Bizi birbirimize düşman ilan edenlere, ölüm soğuğuyla üşümemenin tek yolunun birbirimize daha da çok sokulmak olduğunu saklamaya çalışanlara inat…Pırıl pırıl bir ağustos için#KadınlarBarışİçinKonuşuyor #KadınlarBarışİçinBuluşuyor
Biri kucağında, diğeri eteğinde, öbürünün elini tutarak ve susuzluktan dudakları çatlayarak göç yolunda kilometrelerce yürüyen Şengalli kadının, bulaşığını yıkayacağı, temizliğini yapacağı, söküklerini dikip yaşanır hale getireceği koca bir Ortadoğu’su var elinde.
Diyarbakır’a indiğimizde hal hatır derken “Nasılsın?” dediğimiz herkesten aldığımız ilk cevap: “Sabaha kadar Kandil bombalandı, uçak sesleri hiç susmadı. Diyarbakır’da kimse uyumadı. Yani nasıl olalım ki!”... Sessizlik, KJA’daki tüm kadınların gözlerinden okunan kaygı ve kararlılık...
Savaş erkek için çocukluğunda tahtadan kılıcı, oyuncak tabancasıyla yaptığı provayı sergileme fırsatı yakalamaktır. Korkusu, kaygısı vardır mutlaka ama erkekliğin ispatı güç gösterisi, bazılarına göre şehitlik mertebesi…
Ölen bebeğini suya atmasınlar diye günlerce göğsünde tutan kadınlar, bebekleri suya atılınca peşinden atlayan kadınlar ve daha niceleri...
Esenyalı Halk Festivali’nde kadınlar sözlerini, türkülerini, mücadele çağrılarını savaşa ve barbarlığa karşı kuracak...
Köy meydanındaki göz yaşartan konuşmalardan sonra aileleri ziyaret etmek için kalkıyoruz. Bizimle gelen grupta bu bölgede öğretmenlik yapan Eğitim Sen Salihli temsilcilerinden bir kadın öğretmen var...
Geçmişte taşeron işçisi olan DİSK/Sosyal-İş Sendikası üyesi Nazife, taşeron işçisi olarak çalıştığı hastanede yaşadığı sorunları dile getirdi: “Hastanelerde çalışan taşeron işçilerin iki patronu var, biri hastane yönetimi diğeri de taşeron şirketi. Bunlara bir de hasta yakınını, hemşireyi, doktoru ekleyin. Vardiyalı olarak çalışılıyor, gece vardiyası kadınlar için ayrı bir problem.”
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan temizlik elemanları olarak bir süredir sendikalı olmayı konuşuyorduk. Konuştuk, tartıştık ve artık harekete geçmeye karar verdik.
Uzun zamandır Sincan Organize’de çalışan işçi kadınlar olarak birçok sıkıntımızı sizinle paylaştık. Bu ay sıkıntılarımızı değil, nasıl birleştiğimiz, birlikte neler yaptığımızı anlatmak istedik.
Daha önceki yazımda işyerinde yaşadığım sıkıntıları sizlerle paylaşmıştım. Çalıştığım işyerinin bir kimya fabrikası olduğunu, seri üretim yaptığımızı ve çalışma saatlerimizin, mola saatlerimizin işverenin istediği gibi ayarlanıp gerektiğinde fazla çalıştığımızı ve bu mesailerimizin ücretten sayılmadığını belirtmiştim. Kaldığım yerden devam etmek istiyorum...
Tam 157 gün önce Koç grubuna ait Divan İşletmelerinde çalışıyorduk. Kötü çalışma koşulları, düşük ücret, yönetimin bitmek tükenmek bilmeyen baskı ve hakaretleri bize “artık yeter” dedirtti.
Emek Yaz Kampı’na doğru yola çıktığımızda bir başka işçi kadına “Herkes artık daha cesaretli. Birlikteliğimiz bozulmadığı sürece biz o fabrikaya da gireriz, haklarımızı da alırız" diye özgüvenle anlatıyordu Serapool işçilerinden Ayşe. Direnişleriyle ilgili anlatacak çok şeyi vardı Ayşe’nin; kamp boyunca ekmeğimizi, denizimizi paylaşırken öğreniyoruz.
