02 Mayıs 2017 01:07

Hindistan, 1 Mayıs’ı son yılın mücadele mirasıyla karşıladı

Örgütlü mücadele geleneği olan Hindistan işçi sınıfı ise geçtiğimiz seneden 2017 1 Mayısı’na görkemli mücadeleler bıraktı.

Paylaş

BİTİRİRKEN...
Dosyamıızın son günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hindistan’da olduğu bir güne denk geldi. Biz bu yazıyı yazarken Erdoğan, Delhi’de lüks bir otelde konuşuyor, televizyondan verilen canlı yayından Türkiye’de yapılan Hint düğünlerinin sayısının arttığını, daha fazla Hint turist gelmesini istediklerini söylüyordu. 

Türkiye kapitalizminin yaralarını Hint kumaşıyla sarmanın çözüm olmayacağı gerçeği bir yana, Hindistan dünyaya turistten çok göçmen işçi gönderen bir ülke; Erdoğan’ın ağırlandığı lüks otellerden çok milyonlarca teneke barakanın ve dünya yoksullarının yüzde 33’ünün ev sahibi. Buna rağmen dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olması, kapitalizmin nasıl bir sömürü düzeni yarattığının da bir başka göstergesi. 

Ancak yedi güne sığdırmaya çalıştığımız 1 Mayıs dosyamızın da gösterdiği gibi kapitalizmin hayatta kalabilmek için yeni ve eski yöntemlerle devam ettirdiği saldırıları ne Hindistan’da ne de diğer ülkelerde yanıtsız kalıyor; Belçika’dan Güney Afrika’ya, İran’dan Brezilya’ya dünya işçi sınıfı direnmeye, örgütlenmeye, birleşmeye; tarihi görevi ve nihai zaferi için güç biriktirmeye devam ediyor... Bize de ‘selam olsun’ demek düşüyor; “Paranın padişahlığını/ karanlığını yobazın/ ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm” çünkü, “Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir...”


Padam KUMAR
Delhi

Hindistan işçi sınıfının ve emekçilerinin son bir buçuk yılı, özellikle 2016’nın ikinci yarısı, büyük mücadale ve grevlerle geçti. Bunlardan öne çıkanları: 

‘DÜNYANIN EN BÜYÜK GREVİ’

2016 Genel Grevi: 
2 Eylül 2016’da on milyonlarca Hindistanlı kamu çalışanları asıl olarak ücret zammı için greve çıktı. Kamu bankaları ve enerji santralleri kapandı, toplu ulaşım birçok eyalette çalışmadı, kamu sanayi işçileri iş bıraktı. Bangalore kentinde okullar ve kolejlerde ders yapılmadı, Haryana’da 4 bin 200 otobüs çalışmadı. Hindistan’ın ekonomik başkenti Mumbai’de ve resmi başkenti Delhi’de hemşireler grevde olduğu için ameliyatların çoğu ertelendi. Birçok kente yollara barikatlar kuruldu, trafik engellendi. Sendikaların öncülüğündeki bu kamu grevi “dünyanın en büyük grevi” olarak nitelendirildi ve ekonomiye 2 milyar avro ‘zarar’ verdiği açıklandı. Grev eylemlerinde 20 kişi gözaltına alındı. 

Sendikaların temel talepleri özetle; ücretlerin uluslararası normlara uygun olarak yükseltilmesi, işsizliğin azaltılması için istihdam önemleri alınması, iş yasalarının istisnasız uygulanması ve ihlallerin cezalandırılması, tüm işçiler için sosyal güvenlik, aylık asgari ücretin 18 bin rupiye yükseltilmesi, herkes için emeklilik hakkı, kalıcı sözleşme, eşit işe eşit ücret ve eşit ikramiye oldu. 

Bu ulusal greve 140 milyon çalışanın katıldığı açıklandı. Greve hükümete yakın tek bir sendika katılmadı o da Bharatiya Mazdoor Sangh oldu.

