25 Şubat 2019 00:30

Lefter hakkında her şey

Murat Dural "Lefter Küçükandonyadis" kitabını Evrensel'e anlattı.

‘Lefter Küçükandonyadis’ kitabının Yazarı Murat S. Dural

Fotoğraf: Özlem Ertan

Paylaş

ÖZLEM ERTAN
İstanbul

Futbolla ilgilenmeyenlerin bile adını ezbere bildiği efsane Lefter Küçükandonyadis hakkında yeni bir biyografi yayımlandı. Gerekli Kitaplar etiketiyle çıkan ‘Lefter Küçükandonyadis’ kitabının Yazarı Murat S. Dural, fantastik edebiyat alanında kalem oynatan ve ‘Kibrit Ev’ adlı öykü kitabıyla adından söz ettiren yetenekli bir yazar. Aynı zamanda tam bir Fenerbahçe tutkunu olan Murat Dural’la ‘Lefter Küçükandonyadis’ kitabı ve futbol hakkında sohbet etmek için bir araya geldik.

1925 senesinde Büyükada’da, İstanbullu Rum bir baba ile Arnavut bir annenin oğlu olarak doğan Lefter Küçükandonyadis’in çocukluğu top peşinde koşarak geçmişti. Çocukluğundan belliydi başarılı bir futbolcu olacağı. Balıkçı olan babasının denizden çıkardığı ıstakozlarla, karideslerle beslenmiş, adanın mis kokan havasını solumuştu. Bu yüzden ölünceye kadar hep adalı kaldı. Uzak kaldığı her an Büyükada’yı özledi.

STEFAN ZWEIG VE İSLAM ÇUPİ  

Takımına, “Fenerbahçe formasını sırtımda değil, başımda taşıdım” diyecek kadar bağlı olan Lefter, sadece Fenerbahçe’yi değil, Türk futbolunu da ileriye taşımıştı. Murat S. Dural’a ilk olarak bu efsane futbolcu hakkında kitap yazma fikrinin nasıl doğduğunu sordum. O da şu sözlerle anlattı: “Geçen temmuz ayında Dedalus’un ve Gerekli Kitaplar’ın Editörü Baran Güzel benimle bağlantı kurdu. Fenerbahçeli olduğumu bildiği için Lefter biyografisi yazmamı önerdi. O zaman reddettim bu öneriyi. Çünkü benim gibi Fenerbahçe romantiği biri için Lefter ile ilgili bir kitap yazmak büyük sorumluluk. Fenerbahçelilik benim için bir aidiyet. Bunları anlattım ona. Hatta Fenerbahçe camiasını iyi tanıdığım için bu kitabı yazabilecek birini bulabileceğimi bile söyledim. Ancak sonra Stefan Zweig’ın ‘Üç Büyük Ustası’nı gözlerim yaşararak okudum. Zweig müthiş bir yazar ve biyografileri olağanüstü. Zweig’dan bu kadar etkilenince Lefter biyografisi yazma isteği duymaya başladım. Ardından aklıma Spor Yazarı İslam Çupi geldi. Çok epik, edebi yazan bir adamdı. Murat Belge onun için ‘Türk basınının Homeros’u der. Hem Fenerbahçe’yi en güzel anlatan adamdır hem de Lefter’in çok yakın arkadaşıdır. Bunlar aklıma gelince Lefter’i yazmaya karar verdim ve Baran’ı aradım. Ancak klasik bir biyografi yazmayı düşünmediğimi de söyledim Baran’a. Daha edebi bir biyografi yazmaya karar vermiştim. Neticede anlaştık ve Lefter’in hayatını yazmaya başladım. Başta Haluk Hergün’ün ‘Lefter: Futbolun Ordinaryüsü’ adlı kitabı olmak üzere çeşitli kaynaklardan yararlandım ve kitabı bir buçuk, iki ayda tamamladım.”

