Barış... Barış... Barış...

Yasemin AKPINAR
Pendik’e bağlı Esenyalı Mahallesi’nde gelenekselleşen halk festivalinin üçüncüsü, 29-30 Ağustos’ta düzenlenecek. Festivalin bu yılki sloganı; Dünyada ve Ortadoğu’da Barbarlık Yenilecek Halklar Kazanacak!

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği de üç yıldır bu festivalin aktif katılımcılarından. Son günlerde hükümet tarafından askıya alınan çözüm sürecini, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın Suriye’de yaşanan savaş ile ilgili açıklamalarını, Suruç’ta yaşanan katliamı ve festivalde hangi talepleri öne çıkaracaklarını konuşmak için dernek üyeleri Cihangül, Aynur ve Yüksel’le bir araya geldik.

ÖZGÜVEN KAZANDIK
Cihangül, kurulduğu günden beri derneğin çalışmalarında yer alıyor. “Biz bu derneği kurduğumuzda çok az kişiydik. Derneğimizin eksiklerini evlerimizden getirdiklerimizle, dayanışma ile tamamladık. Belediyeden ve diğer kurumlardan yardım almadan, üyelerimizin katkılarıyla derneğimizi ayakta tutuyoruz. Dernek iki yıldır bu mahallede birçok şeyi değiştirdi. Mahalledeki kadınlar dernek ile özgüven kazandılar, değiştiler. En başta da bizler değiştik” diyor. “Eskiden evden çıkamazken şimdi her gün derneğe gidiyorum. ‘Bugün ne yapacağız, kimler gelecek, sorunlarına nasıl çare bulacağız?’ diye düşünüyorum. Mahallede yaşayan kadınların öne çıkan talepleri arasında kadına yönelik şiddetin sona ermesi, kadın katillerine caydırıcı cezalar uygulanması ve ülkenin yeni bir savaş ortamına girmemesi geliyor” diye devam eden Cihangül, bugün derneğin artık bir çok kadının sorununu çözen bir noktada olduğunu belirtiyor.

SESİMİZ BARIŞIN SESİ OLACAK
Cihangül, festivalin daha çok kadına ulaşmanın bir aracı, yolu olduğunu ifade ediyor ve şunları anlatıyor: “Festivale hazırlanırken daha çok kadına ulaşıp derneğimizi anlatacak ve sorunlarını dinleyeceğiz. Festivalimizde barışın sesini yükseltmeye çalışacağız. Kobane’deki savaşı biliyoruz. Biz kadınlar savaştan kaçan çocukların ve kadınların yaralarını bir nebze olsun sarabilmek için Esenyalı’dan Kobane’ye bir “Kızkardeşlik Köprüsü” kurmuştuk geçen sene. Mahallede bulunan her kapıyı çaldığımızda görmüştük ki kadınlar ne savaş istiyor, ne de evlatlarını savaşa kurban etmek. Bu nedenle de evindeki makarnasından çocuğunun oyuncağına kadar getirip katkı sundular “Kızkardeşlik Köprüsü”ne. Topladığımız yardımlarla Suruç’a gittik, kampları ziyaret ettik... Derneğimizde kadına yönelik şiddeti, savaşa karşı barışı nasıl büyüteceğimizi, kadın emeğini konuşacağımız bir panel de gerçekleştireceğiz festival kapsamında. Dernek olarak bir kadın koromuz var. Festivalin ilk gününde sahne alacağız ve türkülerimizi barış için söyleyeceğiz.”
Koro  çalışmasına katılan Aynur abla tam burada söze giriyor: “Koromuz festivalde ilk defa sahne alacak. Daha öncesinde 8 Mart’ta ve mahallede düzenlenen 1 Mayıs etkinliğinde sahne almıştık. Türkülerimizi 8 Mart’ta katledilen kadınlar ve Kobanê’deki direnişin simgesi olan kadınlar için söylemiştik. Festivalde türkülerimizi savaşa karşı barışın sesini yükseltmek için söyleyeceğiz.”

KİRLİ SAVAŞA VERECEK CANIMIZ YOK
Dernek yönetiminden Yüksel, halk festivalinde kadınlar olarak söz sahibi olacaklarını belirtti: “Biliyoruz ki biz kadınlar mücadelenin içinde var oldukça bir adım öndeyizdir. Türkiye’nin her yerinde kadınlar daha fazla hayatın içinde. Örneğin; Artvin’deki Havva ana da kapitalizme karşı onurlu bir duruş sergiledi. Ortadoğu’da kadınlar IŞİD’e karşı savaşta en önde yer aldılar.
Suruç’taki katliam biz kadınları çok sarstı. Gencecik 32 evladımızın parçalanmış bedenlerini toplarken biz anaların feryatlarını duyduk. Savaşın kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerini tartışacağız. Biz evlatlarımızı sermayeye, iktidarın kirli politikalarına kurban edilsin diye yetiştirmedik! Festival ile savaşların olmayacağı, daha fazla canı toprağa vermeyeceğimiz bir dünya ve ülkede yaşamak istediğimizi, bu kirli savaşa gönderecek çocuklarımızın olmadığını bir kez daha haykırmak istiyoruz. Savaşın olmaması için de kadınları en önde mücadele etmeye çağırıyoruz. Savaşlara karşı ‘İnadına barış’ diyen herkesi festivalimize bekliyoruz.”