İstanbul Üniversitesi bileşenleri: Üniversitemi bölme

İstanbul Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenler, üniversitelerinin bölünmek istenmesine karşı Beyazıt merkez bina önünde eylem yaptı.

24 Nisan 2018 11:43
Paylaş

İstanbul Üniversitesi bileşenleri, üniversitelerinin bölünmesine karşı Beyazıt merkez bina ana kapısı önünde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Üniversitemi bölme” pankartı açan binlerce kişi sık sık “Fakülteme dokunma”, “Üniversiteler kökünden koparılamaz”, “Üniversiteler bizimdir YÖK’ün değildir”,”Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları attı. “Bakteri değiliz bölünerek çoğalamayız”, “İbni Sina hoştur ama bana ne”, “Kolay kazanmadık, bırakmayız” dövizleri açan öğrencilere Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Prof. Dr. Selçuk Erez, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, Prof. Dr. Taner Gören de destek verdi.

‘BÖL YÖNET MANTIĞINI UYGULUYORLAR’

Eylemde ilk olarak konuşan, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, üniversitenin öğrencisiyle, çalışanıyla, akademisyeniyle bütün bileşenleriyle birlikte yönetilmesini istediklerini belirterek “Bugün hiçbir öğrencisine, çalışanına sorulmadan yukarıdan dayatılan bir yasa tasarısıyla karşı karşıyayız. Yukarıdan dayatılan bütün yasa tasarılarına karşıyız. Burada yapılan, tarihsel bağları koparmak, kökleriyle ilişkilerini bitirmek istiyorlar. Böyle yapınca daha kolay yöneteceklerini düşünüyorlar. Böl ve yönet mantığıyla istedikleri gibi yönetme imkanına sahip olacaklar. Buna izin vermeyeceğiz, üniversiteyi böldürmeyeceğiz” dedi.

‘İÜ ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBECEK’

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Kasapçapur: “Bu yasa tasarısı ile İstanbul Üniversitesi köklerinden ayrılmaya çalışılıyor. Dünyanın önemli üniversitesinin mensubu olmaktan gurur duyuyoruz. Bu bölünme ile İstanbul Üniversitesi araştırma üniversitesi olma özelliğini kaybedecek. Bu yasa tasarısı geçerse bilimsel hizmetler, hasta bakım hizmetleri, öğrencilerin eğitim hakları aksayacak. Üniversitemizi böldürmek istemiyoruz. İstanbul Üniversitesinin bir bütün olarak kalmasını istiyoruz”

‘TARİHİ KURUMA VURULACAK DARBE KABUL EDİLEMEZ’

Ardından basın açıklamasını yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, eğitim kurumlarının ekolleşmesini belirleyenin onların köklü gelenekleri ve yapıları olduğunu belirterek, “İstanbul Üniversitesini birbirinden koparmak bu ekolün can damarlarını kesmek ve kimliksizleştirmekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir. İstanbul Üniversitesinin kritik kütlesinin parçalara bölünmesi ülkeye hiçbir yarar sağlamayacağı gibi verilebilecek en büyük zararlardan biridir. Ülkenin göz bebeği olan bu tarihi bu tarihi kuruma vurulacak bu darbe kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

‘İSTANBUL ÜNİVERSİTESİNİ YOK ETME PROJESİDİR’

Bölünmenin İstanbul Üniversitesini yok etme projesi olduğunu vurgulayan Saip, hiçbir fakültelerinin köklerinden koparılmasına, can damarlarının kesilmesine izin vermeyeceklerini belirtti. Saik, “Bu kurumların öğretim elemanları, öğrencileri, çalışanları olarak bizler, adımızın ve tarihimizin bize yüklediği sorumluluğun bilincindeyiz. Derin kökler üzerinde çağdaş bilgi üretimini en yüksek düzeyde yapan, dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 500’e giren, tarihin derinliklerindeki kökleri ile güçlü, sağlam; yeni filizleri ile geleceğe uzanan, meyveler veren bir eğitim ve hizmet devidir” şeklinde konuştu.

