Bu katliamların asıl sorumlusu emperyalist güçler ve Türkiye’dir. İzlediği politikalarla IŞID terörünü Türkiye’ye taşıyan devletin ta kendisidir. Katil devletten 20 Temmuz günü ve öncesinde yaptığı tüm katliamların hesabını soracağız.
Türkiye gençliği ilk kez uluslararası gençlik kampını yapacaktı! Bütün üniversitelerin her türden öğrenci örgütüne, lise birliklerine, mahalle derneklerine, spor kulüplerine çağrı yapıldı. Kampın sadece katılımcıları değil düzenleyicileri de olmaları istendi. Toplantılarda kamp projesi anlatıldı tartışıldı, atölyeler, gece etkinlikleri, her şey buralarda tartışıldı, kararlar alındı.
Yapacak bir şey olduğunda ne yapacağımızı bileceğiz ama yapacak bir şey olmadığında da işte heykel atölyesi böyle bir yaratma süreciyle sıradanlığın başyapıtları çıkacaktır. Hafif çamur dokunuşlarıyla dünyanın bu evrensel atölyesinden bu yıl da gülümseyerek geçeceğiz Dikili/Sotes tatil köyünden.
Zaten doğa sermayedarlar için yalnızca kar etmenin bir aracı değil midir? Evet, görüyoruz ki kapitalizmin her yere gözü dönmüşçesine saldırmasına karşı yapılacak tek bir şey kalıyor, yaşam alanlarımızı hep birlikte savunmak.
Büyük ihtimalle liseli arkadaşımız damisafirimize dershanelerin ve okulların içine sıkışmış, sürekli test çözüp ‘rakip’ elemesi gereken öğrencilerin çizimini yapardı.
Çocuk işçiliğinin de en yaygın olduğu sektördür tarım. Yaz aylarında, okul zamanlarında hayatın her zamanında çalışarak yaşıyorlar. Bunun yanında biraz daha azimli olanlar, mücadele edenler öğrenim hayatını devam ettirebiliyor.
“Bu Suriyeli bu şöyle bu böyle diye insan ayrımı olmaz. Yalan söyleyen haksızlık, hırsızlık yapanın ayrımı olur. Suriyeli ile Türkün ayrımı yapılmaz. İkisi de insan. Televizyonda izliyoruz, ağaçtaki kediyi kurtarmak için millet seferber oluyor. Burunlarının dibinde Suriyeliler açlıktan ölüyor, sırtlarını dönüyorlar.”
Sağlam temeller üzerine kurulmamış olan temel liseler “hadi bir deneyelim”anlayışıyla ortaya çıkıp kaybolacak gibi görünüyor. Eğitimi yalnızca parasal kaynak olarak görmeye başlamış özel eğitim kurumları bu döngüden payını alıp geri çekilmenin hesabını yaparken geleceksizlik kaygısı taşıyan öğrencinin halini pek de göz önünde bulundurmuyorlar.
“Yanı başımızda Serapool var ötede metal direnişleri. Biz de diyor metal işçisiyiz. Sendikayı sokacağız. Gerekirse biz de birleşir üretimi durdururuz
8-16 Ağutos tarihleri arasında İzmir/Dikili’de gerçekleşecek olan 13. Gençlik Yaz Kampı’na Evrim Ağacı olarak biz de katılıyoruz. Evrim Ağacı olarak kuracağımız atölyede evrim hakkında bildiklerimizden bahsedeceğiz, yanlış bilgilerimizi hep birlikte düzeltmeye çalışacağız ve bilim düşmanlarına karşı en büyük silahımız olan doğru bilgiyi hep birlikte edineceğiz.
Sare Davutoğlu’nun kendi cinsel kimliğini aşağılaması da gün geçtikçe artan kadına yönelik erkek şiddeti ve cinayetleri ile ilgili kader ve fıtrat yaklaşımı da bize hiç şaşırtıcı gelmedi
Big Bang der ki; “Büyük Patlama olmadan boşluk, zaman, madde, enerji hiçbiri yoktu. Patlamadan sonra bunlar meydana geldi. Patlamadan sonra oluşan ‘şey(evren)’ gittikçte artan bir hızla genişlemektedir. Gezegenlerin ve yıldızların birbirine olan uzaklıkları genişleme ile artmaktadır. Evren bugün nasıl büyük bir hızla genişliyorsa bir gün küçülmeye başlayacaktır.”