Bengaluru tekstilengaluru tekstil grevi: 
Bengaluru Hindistan’ın tekstil kenti ve 18 Nisan’da 10 bin işçi yolları trafiğe kapatarak gösteri yaptı. İşçiler, eyalet hükümetinin işçi haklarına, özellikle de emeklilik fonlarına yönelik yasal değişikliklerini protesto ettiler. Eylemlere katılanların yüzde 80’i kadın işçilerdi. Kendiliğinden başlayan öfkeli eylemler dinmeyince hükümet teklifini geri çekti. 

KADIN İŞÇİLER MÜCADELEYİ ELE ALDI

Munnar çay plantasyonu grevi: 
Munnar, Hindistan’ın Kerela eyaletine bağlı bir güney kenti. Özellikle hem yerli hem de yabancı tatilcilerin tercih ettiği bir yer. Eylül 2015’te kadın çay toplama işçileri dokuz gün boyunca, Kenan Devan Hills Çay Şirketine karşı eylem yaptılar. 9 günün sonunda şirket kadın işçilerin taleplerini kabul etti. Üzerinden bir buçuk yıl geçmiş olmasına rağmen bu grev çok önemli. Çünkü 3 bin grevci işçinin günlük yevmiyelerine iki katından fazla zam yapıldı. 

Özellikle kadın işçilerin rolü öne çıktı. Kadın işçiler, sendika liderlerini bölgeye yaklaştırmadılar ve görüşmeleri kendileri yürüterek şirketten bir önceki yılın ikramiyelerini dahi almayı başardılar. Bu hareketin sonunda Pembilai Orumai (Kadın Birliği) kuruldu. 

Ardından onların başarısından ilham alan Munnar’daki diğer kamuya bağlı işletmelerin çalışanları ücret zammı ve ikramiye talebiyle sokaklara çıktılar. Onların kazanımı kısmi oldu. 

Kerela’da kamuya bağlı tarım işletmeleri çalışanları en kötü ücretleri alan işçiler arasındalar. 

Günde 5 saat çalışan bir ‘Hindistan cevizi toplayıcısı’ ortalama 1250 rupi kazanıyor.

Gujrat Belediye Kooperatifi işçileri grevi:
Hindistan’ın en büyük sorunlarından biri toplumu bölen ‘kast sistemi’. Bugün dahi temizlik işlerinin çoğu en düşük kastın üyesi Hintliler tarafından yapılıyor. Ağustos 2016’daki eylemler de kast sistemine bağlı ortaya çıkan ekonomik sömürüye karşıydı. 

Ahmedabad kenti Safai Kamdar (temizlik işçileri) Belediye Kooperatifi (AMC) işçileri kalıcı iş talebiyle greve çıktılar. Bütün kentte bir tane temizlik işçisinin dahi kadrolu işi, sağlık sigortası hatta düzgün bir maaşı yok. Hükümet partisi BJP, grevi kırmak için talimat verdi. İşçiler dövüldü, gözaltına alındı, yerlerde sürüklendi. Polis hamile bir kadın işçiyi dahi hastanelik etti. Ancak geri adım attıramadı. Son günler de belediyenin şöförleri de greve katıldı. Öte yandan bu hareketin de öncüleri kadın işçiler oldu. Polisle karşı karşıya gelenler de erkeklerden çok kadın işçilerdi. Her gün birkaç kadın polis saldırısı nedeniyle hastaneye kaldırılıyordu. Buna rağmen durmadılar. Grev 36 gün boyunca sürdü. Belediye, sonunda işçilerin kadro ve ücretlerin iyileştirilmesi temelindeki taleplerini kabul etti. 


HİNDİSTAN’DAKİ EN BÜYÜK İŞÇİ DAVASI

Sindhu MENON

Hindistan’ın en sakin işçilerinin hafızalarına kazınan mücadelelerinden biri, bir düzineden fazla işçiyi cinayetten suçlu bulan mahkeme kararından sonra yankılanmaya devam ediyor.

18 Mart 2017’de Hindistan’ın kuzeyinde bulunan Haryana Eyaleti Gurugram Bölge Mahkemesi, Manesar’daki Maruti Suzuki şirketi fabrikasından 13 işçiyi, Temmuz 2012’de otomobil fabrikasında çıkan ölümcül çatışmalara karıştıkları iddiasıyla planlı cinayet suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. 

HER ŞEY TAŞERONLAŞTIRMAYA KARŞI MÜCADELEYLE BAŞLADI

2011’de, fabrikadaki kadrolu ve sözleşmeli işçiler, taşeronlaştırmaya karşı ve çalışma koşullarını iyileştirmek için bağımsız bir sendika kurmaya çalıştı ancak Maruti Suzuki yönetimi, bu sendikayı reddetti ve Haryana Eyaleti Hükümeti de Suzuki yönetimini destekledi. İşçiler 2012’de sendika kurmayı başarabildiyse de Suzuki yönetimi bu birliği tanımayı kabul etmedi. 

Gerginlikler 18 Temmuz 2012’de çatışmaya dönüştü. Firmanın İnsan Kaynakları Müdürü Awanish Kumar, bir kaza sonucu ortaya çıkan yangında hayatını kaybetti. Çatışma sırasında polis ile özel güvenlik 100’ü aşkın işçiyi yaraladı. Tuhaftır ki yangın başladığında dahi bu insanların herhangi birinin olay yerinde bulunduğunun bir kanıtı yok. Bu kişiler yönetim tarafından hazırlanan bir liste baz alınarak polis tarafından tutuklandılar. 

Tutuklanan işçilere işkence yapıldığı bildirildi. 

148 İŞÇİYE CEZA YAĞDIRILDI

Kazadan sonra tutuklanıp hapse atılan 148 işçiden 117’si 10 Mart 2017’deki duruşmada beraat etti. Ancak 4 işçi yasadışı toplanma, isyan ve silah bulundurmaktan 5 yıl hapse mahkum edilirken, diğer 14 işçi benzer suçlamalardan üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Maruti Suzuki işçi sendikasının üyesi Kushiram, Equal Times’a şu açıklamada bulundu: “Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan 13 işçiden 12’si Maruti sendika yetkilisi. 117 işçi beraat etti ancak herhangi bir sebep yokken sonunda da tazminat ödenmeksizin dört yıldan fazla tutuklu kaldılar. Onların hapiste geçen yıllarını kim telafi edecek? Diğer 14 işçi üç yıla mahkum edildi ama ironi şu ki zaten dört yıldır tutukluydular. Şimdi mağduriyetlerini ve kayıplarını kim giderecek?

SINIF DAYANIŞMASI ÖRNEĞİ

16 Mart’tan bu yana 20’nin üzerinde şehirde çeşitli işçi, öğrenci ve insan hakları örgütleri tarafından uluslararası dayanışma eylemleri gerçekleştirildi. Hindistan’daki yüzbinden fazla işçi, Maruti işçilerini desteklemek için iş bıraktı. 

4 ve 5 Nisan’da Hindistan ile uluslararası dayanışma ve protesto günü düzenlendi. Maruti Suzuki İşçi Sendikası, herhangi bir merkezi sendika federasyonuna bağlı olmadığı halde çeşitli sektörlerden sendikalar tarafından desteklendi. 

Hint Meslek Sendikaları Merkezi (CITU) Genel Sekreteri Tapan Sen, “İşçileri, hükümet, patron ve polis eliyle tezgahlanmış kanıtlarla, görevlerini utanmaksızın kötüye kullanarak mahkum ettiler” dedi.

Yeni Meslek Sendikası Girişimi (NTUI) yaptığı basın açıklamasında “Mahkeme, Maruti Suzuki yönetiminin saldırılarını görmezden gelerek, yönetimin tavrını göz göre göre onayladı” diye belirtti. 

Hindistan’ın en büyük sendika merkezine bağlı Bharatiya Mazdoor Sangh (BMS) Genel Sekreteri Virjesh Upadhayay, “Eyalet hükümeti yabancı yatırımları göz önünde bulundurarak Maruti yönetiminin tam desteğini aldı ve işçilerin temel haklarının ihlal edilmesine göz yumdu” dedi. 

OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ BASKININ TARİHİ

Maruti Suzuki davası, işçilerin örgütlenme özgürlüğüne bir saldırı olarak görülüyor ama bir taraftan da Hindistan’daki sınıf mücadelesinde eşi benzeri görülmemiş bir örnek haline de geldi. Ayrıca patronların, hükümet ve yargıyla yakın çalışarak Hintli işçileri suçlanmasını sağladığı ve temel anayasal haklarını ihlal ettiği bir vaka çalışması olarak da görülüyor.

Çoğunluğu yoksul kırsal köylerden gelen otomobil sektörü çalışanlarının sömürülmesi ve mağduriyeti yeni değil. Hindistan otomotiv endüstrisi, istatistiklere göre, ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’sının (GSYİH) yüzde 7.1’ini oluşturan dünyanın en büyük otomobil endüstrilerinden biridir. 

Hindistan hükümeti -sefalet ücretiyle, sürekli artan üretim hedefleriyle ve güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya kalan otomotiv işçileri pahasına- yabancı otomotiv şirketlerinin yatırımlarının korunduğunu hissetmelerini istiyor. 

‘İŞÇİLER SESLERİNİ YÜKSELTİRSE ZULÜM BAŞLIYOR’

Örneğin 2015’te Haraya Gurugram’daki Honda Motorsiklet ve Scooter fabrikası işçileri, adil ücret talebi etrafında örgütlenmeye çalıştılar. Bir dizi işçi işten çıkarıldı ve bu şiddetli protesto gösterilerine sebep oldu. 100’den fazla işçi, polis ile fabrika güvenliği tarafından darp edildi ve yaralandı. Benzer huzursuzluklar 2006, 2009, 2010 ve 2016’da da yaşandı. 

2008 yılında Trasmissioni’nin kuzeyindeki Büyük Noida şehrinde bulunan İsviçre-İtalyan otomotiv yan sanayi şirketi Graziana’daki işçi mücadelesi, şirketin CEO’su Lalit Kishore Chaudhary’nin ölümü ve 200’den fazla işçinin atılması ile sonuçlandı. Olayların Hyundai, Bosch ve Toyota’nın bulunduğu Hindistan’daki diğer tesislerde de gerçekleştiği bildirildi. 

Hint Mesleki Sendika Merkezi Hind Mazdoor Sabha (HMS) Ulusal Sekreteri A.D. Nagpal, “İşçilerin her durumda çalışmaya devam etmesini ve yönetimin istediği her şeyi yapmasını bekliyorlar” dedi:  “Ancak bir kez birlik kurmaya ve temel haklarına ilişkin seslerini yükseltmeye başladıklarında hemen baskı ve zulüm başlıyor” dedi.

SENDİKAL ÖRGÜTLENMEYE KARŞI PATRON TEZGAHI

Tüm Hint Meslek Sendikaları Meclisi Ulusal Sekreteri D.L. Sachdwva’ya göre, Manesar’daki durum bunun net bir örneği: “Maruti Suzuki yönetimi sendikayı tanımayı ve onlarla müzakere etmeyi reddetti. 18 Temmuz 2012’deki olayın bu kadar yoğunlaşmasının sebebinin, Maruti Suzuki yönetiminin sendikadan ve sendikanın liderliğinden kurtulmak için uyguladığı bir taktik olduğu açıktır” diye ekledi: “İşçilerin suçlanması dışında büyük bir mağduriyet yaratıldı. 546 kadrolu ve 1800 sözleşmeli işçi işten çıkarıldı.”

Maruti şirketi, karara ilişkin henüz bir açıklama yapmadı ve basın ofisi röportaj talebimize cevap vermedi. 

Hükümlü işçilerin avukatları, davayı Yüksek Mahkeme’de temyize götürmeyi planlarken, diğer Maruti işçileri, mağdur işçilerin serbest bırakılmaları ve fabrikadaki çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yönetime baskı yapma sözü verdi.

*Equal Times’den kısaltarak çevrilmiştir; başlık ve arabaşlıklar Evrensel’e aittir
(Çeviren: Mesrure Kulya)

-BİTTİ-

DOSYANIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...

ÖNCEKİ HABER

ABD'den Avrupa ülkelerine seyahat eden vatandaşlarına uyarı

SONRAKİ HABER

'İnsanca çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...