KIRMIZI VE MAVİ IRKÇILIK

Lefter Küçükandonyadis ne yazık ki zaman zaman ırkçıların hedefi oldu. Rum olduğu için Türkiye’de, Türk Milli Takım formasını giydiği için de Yunanistan’da sataşmalara, saldırılara maruz kaldı. Tabii ki ‘Lefter Küçükandonyadis’ Kitabının Yazarı Murat S. Dural’ın bu konuda da söyleyecekleri vardı: “Irkçılık Yunanistan’da da Türkiye’de de aynı. Biri mavi diğeri kırmızı ırkçılık. Türkiye’de belli kesimlerin ‘Yunan tohumu’ diye bağırdığı, Türk milli formasını giyip Yunanistan’a gittiğinde ise yine belli kesimlerin ‘Türk tohumu’ dediği biri olmuş Lefter. Halbuki futbolun birleştirici olması gerekir. Ne yazık ki günümüzde de ırkçılık yaygın. Ötekileştirme, ırkçılık katlanarak sürüyor. Lefter topluma mal olmuş bir oyuncu olmasına rağmen tribünlerin buna benzer tepkileriyle karşılaşmış ne yazık ki. Ancak bunları genele mal etmemek lazım. Geniş kitleler onu her zaman sevmiş, takdir etmiş.”

6/7 Eylül 1955’te Rumların dükkanları, evleri planlı bir şekilde yağmalandığında Lefter de bu ırkçı saldırılardan payını almıştı. Lefter, “Bahşiş verdiğim çocuklar evime saldırdı. Evde ne pencere ne kapı kalmıştı” sözleriyle anlatmıştı o dönemde yaşadıklarını. Murat S. Dural’a kitabında da yer alan bu ayrıntıyı hatırlattığımda şöyle karşılık veriyor bana: “O kadar yüce gönüllü bir insandı ki evine saldıran çocukların ismini vermemişti. Fenerbahçe taraftarları o gün Lefter’in evine saldırıldığını duyunca motorlarla adaya gelmiş ve saldırganların isimlerini sormuştu. Söylemedi Lefter. Çünkü şiddete şiddetle yanıt verilmesini istemedi. Barışçı bir adamdı.”

A TAKIMINA DÖRT GOL ATINCA  

Lefter Küçükandonyadis’in sadece sahada değil, günlük yaşamda da örnek bir sporcu ve insan olduğundan da bahsediyor Murat Dural. Yoksul bir ailenin çocuğu olduğu için zamanında bitiremediği ilkokulu yıllar sonra dışarıdan tamamlayan Lefter, gazetelerde son derece güzel bir dille spor yazıları yazabilecek kadar kültürlü ve dile hakimmiş.

Lefter’in döneminde değer yargıları da bugünkünden farklıymış belli ki. İnsanlar daha saygılıymış. Murat Dural’ın, Lefter hakkında anlattığı şu anekdot da bunu kanıtlıyor: “Lefter’i 16-17 yaşındayken hayranı olduğu kulübün, Fenerbahçe’nin idmanına çıkarıyorlar. İdmanda A takımına dört gol atıyor. Sonra da ortadan kayboluyor. Öyle ki Lefter’i Galatasaray’ın aldığını düşünüyorlar. Bir hafta sonra adada bulup neden ortadan kaybolduğunu sorduklarında ‘Hayran olduğum insanlara dört gol attım. Onların yüzüne nasıl bakarım’ diyor. Böyle bir insan.”

Murat S. Dural’ın ‘Lefter Küçükandonyadis’ kitabında bu unutulmaz futbolcu hakkında çok daha fazla bilgi ve detay bulacaksınız. Lefter’in Türkiye tarihinden ayrı düşünülemeyecek hayat öyküsüne göz atmanızı tavsiye ederim.

 

ÖNCEKİ HABER

Tiyatro Kulis: Salon kiraları pahalı, seyirci az...

SONRAKİ HABER

ÇGD Ankara Şube Başkanı Hüseyin Hayatsever oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...