Türkiye’nin dört bir yanından gelen arkadaşlarla konuşabileceğimiz, birbirimize tecrübelerimizi aktarabileceğimiz kampa gidebilmek için de bir mücadele vermemiz gerekti. Kampa hazırlık sürecinin kendisi de bir mücadele oldu bizim için. Böyle bir şehir de kamp çalışmaları nasıl oluyor, Genç Hayat okurları ile paylaşmak istedik.
Ama diye ekliyor Onur, “Bu yıl 13. Gençlik Yaz Kampı’na gideceğim. Zenginlerin tatillerinden farkı olduğunu düşünüyorum. Bu kamp hakkında çok şey duydum. Her şeyin ortak yapılması, herkesin kampı sahiplenmesi ayrı bir öneme sahip benim için. Yoksa diğer tatilleri sahiplenemiyorsun. Kampa gelip oradaki dostluğu, kardeşliği, birlikte eğlenmeyi istiyorum.
Açıkçası biz böyle bir manzara ile karşılaşacağımızı düşünmemiş, içeride sadece ‘gri’ bir çalışma alanı göreceğimizi düşünmüştük. Aslında sadece bu iki çocuk bozuyordu beklediğimiz manzarayı.
YÖK’e seslenen Kenan Yavuz şöyle diyordu; “Lütfen bana Üniversite! mezunu CV yollamayın. Bakmadan çöpe atıyorum. YÖK Malumunuz, üniversitelerimize de sık sık CEO’lar gelir, kariyer planlamaya dönük etkinlikler yapılır, sertifikalar verilir. Biz de bu CEO’nun açıklaması ve okullarımızda düzenlenen bu tarz etkinlikler arasında bir tezat var diye düşündük.
Kampa gitmeden önce birlikte kampa gideceğimiz arkadaşlarımızla buluşup sohbet edelim dedik. Kamp deyince, orada geçireceğimiz günler üzerine konuşmaya başlayınca hepimizin gözlerinde bir parıltı oluşuyordu. Heyecan ve sabırsızlığın parıltısıydı bu.
Biz de arkadaşlarımıza can sıkıcı çok fazla durumun olduğunun farkında olarak ümitsizliğe kapılmak yerine bu politikalar karşısında ilmek ilmek örgütlenme seçeneğinin olduğunu, kurtuluşumuzun ancak örgütlü mücadeleden geçtiğini hatırlattık.
Kaosun geniş mezarlığı
Esaaad
Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor?
Yapı
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, kalıcı bir ateşkes için uluslararası koalisyon aracılığıyla Türkiye ile görüştüklerini söyledi.
Şam'da kurulan HTŞ yönetminin lideri Ebu Muhammed el-Colani, yeni Anayasa için diğer gruplarla görüşme yaptıklarını bildirdi.
Şam’da kurulan HTŞ yönetiminin sözcüsü Obaida Arnaout, “anayasayı incelemek ve ardından değişiklikler yapmak üzere bir yargı ve insan hakları komitesi kurulacağını” duyurdu.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Saadet Partisi'ne ziyaret etti. Hatimoğulları, Suriye’nin yeniden inşasında bütün halkların ve inançların yer alması ve demokratik anayasa vurgusu yaptı.
Suriye'de cihatçıların yönetimi ele geçirmesinin ardından Şam'a giden MİT Başkanı İbrahim Kalın, Emevi Camii'nde namaz kıldı.
Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İbrahim Kalın'ın Emevi Camisi'nde namaz kılmasına dair "Erdoğan'ın namazının kazasını yapmak da MİT başkanına düşmez" dedi.
Trabzon’un Ortahisar ilçesinde bir inşaatın ikinci katında meydana gelen çökme sonucu enkaz altında kalan 4 işçiden 3’ü yaralı kurtarıldı, 1 işçinin ise cansız bedenine ulaşıldı.
YTÜ'de öğrenciler, yıldızlı ağacın süslerini söken gerici gruplara karşı, “Yıldız laiktir laik kalacak” sloganıyla ağacı yeniden süsledi.