Biraz sonra okuyacağınız mücadele öyküsü, bir fabrikanın önünde direniş çadırları kurarak, dayanışma yürüyüşleri düzenleyerek, birilerinin bana eşlik ettiği bir yolla ortaya çıkmadı. Kendi payına düşeni alıp susan, erkek işçilerin arasında yalnız başına çalışan bir kadın olarak benim verdiğim mücadelenin öyküsüdür
Bağcılar, İstanbul’da emekçilerin yoğun olarak yaşadığı bir ilçe. İşçiler, işsizler, bir de buna eklenen ve yaygınlaşan yevmiyeci işçileri var Bağcılar’ın…
Derneğin sayesinde tedavi görmeye başladım. Cesaretimi toplayıp benim gibi kadınların sorunlarına nasıl yardım edebilirim diye düşünmeye başladım. Çünkü bana yardım eden annem değil de beni hiç tanımayan dernekteki o kadınlardı. Onların varlığı yeter bana.
Çocukların annelerinin acılarla dolu hayatını deşerken öğrenecekleri, öğrendiklerinde ise hiçbir zaman eski hayatlarına dönemeyecekleri gerçeği bir tokat gibi onların da bizim de yüzümüze çarpıyor.
Kapitalist kriz ve Türkiye…
Şaşkın ördek
İki Kupalı Amatör
Fatih Polat, Suriyeli Nura'ya konuk oldu | Kafesteki kuş, camdaki bayrak ve bir göçmen
Hazırlayan: Fatih Polat
İTO başkanı Avdagiç, "Bütün Trakya'yı, Çanakkale, Bursa, Sakarya ve bütün çevredeki Organize Sanayi Bölgeleri'ni canlı izleyen, OSB radarı gibi çalışacak bir sistem kurguluyoruz" dedi.
Çoçuklar bugün sermayenin ucuz işçileri. 13, 14 ve 15 yaşında işçi çocuklar anlattı: "Oyuna zamanım olmuyor. Akşam 10’da evde oluyorum, biraz telefonla oynuyorum. Sonra yorgunluktan uyuyorum."
Bugün 23 Nisan çocuk bayramı ama Türkiye’de çocukların yaşam koşulları bayrama çok uzak. Yüz binlerce çocuk atölyelerde sömürülüyor. Çocuk eğitim hakkından mahrum, hayalleri ise çalınmış durumda.
Emekçiler, 1 Mayıs’ı bir yandan; OVP gölgesi altında, diğer yandan sendikalaşmanın önündeki engeller, grev yasakları ve iş cinayetleri ile karşılıyor.
Stêrk TV ve Medya Haber TV'nin Belçika'daki stüdyolarına polis baskını gerçekleştirildi.
AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, 31 Mart seçimlerinin ardından işten atma ve sürgünlere başladı.
Buca Belediyesi temizlik, fen işleri, park ve bahçeler işçileri olmak üzere tüm çalışanların ücret, fazla mesai ücretleri ve gıda kartı ödemelerinde yaşanan sorunlara işçiler tepkili.
Halk TV’deki ‘Görkemli Hatıralar’ hafta sonu Cizre ve Diyarbakır’daydı. Ancak ortaya Kürt sorunundan arındırılmış, steril bir “Türkiye ne güzel bir mozaik” anlayışının yeniden sürümü ortaya çıktı.
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
TED Aliağa Koleji’nde veliler hakları için örgütlenme mücadelesi veren öğretmenlere destek verdi.
Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi'nde mücadeleci işçilerle 1 Mayıs'a nasıl hazırlandıklarını ve taleplerini konuştuk.
Miray Madencilik A.Ş.’ye ait “Termal Turizm Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Sondaj” projesi bilirkişi raporunda kamu yararı olmadığı çevresindeki tarımsal faaliyete zarar vereceği belirtildi.
Aliağa İZSU ve Yerel Hizmetler birimlerinde Genel-İş 2 No’lu ve Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube iş yeri temsilcilikleri, işçileri talepleri için 1 Mayıs'ta alanlarda olmaya çağırdı.