Her bir sayımız bu fikirle, bu duyguyla yayına hazırlanıyor.Sizden gelen mektuplar bu fikrin ve duygunun karşılıklı olduğunu gösterdikçe de daha da umutla sarılıyoruz işimize.Yeni yılda daha çok kadınla buluşmak üzere!
AKP'nin kadın politikasını, kadının ücretli emeğini esnekleştirirken geleneksel rolünü pekiştirmek şeklinde tanımlayabiliriz. Bugünlerin en çok konuşulan konularından kadın istihdam paketi de AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana sürdürdüğü bu politikanın bir uzantısı olarak karşımıza çıktı. Bu politikanın temelini AKP muhafazakârlığı ile sermayenin ihtiyaçlarının kesiştiği noktada kadının ev içi rolünü artırmak, aileyi dolayısıyla evlerimizi birer üretim mekânına dönüştürmek oluşturuyor.
Tabir-i caizse koskoca bir şehir ortasında, etrafı TOKi’ler ve sanayi ile çevirili, biraz da izole bir semt gibi Esenyalı. Daha semte gitmek için indiğiniz Esenyalı Sapağı durağından şöyle bir baktığınızda hissedebiliyorsunuz bunu. Ahmet Yesevi Mahallesi’ndeki Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’ne vardığımda oldukça havadar, ışık alan bir dernek binası ile karşılaşıyorum. Hala bir şeyleri yerli yerine oturtma çabası ilk bakışta hissediliyor. Belli ki çok yol kat edilmiş. Bir o kadar daha da kat edilecek. Kadınlar, kap kacaktan perdelere, kitaplardan masa üstündeki kaleme kadar derneğin nesi varsa hepsinin bir dayanışma ürünü olduğunu söylüyorlar.
Siz ey, coşkuyla meydanları dolduran “kadınlı erkekli” rengarenk kalabalıklar, hiçbir zaman istenmedikçe verilmeyen haklarını var güçleriyle dillendiren kadınlar, emekçi yığınlarını şer güçlerden korumak ve onların coşkularına ortak olmak üzere hazır olun, çünkü umut en son terk edendir!
Meena Martyred, 27 Şubat 1957’de Afganistan’ın Kabil kentinde doğdu. O Sovyetler Birliği’nin ismi dışında herşeyiyle revize olduğu, işgallere başvurduğu, bir kukla rejiminin yönetimi altındaki Afganistan’da kadın olmanın ne demek olduğunu anladı.Ve anlamak değiştirmenin de adımını atmasını şart koşuyordu. Kararlılığı ve direngenliğiyle Afgan kadınların eğitimine adamıştı kendisini...
Yataktan nasıl korkuyla fırladığım, geçen onca yıla rağmen dün gibi aklımda. Hangisi daha baskındı hâlâ ayırt edemiyorum; zil sesi mi, yumruklanan kapının haykırışı mı, yoksa birbirine karışıp gecenin karanlığını yırtan küfür ve hakaret dolu bağırışlar mı… Annem ve kardeşim uyku mahmuru “Neler oluyor? Bu gürültü de neyin nesi!” derken ben kapıyı açmıştım bile.
Ankara’da Kadın Emeği Platformu olarak bir forum gerçekleştirdik. Kimler yoktu ki forumda: taşeron temizlik işçileri, bakım hizmetlerinde çalışanlar, tekstil ve finans emekçileri, stand çalışanları, garsonlar, öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları ve birçokları…
“Sağ gösterip sol vuruyor hükümet”. Ortak kanısı bu Gülistan, Nilgün ve Eylem’in. Konumuz çalışma yaşamının zorlukları, çocuklu bir kadın olarak çalışma yaşamında nelerle karşılaştığımız olunca, hele bir de “müjde” diye ortalığa salınan istihdam paketleri olunca bu cümle pek de güzel özetleyiveriyor durumu.
Sizlere mektubumda ücretli köleliğin çalışma koşullarını yani yıllardır çalıştığım koşulları anlatmak istedim. Size kölelik çağından sesleniyormuşum gibi gelebilir, ama bugünden bahsedeceğim.
Bol kazanç beklentili popüler sinema anlayışına alternatif, bağımsız, bir derdi olan filmlerin gösterildiği “Başka Sinema” adlı oluşum zihni ve yüreği arındıran önemli filmlerle buluşmamızı sağlıyor. Bu filmlerden bir tanesi de kasım ayı boyunca gösterimde bulunan “Frances Ha” idi.
Akşam işten eve gelip kızıma merhaba demek için odasının kapısını araladığımda oturduğu yatağın içinden kocaman, öfkeyle bakan gözlerini bana kaldırdığında anlayamamıştım elbette nedenini.
Bir zamanlar, terörist yoktu, anarşist vardı. Bütün gençler anarşist kabul edilir, bu kabule uygun muamele görürlerdi. Devlet büyüklerimiz, canım ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine çıkamamasının tek sorumlusu olarak onları gösterirdi. Memlekette yolunda gitmeyen ne varsa hep bu anarşik gençler yüzünden olurdu.
Hükümet cenahının aklına “aile” dediğinde ilk gelen, en çekirdeğinden; anne, baba ve en az üç çocuktan oluşan, kutsal, evde yemek yapan bulaşık yıkayan, evin direği reisi babanın dışarıda çalışıp didinip ailesinin geçimini sağlayan topluluk gelir. Ama bu en çekirdeği. Kutsal olması için daha bir çok “yancı” lazım tabi, biraz daha kutsal olmasını istiyor iseniz, önce çocuk sayısını arttırın, büyük anneler, dedeler de oldu mu tamam, hele bir de eltiler kardeşler varsa, işte oldu mu sana en kutsalından mükemmel bir aile!
