3 Ağustos 2025 04:42

Şirinler 2025 ve adını alamayanların sihirli direnişi

2025 yapımı yeni Şirinler filmiyle, Şirinler köyü bir ütopya olmaktan çıkıp, sınıfsal bir alegorinin haritasına dönüşüyor. Şirinler ilk kez bizim dünyamıza adım atıyor.

Şirinler 2025 ve adını alamayanların sihirli direnişi

Fotoğraf: İnstagram

Ayşegül Tözören


Hiçbir masal masum değildir. 

Bazıları neşeli olduğu için değil, gerçeklikten daha az korkutucu olduğu için anlatılır.

2025 yapımı yeni Şirinler filmi, çocukluğun pastel tonlarını terk ederek maviye boyanmış bir distopyanın eşiğinde geziniyor. Artık bu mavi, neşenin değil; dışlanmışlığın, görünmezliğin ve kolektif hafızanın rengi. Şirinler köyü bir ütopya olmaktan çıkıp, sınıfsal bir alegorinin haritasına dönüşüyor.

Adı olmayanlar: Sınıfsal silinmişliğin metaforu

Yeni filmde adı olmayan bir Şirin var. Var ama yok. Konuşuyor ama adı anılmıyor. Görünür ama tanınmıyor.

Bu isimsizlik, yalnızca bir karakter özelliği değil; bir sınıf temsili.

Bu Şirin, oturum izni olmayan göçmen çocuk, SGK kaydı olmayan işçi, mezar taşı bile olmayan kadın kadar gerçek.

“Kim olduğun değil, ne işe yaradığın konuşuluyorsa, sınıfsal silinmişlik başlamıştır” diyor film, sessiz ama derinden.

Şirine’nin dönüşümü: Gölgelerden gelen dayanışma

Şirine, serinin en karmaşık figürü. Bir zamanlar kötülük için yaratılmışken, köy kolektifine katılıp iyiliği tercih eden bir kadın.

Bu yeni filmde, Şirine yalnızca bir isim sunmuyor; bir hak tanıyor. İsimsiz Şirin’in ad alma hakkının yanında duruyor. Bu örgü, kurtarıcı anlatılarını altüst ediyor. Bu bir bağış değil; bir dayanışma önerisi.

“Kendi geçmişiyle hesaplaşmamış biri, başkasına yön gösteremez,” dedirtiyor karakterine film.

Köyün çatlağı: Uyumun yerine müzakere

Bir zamanlar tüm Şirinler birbirine benzerdi. Aynı şarkıyı söyler, aynı hızda çalışır, aynı biçimde gülerlerdi.

Şimdi ise her biri farklı. Farklılık artık zaaf değil, kolektifin oksijeni.

Gerçek kolektif, benzerlerin sessizliğinde değil; farklıların birlikte konuşabildiği yerde kuruluyor.

Şirinler köyü artık bir uyum ütopyası değil; bir çelişkiler müzakeresi.

Razamel: Kibirle kurulmuş bir iktidar

Filmde klasik kötü karakter Gargamel’in bile karanlığında soluk kalacağı biri var: Razamel.

Gargamel’in kardeşi. Daha karanlık değil; daha kibirli.

Razamel kimseyi yok etmiyor. Ama herkesi küçümsüyor.

Ve bu kibir, Gargamel’i bile isyan ettiriyor.

Kibirle kurulan iktidar, sonunda yalnızlaşmaya mahkumdur, diyor film.

Gargamel’in dönüşümü: Sınıf bilincinin çatlağı

Bu kez Gargamel yalnızca kötü değil.

Yetersizliğiyle aşağılanan, emeği hor görülen biri olarak çiziliyor.

Ve en ilginç kırılma noktası burada:

Gargamel kötülüğün değil, onurun tarafını seçiyor.

Sınıfın, bazen nerede durduğunla değil; neye artık tahammül edemediğinle ilgili olduğunu hatırlatıyor.

Ve Şirinler gerçek dünyaya geliyor: Ütopya bir kaçış değil, hazırlıktır

Şirinler ilk kez bizim dünyamıza adım atıyor.

Bu bir kurgu hilesi değil; bir politik önerme.

Artık mesele sadece mavi bir köy değil.

Gerçeklik içindeki hayal, hayal içindeki gerçeklik haline geliyor.

Masal, sokaklarımıza taşınıyor.

Ve o adı olmayan Şirin, artık bir birey değil; bir sınıf.

Rihanna’nın sesiyle söylenen masal: Feminist bir nefes

Filmin müziklerini Rihanna seslendiriyor. Bu sadece bir sanatçının katkısı değil; pozisyon alma olarak okunabilir.

Feminist, siyah, yoksul ve özgürleşmiş bir sesin kolektif masala eşlik etmesi, Şirine karakterinin de anlamını büyütüyor.

Ses olmak bazen konuşmak değil; başkasının söyleyemediklerini taşımaktır.

“Ütopya bir kaçış değil, bir hazırlıktır. Gerçekleşmek istemeyen değil, gerçekleşmesini bizim engellediğimiz şeydir,” der gibi

O, ismini alamayanların masalı

Şirinler 2025, yalnızca bir animasyon değil.

Bu film, görünmezlerin adını, ezilenlerin yönünü, iyiliğin sınıfsal tonunu anlatıyor.

Ve eğer bir karakterin adı yoksa, o artık sadece bir birey değil; bir sınıftır.

Evrensel'i Takip Et