Metrekaresi 600 dolara hastaneler!
SES Kayseri Şube Başkanı Orhan Karakaya, AKP Hükümetinin her fırsatta sağlıkta başarı tablosu çizmesini eleştirdi.

Fotoğraf: Pixabay
İLGİLİ HABERLER

Milletvekillerine sağlık hizmeti kıyağı: Anne babalarına da biz bakacağız

TTB: Sağlık harcamalarının yüzde 72'sini kişiler cebinden karşılıyor

CHP Milletvekili Barut: Emekli maaşlarından sağlık kesintisi yapılmasın

Mersin'de AKP'li meclis üyelerine göre prezervatif dağıtmak örf ve adetlere aykırı

Kanun teklifi Mecliste: Bakanlar ve ailelerine ömür boyu ücretsiz sağlık hizmeti
Orhan KARAKAYA
SES Kayseri Şube Başkanı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan fırsat bulduğu her zaman eğitim ve sağlık konularında hükümetlerinin yaptıkları icraatları dile getiriyor. Ben de 20 yıl sağlık alanında çalışmış, sendikal faaliyet yürütmüş biri olarak hem Cumhurbaşkanının sağlık alanında söylediği konular hakkında hem de Kayserili olarak AKP Kayseri Milletvekili Dr. İsmail Tamer’in şehir hastaneleri ile ilgili TBMM kürsüsünden söylediklerine, bilgim ve yaşadıklarım kadarıyla cevap vermek istiyorum.
Cumhurbaşkanı şöyle diyor: “…Sağlam giren insanlarımızın hasta çıktığı sağlık tesislerimizi sisteminden altyapısına kadar yeniden düzenledik. Hastane ve diğer yataklı kuruluş sayımızı 2 bin 600 seviyesinden 5 bin 500 seviyesine, hastane yatak sayımızı 240 bine, nitelikli yatak sayısını 145 bine yaklaştırdık. Doktor sayımızı 92 binden 161 bine, toplam sağlık çalışanı sayımızı 378 binden 1 milyon 25 bine yükselttik.”
Yapılan güzel şeylere eyvallah demek ve yapana da kendi parasıyla yapmasa da yaptırmasa da teşekkür etmek gerekir. Ama sağlıkta ilerlemenin, gelişmiş olmanın tek göstergesi yatak, bina, personel, ambulans sayılarının artması, artmış olması mıdır? Mesela 2 bin, 5 bin yataklı AVM mantığında devasa şehir hastaneleri göründüğü kadar sağlıklı ve doğru bir proje midir? Sağlıkta gelişmiş olmanın kanıtı mıdır? Çünkü Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık örgütleri ideal hastanelerin 500-600 yatak büyüklüğünde olması gerektiğini ortaya koyuyor. Yapılan şehir hastanelerine 25 yıl boyunca devletin şirkete kira ödemesi (arsa devletten olmasına rağmen), bazı hizmet alımları için şirkete hasta, tetkik garantisi vermesi gelişmişliğin kanıtı mıdır? Kanıtı olabilir mi?
Uzun yıllardan sonra bu çağ ve teknolojide nadir görülen kızamık, çocuk felci (poliomyelit) vb. bazı hastalıkların artması, aşılama oranının düşmesi, aşıyı reddeden ailelerin çoğalması, sağlıkta ilerlemenin, gelişmiş olmanın kanıtı olabilir mi?
Koruyucu ve önleyici, yani insanların hastalanmaması, hasta olmaması için uygulanması gereken sağlık politikası yerine, tedavi edici sağlık politikası sonucu ülke nüfusunun ve il nüfusunun 4-5 katı insanınızı muayene etmekle övünen Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve başhekimler sağlıkta gelişmiş olmanın fotoğrafı olabilir mi?
