16 Mayıs 2018 10:48

Erdoğan’ın İngiltere çıkarmasından ne çıktı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın protestolu geçen 3 günlük İngiltere ziyareti sonrası ve öncesi neler yaşandı? Erdoğan'ın bu ziyareti ne anlama geliyor?

Fotoğraf: evrensel

Paylaş

Arif BEKTAŞ 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kalabalık bir ekiple İngiltere’ye yaptığı çıkarma çok konuşuldu. 3 günlük ziyaret başlamadan önce yapılan tartışmalar, ziyaret esnasında da epey konuşuldu.

Londra’ya uçuşundan önce BBC’ye verdiği mülakatta, BBC muhabiri Zeinab Badawi’nin sorularını yanıtlarkenki çıkışı, Londra’da karşılaşacaklarına vereceği tepkilerin nasıl olacağının ip uçlarını veriyordu.

SEÇİME ARA VERMİŞ MİYDİ?

3 gün boyunca bir çok toplantıya katılan Erdoğan, erken seçim kararı almasına rağmen, Kraliçe ve Başbakan May ile olan randevusunu iptal etmediğini, İngiltere’yle olan ikili ilişkilere önem verdiğini anlatmaya çalıştı. Aslında, AKP il kongreleriyle birlikte, erken seçim kararı alınmadan önce seçim çalışmasına başlamıştı Erdoğan. Fakat ziyaretini “ikili ilişkilere” bağlaması, önem verdikleri bir ülke ile diyalogunun olağan bir şekilde devam etmesi gibi sıradan bir durum olarak yansıtmaya çalıştı.

İşin gerçeği ise, bunu yansıtmıyordu. Ekonomideki kötü gidişatı frenlemek, yabancı yatırımcılara güven vermek ve İngiltere ile başta askeri olmak üzere bir çok konuda anlaşmalar yapmak üzere İngiltere’ye gelmişti. Nitekim Başbakan Theresa May ile yaptığı görüşmede, istihbarat ve güvenlik işbirliği niyet beyannamesi imzalamanın yanı sıra, FETO ve PKK mensuplarının listesinin May’e verilerek, bunların hesaplarının da dondurulması şartıyla Türkiye’ye iadesi istendi. Ayrıca May’in ağzından, TF-X savaş uçağının ortak geliştirilmesi de yapılan anlaşmalar arasındaydı.

YATIRIMCIYA NE KADAR GÜVEN VERDİ?

Dış borcun ödenmesi için dışarıdan kaynağa ihtiyacı olan Türkiye’nin, yabancı yatırımcıya güven vermesi neredeyse hayati öneme sahip. Erdoğan, Bloomberg’e verdiği röportajında, Merkez Bankası’nın bağımsız olduğunu, ama yönetmenin başındaki cumhurbaşkanının verdiği sinyalleri bir kenara bırakmaması gerektiğinin söylemesinin ardından, dolar bir rekor daha kırdı.

Tek başına bu durum da yabancı yatırımcıya güven vermezken, doların yükselmesinden dolayı, 230 milyar dolar olan dış borç yükü daha da ağırlaşmış oluyor.

HER ŞEYİ ERDOĞAN BİLİYOR, KİMSE BİR ŞEY BİLMİYOR

Erdoğan, Ankara’da BBC’ye verdiği röportajda, Chathan House’daki konuşmasının ardından sorulan sorulara verdiği yanıtlarda ve son olarak da May ile görüşmesinin ardından yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorduğu sorular karşısında, gazetecileri azarlamaktan geri durmadı. Türkiye’de gazeteci, akademisyen ve politikacıların cezaevinde olduğunu hatırlatan gazeteciler, insan hakları ihlallerini Erdoğan’a sorduklarında Erdoğan, gazetecilerin kaynaklarının doğru olmadığını, cezaevindekilerin terörist olduklarını, Türkiye’de bağımsız yargının olduğunu öne sürerek, soru soran gazetecilerin doğru bilgilere sahip olmadığını söyledi. Theresa May bile, Türkiye’de bir demokrasi sorunun olduğunu söylemekten kendini alıkoyamazken, Erdoğan Türkiye’de olup biteni kendi cümleleriyle anlatmaya çalıştı. Ama Erdoğan “Türkiye’de yargı bağımsızdır” cümlesini kurar kurmaz, İngilizlerin yüzlerinde bir tebessümün belirmesi, İngilizlerin de Türkiye’de olup biteni bildiği anlamına geliyor.

