer Anadolu Lisesi (STAL) öğrencileri olarak Soma için bir anma düzenledik ve arkadaşlarımızın görüşünü aldık.

AYNI DUYGULARI PAYLAŞAN TOPLULUK

Sümeyye 3. sınıf öğrencisi. Kısıtlamaların çok fazla olduğu, gereksiz yasaklamalar koyan bir sistemin içinde görüyor kendisini. Yapmak istedikleri birçok şeye engel konulmuş şimdiye kadar. Bu zincirler ilk defa Soma’da hayatını kaybeden maden işçileri için yapmak istedikleri eylemle kırılmış. Tüm okul birlik olmuştu sanki diye değerlendiriyor oluşan durumu. Aynı duyguları paylaşan bir topluluk. Herkes onları düşünüp onlar için üzülmüş. Bu duyarlı davranıştan dolayı okuluyla gurur duyuyor.

BURUK BİR MUTLULUK

Samet giriyor söze, tüm duyarlı insanlar gibi onlar da STAL öğrencileri olarak bu duruma tepki göstermişler. Bu etkinlik diğerlerinden biraz farklı olmuş. Çünkü daha önce okulda neredeyse üç kişi bir araya gelip konuşmakta sıkıntı duyuyor, çekiniyormuş. Bu olayda böyle bir tutum sergilenmesi onları kenetlendirmiş. Faili belli olan bu cinayetlerin bir daha olmaması için herkesin elini taşın altına  koyması gerektiğini düşünüyor. Duyarlı arkadaşları olduğunu görmekten dolayı buruk bir mutluluk yaşıyor.
Son olarak şunu söylemek istiyoruz; bu olay ne kaza ne kader, düpedüz katliamdır!


HER SAYI BİR HAYAT
Beyza hiç ihtimal vermemiş okulda böyle bir işe izin verileceğine. (Verilse de verilmese de onlar bildiklerini yapacaklarmış) Bu durum onlara üzücü olayda herkesin aynı duyguları paylaşabildiğini göstermiş. Yüzlerce hayatın sönmesi, arkalarında insanlar ve acılar... Tüm bunlara insan kayıtsız kalamıyor ve boş boş durmak istemiyor. Okul bahçesinde toplu bir şekilde ölü sayısını saymaktan yorulmuşken ağızlarındandan çıkan her bir sayının bir hayat demek olması vicdanen de bir tepki uyandırmış.

ÖNCEKİ HABER

Eylem ve Düşünce Açısından 19. yy

SONRAKİ HABER

İstanbul\'daki gözaltılardan 10\'u serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa