İşçilerin üzerindeki korku yavaş yavaş dağılıyor
Renault işçisi: Sözleşmede sona yaklaştığımız bu günlerde, beklentilerimiz de Türk Metal’e güvensizliğimiz de ilk günkü gibi yüksek.

Renault işçisi
Bursa
Bosch seviyesini yakalayacağız umudu var, MESS’in de fazla beklentiye girmeyin söylemi var. İşte sözleşme süreci böyle gergin bir ortamda ilerliyor. Bu süreçte çeşitli eylemler de yaptık. Ama sendikaya güvenin olmaması, eylemlere de yansıyor. Dikkat ettiyseniz Türk Metal’in bu zamana kadar yaptığı bütün eylemlerde Türk Metal bayrağı vardı işçilerde. Bu bayrak bir tek Renault işçilerinde yok. İnsanlar halen sendikaya tepki gösteriyor.
BASKI ÇOK, TEPKİ BİRİKİYOR
Metal Fırtınadan bugüne fabrikada çok şey değişti. Yeni işçi çok fazla var fabrikada. Ama yeni işe girenler fazla durmayıp işi bırakıyor. İşten çıkışların önü açık dendi, çok fazla başvuru olunca durdurdular. Sürekli bir sirkülasyon var. Bir gördüğün işçiyi on gün sonra göremediğin oluyor. Genç işçiler işin ağırlığını görünce bırakıp gidiyor. Eski işçiler olarak biz de beşerli altışarlı gruplar halinde fabrika içinde kendi aramızda sürekli toplanıyoruz, ama net şu olacak diyemiyoruz. Herkes beklemede. İşçi de, sendika da... Bir tek beklentide durmayan patron. Metal Fırtına döneminde fabrika genelinde 60 kamera vardı, şimdi 360 kamera var. Herkesi izliyorlar, baskı kuruyorlar işçi üzerinde, kendi önlemlerini alıyorlar. Bu yaşananlara şimdilik bir şey demiyoruz, diyemiyoruz ama yarın demeyeceğimiz anlamı çıkmaz. Herkeste “Kötü bir sözleşme olursa burası bir şekilde karışır” düşüncesi hakim.
FORMEN GELİNCE SENDİKACILAR KAÇIYOR
Fazla mesaiye kalmama eylemi başladığı günlerde yönetim bunu kırmak için mekanik bölümünde bir girişimde bulundu ama oluşan tepkiden dolayı geri çekildi. Ama bu mesaiye kalmama eylemi uzun süreli olmaz. Sendikanın bile kendine güveni yok. Patron bastırsa sendika hiçbir şey yapmaz, fabrikanın geneli de tepkisiz kalırsa herkes mesaiye kalır. Zaten sendikaya güvenmediği için yönetimle aram bozulmasın, bunlar bizi satar, o yüzden mesaiye kalayım düşüncesi var birçok kişide.
İşler de yoğun bu aralar. O yüzden mesaiye kalmama eylemi uzun süreli olmaz gibi geliyor. Çıkan araç sayısını daha da artırmak istiyorlar. Tek vardiyada 465 araç üretiliyor şu an. Üç yıl önce 420 civarıydı. Aradaki büyümeyi siz görün. O yüzden ilerleyen günler daha da hareketlenecek gibi duruyor. İş durdurma dedikleri eylemde de biz zaten bir vardiyada çıkması gereken araç sayısını çıkarmıştık. Nasıl durdurma eylemi bu? Sendikacılar gerekirse şaltere basın, durdurun diyor işçiye ama formen gelip “Hangi delikanlı basacakmış şaltere, bassın da görelim” deyince sendikacı kaçıp gitti. Bunları görünce sendikanın bir şey yapamayacağını herkes görüyor.
HEPİMİZLE BİRDEN BAŞ ETMELERİ ZOR
Ama burada asıl olan bizim kendi gücümüz. Metal Fırtına’da yaptığımız gibi kendi gücümüze güvenerek tekrar hareket etmemiz gerekiyor. Geçen sürede çok arkadaşımız işten atıldı, baskılar arttı. Bu durum işçide moral bozukluğu yarattı. Ama şimdilerde insanların üzerindeki o korku yavaş yavaş dağılıyor. Yapılan eylemlere güvenmese de olumlu etkisi oldu.
Biz bu zamana kadar olan kayıplarımızın giderilmesini istiyoruz. Patronlara kâr üstüne kâr yaptırıyoruz ama biz bir türlü payımıza düşeni alamıyoruz. Dalga geçer gibi düşük oranları teklif ediyorlar. Bu sözleşmede hakkımız olanı almak istiyoruz. Almak için Metal Fırtına’daki gibi hareket etmek ve sendikadan bir şey beklememek gerektiğini de biliyoruz. Bizim kararlı olduğumuzu görmeleri için üretime yönelik eylemler yapmalıyız. Ve geçen dönemdeki gibi her şeyi Renault’dan beklemek yerine, her yerde ortak bir şekilde hareket edip eylemler yapmalıyız. O zaman hepimizle baş etmeleri zor olur. Tek kalan yeri bastırmaları daha kolay, bunları görerek bundan sonraki günlere müdahale etmeliyiz.
Evrensel'i Takip Et