Kız kardeşlerimiz,2015’e girerken yaşadığımız sıkıntıyı da, ördüğümüz dayanışmayı da içimize atmayalım. Saklamamızı isteyen ne, kim varsa 2014 ile birlikte onunla da vedalaşalım.
“Kalkınma Planı”, “Orta Vadeli Program”, “Performans ve Eylem Planı”, “Strateji Belgesi”, “İzleme ve Değerlendirme Raporu” ... Bunlar, nasıl yaşayacağımızın, hangi koşullarda çalışacağımızın, ürettiğimizden ne kadar faydalanacağımızın, çocuklarımızın geleceği için ne planlandığının, “bizim çocuklar” ile “onların çocukları” arasındaki devasa yaşam farkının gün geçtikçe nasıl artacağının ifade edildiği belgelerdir aslında.
Yeni asgari ücret belirlendi. Yine, insanca yaşamaya imkân vermeyen bir rakam. Hükümet vermiyor, patron vermiyor, sendika uğraşmıyor... İşçi kadınlar öfkeyi ve umutsuzluğu bir arada yaşıyor. Ne yapmalı peki. “Birleşmek lazım ama zor” diyorlar. Peki birleşirseniz, ne olur? “Aha o zaman ortalık toz duman olur. O iş karakolda biter. Çarşı karışır” diyorlar gülerek.
21. yüzyıldayız ve uzayın derinlikleri keşfedile dursun, Türkiye ekonomisi, 2023 vizyonunda gelişen ekonomiler arasında ilk ona girmeyi hayal ederken, kapitalistleşme ve sanayileşme uğruna, “kalkınma” hedefiyle sermaye biriktirme mücadelesi yolunda, olabildiğince emek gücünün haklarına el koyabilmeyi meşrulaştıracak her yola başvuruluyor ülkemizde. Emekçiler, zorla rıza ve tahakküme maruz bırakılıyor.
Hepimizin bildiği gibi cumhurbaşkanımız ‘kadın ile erkek eşit değildir çünkü fıtratları farklıdır. Kadınları erkeklerin yaptığı her işte çalıştıramazsınız onun narin yapısına ters düşer’ gibi söylemlerle kadınları dört duvar içine hapsetme planları yapıyor. Ama hayat şartları bunun tam tersini bize dayatıyor. Bunu kendi yaşam koşullarımdan biraz bahsederek sizinle paylaşmaya çalışacağım.
Güvencesiz, sömürüyü katmerleştiren performansa dayalı üretim yapan işletmelerde kadın işçilerin sayısı gitgide artıyor. Tekstil alanı hala kadınlar için öncelikli sektör olsa da son zamanlarda metal sektörü de kadın işçilerin istihdamının arttığı bir sektör olarak dikkat çekiyor. Bazı metal fabrikalarında kadın işçi sayısı erkek işçi sayısına yaklaşıyor, hatta geçiyor.
Otobüsle gidip gelirken benim gibi ev temizliğine giden birçok kadın arkadaşla konuştuğumda hepsinin buna benzer sorunları olduğunu görüyorum. Bazıları kendi evinde çalıştığı yetmiyormuş gibi, o gün çocuğunu kaynanasına bıraktıysa, onun ev temizliğini de kendi üstleniyor. Gecenin bir saati eve dönmek zorunda kalıp bir de çocuğun ödevleriyle ilgilenmek zorunda.
Eğitimde kızlar ve erkeklerin bir arada ya da ayrı olmalarından ziyade eğitimin niteliğinin, öğrencilerin yeteneklerine göre yönlendirilebildikleri, gereken materyaller ve uygun fiziki koşullarla nasıl daha iyi bir eğitimin sağlanabileceğinin tartışılmasına ihtiyaç vardır.
Peki bu Şura kime sorulmuş? Aileler, öğrenciler bundan memnun mu? Aileler daha ilkokulda okuyan çoçuklarının böyle bir uygulamaya nasıl bir tepki verecekler? Biz de bunları merak ettik ve bu konu hakkında ne düşündüklerini Ankara-Yenimahalleli kadınlara sorduk.
Yeni bir yıla başlarken etrafımızdan, televizyonlardan sıkça duyduğumuz bir sorudur; Yeni yıldan ne bekliyorsun? Sevgili kadın arkadaşlarım burada bile “soru” gibi duran şey, aslında kabullendirilmiş “bekleyin” gerçeğidir... yıl, gelecek yıldan sağlık, huzur, başarı, para, savaşsız bir dünya beklentisiyle yetinmeyelim. Bütün bunları kazanmak için beklemekten vazgeçip birlikte mücadele edelim ki yeni yıl bizim yılımız olsun!
Bu sayıda Ekmek ve Gül okurları ile bir Suriyeli bir tekstil işçisi kadının hayatını paylaşmak için koyulduk yola.
Eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için en küçük bir adım atmayan hükümetin, henüz gelişim çağının başında olan anasınıfı öğrencilerine dini değerler eğitimi vermek istemesi, itaatkâr bir toplum oluşturma projesiyle ilgilidir.
