23 Ocak 2025 03:33
DİĞER YAZILARI
Kıl Şevket 31 Temmuz 2025
AKP, MHP oyları 24 Temmuz 2025
Biya 17 Temmuz 2025
İktidar 10 Temmuz 2025
Terlikli dayak 3 Temmuz 2025
Şımarık 26 Haziran 2025
İç cephe 19 Haziran 2025
Madleen 12 Haziran 2025
Mezunlar 5 Haziran 2025
Pazar yeri 29 Mayıs 2025
YAZI ARŞİVİ

Yıl ‘70’lerin sonuna doğrudur. 12 Mart faşizmi gençliğin üzerinden silindir gibi geçmiş, gelecek 50 yılda ülkeyi insanca ve adaletle yönetmesi muhtemel yurtsever gençler ABD’nin işaretiyle pusularda, işkencelerde yok edilmiştir. ABD’nin kurduğu okulda, ABD elçisinin aracını yakan gençler katledilmiş, sonradan kendini bilmezlerin “demokrat” ilan ettiği Demirel havalara zıplayarak ‘3 bizden, 3 sizden” diye bağırarak kendinden geçmiş, sonradan düşman(?) olduğu bugün ülkeyi yöneten gericiliğin önünü açmış olmanın gizli heyecanı ile ömrünü noktalamıştır. Evet, gençler katledilmişti ama kurumlar teslim olmuyordu. ODTÜ demokrasi ve bağımsızlık mücadelesinin bayrağını dalgalandırmaya devam ediyordu. 

Demirel’in milliyetçi cephesi ODTÜ’yü ele geçirmek için Hasan Tan’ı rektör atadı. Faşist işçiler ODTÜ’de Hasan Tan’ın emri ile saldırıyorlardı.
Sonra tarih tekerrür etti. Aynı gericilik aynı çirkin amaçla Boğaziçi Üniversitesinin başına Melih Bulu’yu buldu getirdi. 

Bakıyorum ortada ne Hasan Tan ne Bulu ne Demirel ne Evren kaldı. Bir kalan sermayenin büyüyen göbeği. Arşivi ve hafızası kuvvetli sevgili arkadaşım Duran’a sordum. Bir fotoğraf gönderdi. Hasan Tan’ın mezarı başında sadece 12 kişi vardı.

Bulu’nun B’si bile kalmamıştı.

Ders aldılar mı?

Bu günün Hasan Tan’ı, Bulu’su, bilumum hırslı(?) cübbeli, cübbesiz bürokratı tepelere yaranmak için canla başla çırpınıyor. Ve geriye sadece daha da şişmanlamış sermaye kalacak uğursuz yönetimlerinden.

ABONE OL

Arif Nacaroğlu

Tan ile Bulu
0:00 0:00
1.00x
0:00 / 0:00
1.00x

Evrensel'i Takip Et