Sağlıkta geliştiysek, ilerleme sağladıysak AKP döneminde; sağlık ocaklarında 2 TL, devlet hastanelerinde 7 TL, eğitim araştırma hastanelerinde 8 TL, üniversite hastanelerinde 9 TL özel hastanelerde 18 TL’yi niçin ödüyoruz? Bu ödemeler yetmiyor. Yazılan reçetelerde kutu ilaç başına 1 TL’yi, hastanelerde katkı-katılım paylarını niçin ödüyoruz, ödemeye başladık? Sağlık hizmeti alabilmek için aldığımız hizmetin her aşamasında ödediğimiz vergilerden hariç cebimizden ekstra para ödemek, sağlık hizmetinin paralı hale gelmesi sağlıkta geliştiğimizi, ilerlediğimizi gösterir mi?
Ya da eğitim verecek hocası, doktoru olmayan, branş hocaları olmayan, yakın yerlerde bulunan tıp fakültelerinden hocalar, doktorlar götürerek tıp eğitimi vermek mi; yani sırf tıp fakültesi tabelaları dikerek, tıp eğitiminin niteliğini, nasıl bir tıp eğitimi verileceğini, verildiğini bilmeden, planlanmadan tıp fakülteleri sayısını çoğaltarak, doktor sayısını 92 bin den 161 bine çıkarmış olmak mı sağlıkta ilerlemiş, gelişmiş olduğunuzu ispatlar?
Sağlık kuruluşlarını A-B-C-D diye sınıflandırmak, sağlık çalışanını sözleşmeli, taşeron olarak çalıştırmak, çalışmaya mecbur bırakmak sağlıkta gelişmenin, ilerlemenin kanıtı, göstergesi olamaz.
Sağlıkta ilerlemenin, gelişmenin asıl göstergeleri, insanımızın sağlıklı olarak doğması, yeterli ve sağlıklı beslenerek büyümesinin sağlanması, aşılanması, hastalıklara karşı bağışıklık kazandırılması, yani koruyucu sağlık hizmeti öncelikli bir politika olarak uygulanıp hastanelere daha az ihtiyaç duyar hale getirilmesidir. Sonuç olarak devasa hastaneler yapmaya gerek kalmamaktır. Nüfusunuzun 4-5 katı insanınızı muayene etmekle övünmemektir. 2017 yılı ocak ve ekim ayları arasında 10 aylık sürede sadece Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3 milyon 334 bin 591 kişiyi muayene ederek Türkiye’de 1. olmuştur. Kayseri’nin nüfusu ise ilçeler dahil 1 milyon 377 bin.
Gelişmiş ülke olmanın göstergeleri çok büyük hastaneler, çok büyük adliye sarayları, çok büyük ve daha çok cezaevleri yapmak değildir. Eğer büyük devasa hastaneler yapıyorsanız o ülkede yaşayan insanlar, toplum hasta demektir, hasta etmişiniz demektir. Çok büyük adliye sarayları yapıyorsanız ülkenizde adalet kalmamış, hukuksuzluk artmış, var olan adliye binaları yetmemeye başlamış demektir. Çok büyük ve daha çok cezaevi yapıyorsanız suç oranları, suçlular artmış, artıyor demektir.
Sağlıkta ve diğer konularda gelişmiş olmayı, gelişmeyi sadece personel, araç gereç ve bina sayısının artması olarak gören anlayışın temsilcisi AKP Kayseri Milletvekili Doktor İsmail Tamer de doğal olarak bizlerin ve muhalefetin şehir hastaneleri ile ilgili, işleten şirketlere lira ödenmesi eleştirisine karşılık cevap olarak TBMM kürsüsünden “… alışveriş merkezlerinde (AVM) kiralar metrekaresi 1000 dolar biz şehir hastanelerinde şirketlere metrekaresine 600 dolar ödüyoruz” diyor, sanki babasının parasından ya da cebinden ödüyor. Şehir hastaneleri niçin bu kadar devasa büyüklükte ve AVM mantığı ile yapıldı şimdi anlaşılıyor mu? Şehir hastanelerinde büyük firmalara ait mağazalar, kafeler görürseniz (açılmaya başladı) şaşırmayın. Ne de olsa şehir hastanelerinin metrekaresi AVM’lerden daha ucuz…
Evrensel'i Takip Et