Merhaba sevgili kız kardeşimiz,Bu mektubu sana, bizi çok heyecanlandıran hatta içimizi içimize sığdırmayan bir haberi paylaşmak için yazıyoruz. Bazılarımızla gecekondu evlerimizin küçücük odalarında tüm olanaksızlıklara rağmen tiyatro yaptık.
Sakarya’da geniş katılımlı bir kahvaltıda biraraya geliyoruz kadınlarla. Etrafta bir neşe. Belli ki çok uzun süredir emek verdikleri bu buluşmanın heyecanından. Farklı meslek gruplarından kadınlar mart ayından bu yana her çarşamba toplanıyorlar, kadın olgusuna doğru bir bakış açısı getirmek ve toplumda ihtiyaç duyulan zihniyet değişimini öncelikle kendi içlerinde gerçekleştirmek amacıyla tartışıyorlar.
Fransa’da on yıllık bir aradan sonra, geçen hafta başında yeniden fuhuşun denetlenmesi ve caydırıcı önlemler konusu meclise taşındı. 25 Kasım dolayısıyla “kadınlara yönelik şiddete karşı mücadele haftası” kapsamında, kadınların cinsel şiddetten korunması, fuhuşun kölelik gibi bir insanlık ayıbı olarak ele alınması ve ortadan kaldırılması tartışıldı.
Almanya’da ilk kadın sığınma evlerinin kurulması, 70’li yılların kadın mücadelesinde elde edilen kazanımlara dayanır. “Özel olan politiktir” diyen 70’li yılların Alman kadın hareketi, kadının dört duvarı arasında yaşadığı sorunların gerçekte toplumsal sorunlardan kaynaklandığına işaret ediyordu. O yıllarda, ev içi şiddetle yüzyüze kalan ve polise başvuran kadına söylenen, bugün Türkiye’de sıkça yaşandığı gibi, “bu ailevi sorun, bizim karışmaya hakkımız yok” oluyordu ve kadın şiddet yaşadığı yere gönderiliyordu. Kadınlar kürtaj hakları için mücadele ettiler.
"Ben ev hizmetlerinde çalışan bir kişiyim. Ay içinde beş kez gittiğim bir evden paramı alamıyorum. Bu durumda benim hakkımı almam için nereye başvurmam gerekir?"
Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı!
Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki
Ne “yoksul” bir “zenginlik”…
Sancılı düşünceler
Fatih Polat, Suriyeli Nura'ya konuk oldu | Kafesteki kuş, camdaki bayrak ve bir göçmen
Hazırlayan: Fatih Polat
10 Ekim Ankara Katliamı davası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Savcı, mütalaasında Erman Ekici hakkında insanlığa karşı suçtan değil, anayasal düzeni ihlalden ceza istedi.
İktidar eliyle çocuk işçiliğinin meşrulaştırıldığı MESEM’lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirdi.
İzmir Şehir Hastanesine pompalı tüfekle giren bir kişi, 9'uncu kata kadar çıkarak sağlık çalışanlarını rehin aldı. Saldırganın daha önce gözaltına alındığı ve serbest bırakıldığı öğrenildi.
Genel başkanı ve genel başkan yardımcısının sağlık turizmi şirketi sahibi olduğu Öz Sağlık-İş şimdi de otelciliğe soyundu.
Türkiye’de son 22 yılda 20 grev yasaklandı, bu yasaklardan 200 bin civarında işçi etkilendi.
Adıyaman’daki 115 bin 67 binadan 33 bin 112’si yıkılmış veya ağır hasar almıştır. Elbette bunun tek bir sebebi yoktu, ncak yıkımın bu kadar çok olmaması doğru bir planlama ile önlenebilirdi.
Emekli Tarih ve Siyaset Profesörü Vijay Singh, 19 Nisan’da başlayan ve 1 Haziran’a kadar sürecek olan ‘Dünyanın en büyük seçimlerini’ yazdı.
MESEM’lerde 8 çocuğun iş cinayetinde ölmesinin ardından MEB’in yaptığı denetimleri göstermelik olarak niteleyen OSTİM’deki MESEM’liler:“Biz denetime veya sözleşmesi feshedilen iş yeri göremedik" dedi.
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığına eski Ensar Vakfı Muğla Şube Başkanı Prof. Dr. Osman Raşit Işık atandı. Eğitim Sen, atamaya tepki gösterdi.
AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, 31 Mart seçimlerinin ardından işten atma ve sürgünlere başladı.
Buca Belediyesi temizlik, fen işleri, park ve bahçeler işçileri olmak üzere tüm çalışanların ücret, fazla mesai ücretleri ve gıda kartı ödemelerinde yaşanan sorunlara işçiler tepkili.
TED Aliağa Koleji’nde veliler hakları için örgütlenme mücadelesi veren öğretmenlere destek verdi.
Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi'nde mücadeleci işçilerle 1 Mayıs'a nasıl hazırlandıklarını ve taleplerini konuştuk.
Miray Madencilik A.Ş.’ye ait “Termal Turizm Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Sondaj” projesi bilirkişi raporunda kamu yararı olmadığı çevresindeki tarımsal faaliyete zarar vereceği belirtildi.