13 Ağustos 2013 16:18

Sendika nerede, kadınlar nerede?

"İşyerlerinden kopuş aynı zamanda ve daha çok kadın emekçilerden kopuştur. Ve ne merkezlerde ne de şubelerde oluşturulan kadın sekreterlikleri, kadın daireleri, kadın meclisleri bu kopuşu engelleyemiyor."Kamu emekçisi kadınlar, çalışan diğer hemcinsleriyle kıyaslandığında “imtiyazlı” olarak görülür. İş

Sendika nerede, kadınlar nerede?
Paylaş
Satı BURUNUCU ÇALI/ Tüm Bel-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri

"İşyerlerinden kopuş aynı zamanda ve daha çok kadın emekçilerden kopuştur. Ve ne merkezlerde ne de şubelerde oluşturulan kadın sekreterlikleri, kadın daireleri, kadın meclisleri bu kopuşu engelleyemiyor."

Kamu emekçisi kadınlar, çalışan diğer hemcinsleriyle kıyaslandığında “imtiyazlı” olarak görülür. İş güvencesi olan, çalışma saatleri belli, emeklilik ve örgütlenme hakkı olan bu “mutlu azınlık” gibi çalışmak ister diğer kadınlar da. Hatta kamu emekçisi kadınların toplusözleşme dönemlerinde erkek emekçilerden farklı olarak sosyal, özlük ve ekonomik taleplerin yanı sıra cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesine yönelik talepleri olduğu konuşulduğunda bu durumu çok bulanlar da olabilir. Oysa kadın istihdamının artırılmasını güvencesiz ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasına bağlayan politikalar düşünüldüğünde kamu emekçisi kadınların da bu sürecin dışında kalmadığı görülecektir. Üstelik ev içi ve bakım emeği sömürüsü katmerleşirken, çalışma yaşamındaki emekleri değersizleştirilen kadınların kocaya ve aileye bağımlılığı pekiştirilirken yok birbirimizden farkımız!
Her yıl toplusözleşme görüşmelerinde KESK, kamu emekçisi kadınların taleplerine ayrıca yer veriyor. Hatta kadın emekçiler, geçtiğimiz yıllarda bu taleplerinin görünürlüğü için ayrıca eylemler yaptı. Bu kez iki yılı (2014-15) kapsayacak olan TİS’teki talepleri; ebeveyn hakları, kreş hizmetleri, istihdamda eşitlik ve ayrımcılığın önlenmesi başlıkları altında sıralandı. Başta görevde yükselme ve unvan değişiklikleri olmak üzere çalışma hayatındaki ayrımcılığa, mobing, baskı ve şiddete son verilmesi, uygulayanların cezalandırılması, kreş ve bebek bakım üniteleri açılması öne çıkan talepler arasında.
 

KADINLAR NASIL KATILACAK?Uzun zamandır KESK’te yaşanan bürokrasi ve işyerlerinden kopuştan söz edilir. Siyaseten yönetme, mücadeleyi sadece kadrolarla yürütme, mesajla eylem ve toplantı çağrıları işyerlerinden ve kamu emekçilerinden kopuşun özetle anlatımı gibidir. Bu işyerlerinden kopuş aynı zamanda ve daha çok kadın emekçilerden kopuştur. Ve ne merkezlerde ne de şubelerde oluşturulan kadın sekreterlikleri, kadın daireleri, kadın meclisleri bu kopuşu engelleyemiyor. Üstelik onlar da düşük katılımlardan şikayetçi...
Elbette işyeri çalışması yürütülmediğinde erkek kamu emekçilerinin de sendikal süreçten dışlanması söz konusu. Ama mesaiden sonra geç saatlere kadar süren, ulaşması zor ve katılabildiğinde dahi bıktırıcı olan toplantılara kadın emekçiler hemen hiç katılamıyor. Ancak işyerlerinde ve mesai saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılması mümkün olan, işten çıktıktan sonra olanca hızıyla çocuk-hasta-yaşlı bakımı ve ev işleriyle uğraşan kadınların katılımını sağlayabilmek için, hem sendikal faaliyetin hem de özel olarak kadın çalışmasının işyerlerinde yürütülmesi gerekiyor.
 

KESK’TE KADIN ÇALIŞMASI
Geçmişten bu yana KESK içinde kadın meselesi üzerine yürütülen tartışmalar ve kimi kararlar kadın yönetici sayısında zaman zaman artışa zaman zaman da -her şey siyaseten belirlendiğinden- gerilemelere neden oldu. Ama açık ki kadın kamu emekçilerinin hayatını iyileştirecek gelişmelere neden olmadı. Önceleri işyeri komisyonları ve işyerlerinde kadın emekçilerle yapılan toplantılar, talepler, mücadele önerileri daha çok kadının sendikal sürece katılımını sağlarken bugün kadro düzeyindeki, politik kadınlar dahi süreçten dışlanıyor. Kast ettiğimiz şudur ki kadın emekçilerin kitlesel gücü ve onların işyerlerinde yaptıkları kitlesel toplantılarda çıkaracakları talepler ve mücadeleler yerine yönetimlerdeki kadınların ya da onların siyasetlerinin oluşturduğu daire, birim gibi oluşumlar tercih edilmiş, gelinen yerde kadın emekçilerin katılımı düştü ve nihayetinde karar alanların dahi katılmadığı açıklamalar sözkonusu oldu.
Bilindiği gibi son KESK Genel Kurulu’nda Genel Meclis’in yanı sıra bir de KESK Kadın Meclisi oluşturuldu. Bu kadın meclisinden (genel mecliste sendika MYK yöneticileri olmadığı gibi) MYK yöneticisi kadınlar dahi dışlandı. Oysa, kadın sekreterlerinden oluşan bu mecliste KESK Meclisi’nde siyaseten görevlendirilmiş kadınlar (üyesi oldukları sendikalarda yönetici olsun ya da olmasın) yer alıyor. Ve bu meclise de katılım diğerleri gibi son derece düşük. Kamu emekçisi kadınlar arasında özel bir seslenişin ve sendikal faaliyetin yürütülmemesi, ilgisizlik ve mücadelenin düşüklüğü Kadın Meclisi toplantısına da ilgisizliğe neden oluyor. Giderek yerleşen bir hiyerarşi en çok kadınları vuruyor ve onları sendikal süreçten koparıyor.
KADINLARIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜYLE...
Sadece hak ve özgürlükler mücadelesinin kazanılması için değil, sendikal demokrasinin de kazanılması için kadın emekçilerin katılımı olmadan olmaz. Ayrıca bir emek örgütü kadınlar için demokratik değilse erkek emekçiler için de demokratik değildir. İşyeri çalışması kadın emekçilere özel seslenişler, onların katılımına uygun zaman ve mekan seçimi, kadın emekçilerin kendisini daha rahat ifade edebileceği koşulların sağlanması, işyerinde ve sendika içindeki her türlü engelleme ve şiddete karşı mücadele ile birlikte yürütülürse ancak kadınlarla buluşabilir. Hangi işkolu ya da işyerini konuşursak konuşalım, kadın emekçilerin daha çok örgütlülüğe ve mücadeleye ihtiyacı olduğu ortada. Bizim de sendikalarımızı değiştirme, sendikal demokrasiyi inşa etme, emekçilerin söz ve karar sahibi olması, işyerlerinde fiili sendikacılığı örgütleme mücadelesinde kadın emekçilerin gücüyle değiştirip kazanacağımızı bilmemiz gerekiyor.

ÖNCEKİ HABER

Eşyanın tarihi ruj

SONRAKİ HABER

‘Kürtlerin yanındayız’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...