3 Mayıs 2025 15:44

Size bir hikaye anlatacağım, yaralı ellerin ve aksayan bacakların hikayesi…

1 Mayıs’tan bize kalan çok şey var. Kaybedilen canlar, yaralı eller ve aksayan bacaklar için sözümüzdür öfkemizin ateşinde kuracağız eşit, özgür ve onurlu bir yaşamı.

Size bir hikaye anlatacağım, yaralı ellerin ve aksayan bacakların hikayesi…

Fotoğraf: Evrensel

Esmer Özer 
BİRTEK-SEN'in avukatı


Yılı malum 1 Mayıs sabahı, saat işçiler için hep mesaiye denk düşüyor. Kaç kişi olacağız, işçilerin taleplerini nasıl güçlendireceğiz, hava koşulları katılımı etkiler mi sorularının zihin duvarlarımıza çarptığı keşmekeşin içinde ufak ufak birikiyoruz alanda. Örgütler birbirini sloganlarla selamlıyor ve herkesin ortaklaştığı bir slogan yükseliyor ara ara “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek.”

Çalıştıkları fabrika iflas ettiği için tazminatlarını alamayan işçiler, geçinemiyoruz diyenler, mücadeleye vefa borcu hissedenler… Haber geliyor, 1 Mayıs’a biri çocuk iki işçinin iş cinayetine kurban gitmesiyle uyanmışız meğer. Canımız yanıyor, can yangınımız öfkeye dönüşüyor.

Öfkenin yolu olsa ve yaksa bu düzeni… Bir gün mutlaka.

Kitleye katılan bir işçiye takılıyor gözüm yanına gidiyorum hemen. Fabrikanın sevilen abilerinden Mustafa abi, sözü geçen, sözüne sadık. Yaklaşık bir yıl önce iş yerinin anlaşmalı olduğu servis şirketiyle işe giderken kaza geçirmiş, dizleri parçalandığı için aylardır tedavi görüyor. 1 Mayıs yürüyüşüne katılıp katılamayacağını konuşmuşuz çok önceden. Bacağım yüzünden katılamayabilirim, diyor, yine bacağına rağmen katıldığı işçilerle yapılan kahve toplantısında.

Kazadan kısa bir süre önce servis şirketi değişmiş meğer. Patronların kâr hırsı uğruna “daha az masraflı” olsun diye at arabasına rahmet okutacak araçlarla hizmet gören yeni bir servis şirketiyle yaptığı anlaşma neredeyse onlarca işçinin canına mal oluyor. Sabitlenmemiş, en ufak sarsıntıda sökülme tehlikesi olan koltukların olduğu serviste önde oturduğu sırada gerçekleşen kazada vites kolu dizlerini parçaladığı için bir daha hiç yürüyememe ihtimaliyle karşı karşıya kalmış bu abimiz. Patronlar daha çok kazansın, toplumsal bir ur gibi canımızla beslensin diye kurulmuş bu sistemde iş kazaları sonucu ölen, yaralanan yüzlerce işçinin ortak hikâyesi.

Hal hatır soruluyor elbet, 1 Mayıs devam ediyor. Yağmurun altında kortej sloganlarla yürümeye başlıyor, günün en gür çıkan sloganlarından biri eşlik ediyor bize “Mehmet Türkmen yalnız değildir.”

Bacağı aksayan işçi abim kortejde en önde, durmadan yürüyor. Ondan öğreniyorum durmamayı.

1 Mayıs’ın diğer “an”ı. Alana gelmişiz, mesajlar okunuyor. BİRTEK-SEN’den gelen mesaj dolaşıyor alanda, “işçilerin hayatını öğüten bu ölüm çarkının, bu vahşi sömürü ve cinayet düzeninin ölümüne sebep olduğu bütün işçilerin hesabını soracağız!” Yıllardır halı dokuyan elleriyle direnişi de dokumuş; işini, aşını, özgürlüğünü bayrak gibi taşıyan bir diğer işçi, bir Başpınar işçisi gece vardiyasından çıkmış, uykusuz, yürüyüşü yönetiyor. Ellerini cebinden çıkarıp yağmura açıyor bir an, “ellerim yanıyor” diyerek. Ellerim yanıyor cümlesine eşlik eden gülümsemesi emeğin ucuz olmadığını haykırıyor. BİRTEK-SEN’in de kurucularından olan Mikail abi, 96 Ünaldı direnişinden 2025 1 Mayıs’ına bir direniş hattı çiziyor yanan elleriyle.

Ellerimizi yaralamadan emeğimizi savunamayacağımızı öğreniyorum ondan.

Ve sonuna yaklaşıyoruz 1 Mayıs’ın. Heybemizde nasıl daha örgütlü ve güçlü oluruz sorusuyla toparlıyoruz bayraklarımızı, dövizlerimizi. Son ana kadar duran işçilerle yavaş yavaş ayrılıyoruz alandan, arkada devam eden müzik sesi eşlik ediyor adımlarımıza.

Tüm yaşananların içinde en çok kortejin en önünde aksayan bacağıyla yürüyen işçi ve “ellerim yanıyor” cümlesi işliyor zihnime. Bu iki an zamanı durduruyor, her şeye rağmen umudu, azmi, inancı filizlendiriyor. 1 Mayıs’tan bize kalan çok şey var. Kaybedilen canlar, yaralı eller ve aksayan bacaklar için sözümüzdür “öfkemizin ateşinde kuracağız eşit, özgür ve onurlu bir yaşamı.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Hayal ekip rant biçecekler

Hayal ekip rant biçecekler

‘Kentsel dönüşüm’ için ‘Yarısı bizden’ kampanyasındaki destek tutarları artırıldı, Erdoğan, ‘dar gelirlilere müjde’ diye duyurdu. Düşük ücret, yüksek enflasyon mağduru milyonların, fahiş fiyatların geriye kalanını karşılaması imkansız! Müteahhitler ise el ovuşturup yeni talepler sıralıyor. Oysa emekçiden tek kuruş almadan sadece 2 yıllık ÖTV geliri ile 1.5 milyon sağlıklı konut yapmak mümkün.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
4 Mayıs 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et