Son olarak TBMM’ye seslenen Saip şunları söyledi: “Bu yasa tasarısını durdurun. Yüzlerce yıldır büyüyen ve büyüten bu çınardan elinizi çekin. Bilin ki bu çınar devrilirse altında önce siz kalırsınız. İstanbul Üniversitesi geçmişten geleceğe uzanan bir eğitim ve hizmet yıldızıdır. Bizler, bu yıldıza dönük saldırıları durdurmak için her türlü saldırıları durdurmak için her türlü toplumsal, idari, hukuki yolları kullanacağımızı beyan ediyor. TBMM’den bu yasa tasarını geri çekmesini talep ediyoruz.”

CERRAHPAŞALILAR KENDİ EYLEMLERİNDEN SONRA BEYAZIT’A GELDİ

Fakülteleri İÜ’den bölünerek İbni Sina Üniversitesine bağlanması kararlaştırılan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencileri de okullarında yaptıkları kitlesel eylemin ardından Beyazıt’a geldi.

Üniversite öğrencileri, açıklamanın ardından forum gerçekleştirdi.

TAHSİN YEŞİLDERE: ÜNİVERSİTEYE YÖNELİK BİR DARBE

İstanbul Üniversitesinin bölünmesinin eskiden beri tartışılan bir konu olduğunu belirten Prof. Dr. Tahsin Yeşildere; “Ancak bugünkü siyasi iktidarın bunu birdenbire üniversiteye danışmadan, öğretim üyelerinin, öğrencilerin, üniversite bileşenlerinin görüşlerini almadan tepeden inme yapmasını üniversiteye yönelik bir darbe olarak görüyoruz” dedi.

Köklü üniversitelerin bölünüp başka üniversiteler adı altında yeni bir üniversite oluşturulmak istenmesinin o üniversitede yaşayan akademisyenlerin aidiyet duygularına bir darbe olduğunun altını çizen Yeşildere; “O akademisyenlerin bugüne kadar yaptıkları bilimsel çalışmalar, araştırmalar o üniversitenin ismiyle anıldığı için bir tanınırlıkları vardır. O tanınırlıkları yok olur. O açıdan da hem akademisyenlere hem bilime darbe olarak görüyoruz. Bunun dışında önemli kurumsal kimliktir bunlar. Eski üniversitelerdir. Bu üniversitelerin bölünüp başka fakülteler ve ana bilim dallarına parçalanması ve yok edilmesi bu kurumların geleceği açısından da endişe vericidir. Eğer bölünecekse üniversite bunu tartışmalı, üniversite buna karar vermelidir. Üniversitelerin adları da değişmemeli. İstanbul Üniversitesi 1, İstanbul Üniversitesi 2 olmalı. Buna da üniversite karar vermeli, tepeden inme birtakım yaptırımlar üniversiteyi zedeler. Üniversiteler çıkarılacak yasa ile büyük bir darbe alır” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)


SARIYER'DEKİ ORMAN FAKÜLTESİNDE DE PROTESTO EYLEMİ YAPILDI

Orman Fakültesinde görevli öğretim üyeleri ve öğrencilerin yanı sıra sendika ve sivil toplum örgütlerinin de aralarında bulunduğu kalabalık, Bahçeköy yerleşkesi önünde toplandı. "Fakülteme dokunma" sloganları eşliğinde yerleşkenin içinden yürüyüşe geçen akademisyenler ve öğrenciler adına İÜ Orman Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Doğanay Tolunay bir basın açıklaması yaptı. Tolunay, İstanbul Üniversitesi'nin dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında sürekli ilk 500'de yer aldığını, Orman Fakültesi'nin ise Türkiye'nin ilk ve en köklü orman fakültesi olduğunu söyledi.

PROF. DR. TOLUNAY: ÜNİVERSİTENİN HANTALLAŞTIĞI İDDİALARI ASILSIZ

"Üniversitenin çok büyüyerek hantallaştığı" şeklindeki iddialarının kişisel değerlendirmeler olduğunu kaydeden Tolunay, kurumda uygulanmaya başlanan elektronik belge yönetim sistemi gibi pek çok teknolojik yeniliğin hantallık iddialarını ortadan kaldırdığını vurguladı.