FİLİSTİN VE TATLIDİL FORUMU

Erdoğan’ın ilk günkü programı, 2011 yılında İngiltere ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmek için kurulan Tatlıdil Forumu’ndaydı. Bu forumun çok dikkat çeken bir yöneticisi var. Tony Blair döneminde Irak ve Afganistan işgalleri esnasında Dışişleri Bakanlığı yapmış Jack Straw. Straw, sadece bir savaş kabinesi üyesi değil, aynı zamanda İngiltere’deki İsrail lobisinin de başını çekenlerdendir. Dışişleri Bakanı olduğu dönemler, Westminster Parlamentosu’nda “Yahudi örgütlerine her türlü fonu ayırmalıyız” diyen bir politikacı.

Straw’un da eş başkan olduğu Tatlıdil Forumu’nda konuşan Erdoğan, İsrail’in Filistin halkı üzerindeki katliamına tepkilerinin ne derece samimi olduğu soru işareti.

PROTESTOLARDAN KURTULAMADI

Erdoğan, 3 günlük ziyareti boyunca protestoculardan kurtulamadı. İlk gün otelde kalan Afrinli bir gencin, Erdoğan’a “Arfin’de ne yapmayı düşünüyorsunuz? ÖSO güçleri altında yaşamak istemiyoruz” demesinin ardından, korumaları Afrinli genci tartaklayarak otelden çıkardı. Aynı otelde kalmış olmasına rağmen, Afrinli genç otelden çıkarıldı.

Chatham House’da ikinci gün yaptığı konuşma öncesi toplanan bir grup gösterici, Erdoğan karşıtı sloganlar atarken, Erdoğan uzun zaman sonra ilk kez bu kadar kendisini protesto edenlere yakın oldu. Yüzlerce koruma ve gizli servis elemanı ile Londra’ye gelen Erdoğan’ın tüm ziyaret boyunca moralinin oldukça bozuk olması dikkat çekti.

ARKA KAPIDAN GİREBİLDİ

İngiltere Başbakanlık Konutu, parlamentonun 500 metre yakınındadır. Başbakanlığa, Başbakan hariç tüm bakanlar, milletvekilleri, diplomatlar yürüyerek gelirler. Gün boyu orada dursanız bir kaç bakan ve onlarca milletvekilinin tek başına yürüdüğünü görürsünüz.

Fakat, Erdoğan’ın Başbakan May ile görüşmesi öncesi hiç görülmemiş bir düzeyde güvenlik önlemi alınmıştı. Protestocuların tepesinde polis helikopteri dolaşırken, her eylemde ortaya çıkmayan atlı ve köpekli polisler de eylemcilerin etrafını sardı. 500 kişilik protestocu grubu neredeyse aynı sayıda polis tarafından abluka altına aldı. 

Erdoğan’ı protesto edenlerin yanı sıra destek verenler de Başbakanlık konutu önüne geldi. Yaklaşık 200 kişilik grupla protestocular arasında bir kaç kez çatışma çıktı. Polis, Erdoğan’ı destekleyen gruba siper olurken, protestoculara bir kaç kez saldırdı ve 3 kişi yaralanırken 8 kişiyi de gözaltına aldı.

Sabah saatlerinden itibaren yapılan protesto, akşam geç saatlere kadar sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan saat 16.00’da Başbakanlık Konutu’na geldi. Protestocuların bina önünde olmasından dolayı Erdoğan arka kapıdan konuta girebildi.

Tüm devlet yetkililerinin girdiği kapıda değil, arka kapıdan girmiş olması dikkat çekerken, akıllara 18 Ocak 2016’da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu getirdi. Davutoğlu da ana girişten girmiş, dönemin başbakanı David Cameron’la görüşmesinden sonra, protestoculardan dolayı arka kapıdan ancak çıkabilmişti.

Başlıktaki soruya cevap verecek olursak, çıkartmanın asıl amacı olan, yabancı yatırımcıları çekmek ve güvenini almak konusunda ilerleme sağlanamadı. Demokrasi, hak ve özgürlükler, basın ve ifade özgürlüğü, insan hakları gibi konularda söyledikleriyle kimseyi ikna edemedi. İngiltere ile çok da üzerinde konuşulacak anlaşmalar yapamadı. İngiliz halkının gözündeki, Erdoğan’ı “tipik gerici bir Orta Doğu devlet yöneticisi” imajını değiştiremedi. Bütün bunların üzerine, her gittiği yerde karşılaştığı protestolarla, ülkeye torbasında, bolca moral mozukluğu ile döndü. 

ÖNCEKİ HABER

Hayat Kısa ‘Turaç’ Uçuyor

SONRAKİ HABER

'Sınav sistemini kavrayamadık'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...