Yavuz Top’un ömrü, hikâyesi: Yerelden evrensele bir türkü...
“Yerelden evrensele bir türkü, Yavuz Top’un ömrü, hikâyesi. Aşık sazdan usanmaz ömrü yettiğince... Bizden önce gidenlere selâm olsun erenler...”

Sanatçı Yavuz Top
Salih Nâzım Peker
Müzisyen
Yavuz Top üstâdımız, 2 Mayıs günü uçmak olmuş, devri dâim olsun...
Yeniyetmelik kahramanlarımdan birinin daha gökyüzünde ışıltılı bir yıldız gibi kayışına tanık oluyorum. Üstâdı, Alevi-Bektâşi repertuarının edvârı niteliğindeki o efsanevi "Muhabbet" serisi kasetlerinde tanıdım ilk. Muhlis Akarsu, Musa Eroğlu ve Arif Sağ ile gökteki yıldızlar kadar yalabık; ama bir o kadar da yukarıda ve uzak bir samanyoluydu nazarımda. Sonra bir bayram günü, TRT’de, kısa saplı bağlamayla ve bağlama düzeninde tüm telleri taraya taraya, kendi yöresi ve Alevi repertuarının haricindeki Köroğlu koçaklamaları ve Tefenni zeybekleri çaldığında büyülendim. Normalde, uzun saplı, bozuk düzen bağlamadan dinlemeye alışkın olduğumuz bu havaları, özünü zerre incitmeden, eksiltmeden, yöresel tavırdan ödün vermeksizin, ama bağlamaya özgü dörtlü armoninin gerginliğini ve ikili aralıkların uyuşumsuz seslerini kullanarak, bambaşka bir ufukta havalandırıyordu üstât. "Vay be! Demek bağlama düzeninde, kısa sapla da, bu kadar tezeneli, bu denli tavırlı ve yatay hareketli eserler çalınabiliyormuş…" diyerek hayretler içinde kaldığımı, dün gibi hatırlıyorum...
'Yaylı bağlama ailesiyle sopranodan kontrbasa uzanan geniş ses alanı...'
Bu hayretim sadece teknik mükemmeliyete değil, Yavuz Top’un yöre ve kimlik sınırlarını bertaraf ederek halk müziğimizin çok farklı türlerinde gösterdiği ustalığa da yönelikti. Bu yaklaşımı, Ruhi Su’da da görmüştüm; ancak onun operadan yadigâr şan tekniği, o yıllardaki delikanlı isyanımı tahrik etmekten ziyâde henüz yüreğimi titretmiyordu. Ama işte şimdi, "Üsküdar’dan bu yan" ağzı, Anadolu hançeresiyle, karşımda Yavuz Top nam usta bir bağlamacı ve türkücü, bu zengin tekniği kullanıyordu sınırsız ufuk hattında. Bu tekniğin çok daha sınırlı ve tedbirli haline, Arif Sağ’ın "İnsan Olmaya Geldim" adlı deyişinde rastladık. Ancak Arif Sağ, sonraki çalışmalarında bu tarzı devam ettirmedi. Yavuz Top ise bu armonik zenginliğin üstüne gitti. Bu yolda, yaylı bağlama ailesini icât etti, geliştirdi sopranodan kontrbasa uzanan geniş ses alanında. Uzunca bir süredir de sahne ve albüm çalışmalarından ziyâde eğitimci olarak müziğe hizmet ediyordu.
'Aşık sazdan usanmaz ömrü yettiğince...'
Bağlama düzenini sevmemde doğrudan etkisi olan Yavuz Top üstâdımızın halk müziğimize verdiği eşsiz hizmetler için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Hakkınızı helâl edin kıymetli üstâdım. Bu arada bağlama çalan dostlara bir meraklı notu aktarayım: Yavuz Top hoca, Muhlis Akarsu, Musa Eroğlu ve Arif Sağ üstâtların yaygınlaştırdığı do’dan kesik ve son perdesi si olan kısa sapın aksine, si’den kesik ve son perdesi do olan kısa saplı bağlama çalardı. Sanırım bu perde düzenini, Azerbaycan aşık sazlarında görüp, bundan etkilenmişti. Yerelden evrensele bir türkü, Yavuz Top’un ömrü, hikâyesi. Aşık sazdan usanmaz ömrü yettiğince... Bizden önce gidenlere selâm olsun erenler...
Evrensel'i Takip Et