Prof. Dr. Tolunay şunları söyledi: Üniversiteyi ayakta tutan, kültür, birikim, gelenek, sabır, azim, aidiyet, saygı ve huzurdur. Bu değerler ancak süreklilik sağlandığında kazanılabilir. Değerleri zedelenen bilim kurumlarından, toplum için gerekli faydaların üretebilmesi beklenemez. İÜ, Orman Fakültesi ile köklü ilişkiler içerisindedir ve ayrılması düşünülemez. Birkaç kuşağın emeğiyle elde edilenler, acele alınmış kararlara emanet edilemez. Platform olarak, ülkenin ilk ve ana üniversitesinin temelsiz gerekçelerle zayıflatılmasına ve orman fakültesi ile bağlarının koparılmasına hayır diyor, bu yanlıştan dönülerek kanun tasarısının geri çekilmesini talep ediyoruz.

ÖĞRENCİLER ADINA AÇIKLAMA

Fakülte öğrencileri adına açıklama yapan orman endüstri mühendisliği bölümü 4. sınıf öğrencisi Mürüvvet Sena Eliküçük ise "Bizler orman fakültesini İstanbul Üniversitesinin bir fakültesi olduğu için tercih ettik. Meclise sunulan taslak ile beraber yapmış olduğumuz tercih suistimal ediliyor. Bünyesinde bulunmak istemediğimiz yeni bir üniversiteye aktarılıyor ve bağlanmak durumunda bırakılıyoruz. Haklarımız elimizden çalınmak isteniyor. Alınan bu kararların bizi İstanbul Üniversitesinin köklü geçmişinden ve mücadele tarihinden ayırmasına izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. (DHA)


HEDEF KURUMU KİMLİKSİZLEŞTİRMEK

Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı Görkem Doğan: Bu iktidarın, uzun süredir sürdürdüğü simge eğitim kurumlarına karşı rahatsızlığının sonucu.  Pek çok okula farklı isimler altında zarar verdiler. Proje okulları vs. diyerek İstanbul Erkek Lisesi, Çağaloğlu Anadolu Lisesinde yaptıkları gibi. 15 Temmuz’u bahane ederek Harbiyeyi kapattıkları gibi. Şimdi  de İstanbul Üniversitesi olmak üzere 10 üniversite bölünüyor. Çok büyük tepki var, kendi kitlesinden de tepki var. Dolayısıyla şimdi anladığımız kadarıyla bir orta yol aranmak isteniyor. Ama esas hedef değişmiyor, bu köklü kurumlar tarihselliklerinden kopartılarak daha yönetilebilir hale getirilerek, tek adam rejimine uygun hale getirmek gibi bir hedefleri var. Burada kurumu kimliksizleştirmek gibi bir hedef var. Böylelikle tek adam rejiminin, hızlı viraj alan bir rejim bu. Bir bakıyorsunuz açılım destekçisi, bir bakıyorsunuz şovenist, bir bakıyorsunuz Rusya yanlısı bir bakıyorsunuz NATO yanlısı. Dolayısıyla kurumlarında kendisiyle birlikte hızla viraj alabilmesi için kimliksizleştirmesi lazım. Buna yönelik bir şey. Zaten İstanbul’da 9 tane kamu üniversitesi var. İstanbul Üniversitesini bölerek elde edebilecekleri herhangi bir akademik sonuç yok. Eğitim kalitesiyle ilgili bir şeyden bahsedemezler, o saçmalık olur.