Bugüne kadar kadınların yazdığı yazılarla, verdiği görüşlerle, yaptığı ziyaretlerle dergimizde yer bulan Kız Kardeşlik Köprüsü’nün ortaya çıkardıklarını kadınların anlatımıyla sizlerle paylaşıyoruz...
Karanlık, tanımadığı bir elin onun vücuduna dokunmasıydı; karanlık, sokakta bir gözün arkada yürümekti ve karanlık, korkuyla yaşamaktı. “Ben bir nevi kurtuldum, daha nicesi bu acıyla bu gerçekle yüz yüze. Kurtulmaları, bu dehşetlerin önüne geçilmesi tek temennim…”
Kadınlara bu sözü söyleten yaşamlarına tanık olmamızı sağlıyor her iki yazar. Kadınları kurbanı olduğu cinayetlerin sıradanlığını, maruz kaldıkları şiddete daha fazla katlanamayarak kocalarını öldürmeye götüren süreci, hikayelerin gerçek kahramanları ile birebir görüşerek birer istisna olmaktan da çıkarıyor.
Dergimizin her sayısında farklı kadın hikâyeleri ile buluşturduk sizleri. Farklı kentlerde, farklı farklı kadın arkadaşlarımıza dokunduk. Kısaldı mesafeler bir bir. Birbirimizden öğrendikçe güçlendik. Bu sayımızda sizleri daha da uzaklara, ta Avrupa’ya, Avrupa’nın kalbine, Almanya’ya götüreceğiz.
Kadınlar ilk çağdan beri kimyasal ve hayvansal karışımlar, muska, bekaret kemeri gibi ilkel de olsa çeşitli doğum kontrol yöntemleri denemiştir. Kadınların kendi bedenlerinin kararını vermelerini yasaklayan otoritelerin tarihi de bir o kadar eskidir. Tabi ki otorite olmak bunu gerektirir, öyle değil mi? Peki ya bugün bilinen doğum kontrolü yöntemlerine ulaşmak kadınların kaç senesini aldı dersiniz?
İspanya’da kürtaj hakkının kısıtlanmasına Fransız kadınlar karşı çıkıyor. Avrupalı kadınlar kendi ülkelerinde haklarını elde etmek ya da korumak adına komşuları için de mücadele etmek zorunda olduklarının farkında.
İyi insanlar
Hani IŞİD bitmişti?
İşçiler, emekçiler
Görünen köy
Yeter ki gereken dersler çıkarılsın
Bu hafta Manisa'nın Alaşehir ilçesindeki Bozdağ'da, tüm Alaşehir'i tehdit eden antimon madenine karşı toprağını korumaya çalışan köylülerin mücadelesini ekrana getiriyoruz.
Roboski Adalet Girişimi yaptığı yazılı açıklamada, "Roboski Katliamı, bugün yaşadığımız faşist, baskıcı politikaların da bir başlangıç eşiğidir" diye belirtildi.
Perfetti’nin İstanbul’daki fabrikasında örgütlenme faaliyeti yürüten Tekgıda-İş, çoğunluğu almalarına rağmen Perfetti yönetimi sendikalı işçilere baskı yapıyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AKP'nin adayı Turgut Altınok'un iki kızının KPSS'ye girmeden istisnai kadroyla memur yapıldığını açıkladı.
Daralma bahanesiyle 8 aydır Plastic Omnium'un Tuzla fabrikasında gruplar halinde işten çıkarmaların olduğunu belirten işçiler, en son 24 işçinin daha atıldığını söyledi.
Emek Partisi'nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Halil İmrek ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca yerel seçimlere dair basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'da emeklilerin zam talebine ve asgari ücrete ara artış talebine yine "bütçe yok" dedi, ardından patronlara verdiği teşviği anlattı.
Yargıtay başkanlık seçiminin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı. Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek.
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
AYM, hukuka aykırı çalışan Aliağa’daki İzdemir-II Termik Santrali davasında, “Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine” karar verdi. Avukat Arif Ali Cangı santralin kapatılması gerektiğini söyledi.
Denizli’nin Honaz ilçesi Aşağıdağdere mahallesinde açılmak istenen ikinci taş ocağı için yürütmeyi durdurma kararı verildi. Taş ocağına karşı açılan davanın duruşması 24 Nisan'da görülecek.
DİSK Emekli-Sen: "Emeklileri sefalete, açlığa, yoksulluğa mahkûm edenlere oy yok! Gençleri umutsuzluğa, işsizliğe mahkûm edenlere, emeklilerden oy yok."
Büyükşehir ve iki ilçe belediyesinin randevularına dönüş yapmadığını belirten Altı Nokta Körler Derneği Denizli Şube Başkanı Muzaffer Eskin, engelliler için yerellerde yapılması gerekenleri anlattı.
İzmir Kadın Platformunun düzenlediği basın açıklamasında, "AKP politikaları kadınların yaşamına mal oluyor. İktidara geldiği günden bu yana 8 bine yakın kadın katledildi" ifadeleri kullanıldı.
Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu kentin doğasını tarihsel ve kültürel dokusunu korumaya yönelik hazırladığı Kent Sözleşmesi’ni kamuoyuyla paylaştı.