‘ÜNİVERSİTE BİLEŞENLERİYLE BİRLİKTE MÜCADELE’

SES Aksaray Şube Başkanı Aydın Erol: Bu basit bir ad değiştirme, basit bir bölünme değil. İktidarın üniversiteleri istediği gibi dönüştürememiş olmasının sonucu. Burada yıllardır biriken bir kültür var, birikim var, bilgi var, imaj var. Aslında bu ruhu yok etmek istiyorlar. Sağlık çalışanlarının çalışma alanlarından uzaklaştırılması, fiziki olarak ulaşılması daha zor alanlara götürülmesi ek bir külfet getirecektir. Üniversitenin olduğu ilçede şu an açısından ücretsiz servis sağlanıyor. Mevcut yasalarla bazı haklar korunuyor. Ama başka üniversitelere taşındıktan sonra bu servislerin devam edip etmeyeceği belli değil. Büyük zorluklarla karşılaşacağız. Sağlık hizmetinin verilmesi açısında da ciddi sıkıntılar doğuracak. Çapa ve Cerrahpaşa merkezi konumda hastaneler. Sadece Marmara Bölgesi’ne değil, tüm Türkiye’ye sağlık hizmeti veriyorlar. Ulaşımın daha da zorlaşacağı, buradan hizmet alanların odağında kanser hastaları var daha çok. Bunların buradan uzaklaştırılması sağlığa erişimi de zorlaştıracak. Bununla birlikte özel hastanelere hastaların yönlendirilmesinin ortamı da hazırlanmış olacak. Bununla bir şekilde tüm üniversite bileşenleri, tüm öğrenciler, öğretim üyeleri, doktorlar ve diğer sağlık çalışanları olarak mücadele edeceğiz, bunu kabul etmeyeceğiz.


DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİNİN İSİMLERİ SİLİNMESİN!

Türk Dişhekimleri Birliği yaptığı yazılı açıklama ile İstanbul Ve Gazi Üniversitesi diş hekimliği fakültelerinin isimlerinin silinmemesini talep etti.

Açıklamada Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan yasa tasarısıyla 3 yeni diş hekimliği fakültesi kurulurken 3 eski diş hekimliği fakültesinin de yeni kurulan üniversitelere devredildiğini belirtilerek. “İstanbul ve Gazi Üniversitesi diş hekimliği fakülteleri gibi köklü ve Türkiye’deki bilimsel diş hekimliğinin tarihsel sürecinde önemli yerleri olan yapıların isimlerinin yok edilmesi ve kurumsal aidiyetlerinin sarsılması anlamına gelen bu kanun düzenlemesinin gerekçesi tasarıdan anlaşılamamaktadır” denildi.

İstanbul Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi diş hekimliği fakültelerinin; yetkin, öncü ve nitelikli öğretim elemanlarına sahip, Türkiye’nin köklü diş hekimliği fakülteleri olduğu vurgulanan açıklamada şöyle denildi: “Türkiye’de bilimsel diş hekimliğinin tarihsel sürecinde önemli rol oynayan İstanbul Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültelerinin isimlerinin silinmesi, ülkemizdeki “tarihin değiştirilmesi, yeniden şekillendirilmesi” çabalarının yeni bir hamlesi değil ise bu değişikliklerin gerekçesinin biz diş hekimlerine, Türk Dişhekimleri Birliğine ve topluma bütün açıklığıyla ifade edilmesi, durumu anlamamıza yardımcı olacaktır. Diş hekimi sayımız, mevcut 77 diş hekimliği fakültesiyle 2025 yılında 2 katına çıkacaktır! Hangi ihtiyaç sebebiyle 3 yeni fakülte daha eklenerek sayı 80’e çıkarılmaktadır? Halihazırdaki öğrenci kontenjanları düzenlenmez ise 2035 yılında Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri ortalamasının çok üstünde diş hekimi sayısına sahip olacak ülkemizde, 3 yeni fakültenin açılması hangi istatistik veriye dayalı planlama ile yapılmaktadır, bu sorunun cevabı da kamuoyuna verilmelidir.” (İstanbul/EVRENSEL)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

CHP'li Onanç: Birbirini tamamlayan muhalefet kararsızları çekebilir

SONRAKİ HABER

Stockholm’de ‘Raperin’ sergisi gerçekleştirildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa