04 Ocak 2016 00:54

Zeynep Bakır’a özgürlük için dayanışma çağrısı

Paylaş

Birgül AKTAŞ
İstanbul

Zeynep Bakır’ı hapishanede büyüyen Atipik Otizmli Poyraz Ali’nin hikayesi ile tanıdık. Dosyasında yasal olarak ‘suç’ teşkil eden hiçbir delil olmadığı halde hüküm giymiş siyasi bir tutuklu Zeynep Bakır. Oğlu Poyraz Ali’ye cezaevinde Atipik Otizim tanısı konmuş. Ayrıca 0-6 yaş grubu çocuk sahibi anneler infazlarının bitimine 2 yıl kala denetimli serbestlikle bırakılırken, siyasi hükümlü olduğu için yasadan yararlanamayan Zeynep Bakır, çocuğunun sağlığının tehlikeye atılmasıyla bir kez daha cezalandırılıyor. Cezaevinden yazdığı mektuplarda Poyraz Ali’nin ödediği bedeli başka çocuklar da ödemesin diye içeride ve dışarıda sesinin duyarlı vicdanlara ulaşacağını dile getirirken, mücadeleci bir kadın duruşu sergiliyor. Zeynep Bakır kimdi? Neler yapardı? İdealleri nelerdi? Kadın olarak yaşam mücadelesinin neresindeydi? Politik şiddete maruz kalmanın yarattığı fiziksel ve ruhsal tahribatlar nelerdi? Bu sorulara eşi ve kendisiyle dayanışma içinde olan dostları yanıt verdi.

HABER YAPMAKTAN TUTUKLANDI

Zeynep Bakır’ın eşi Emrah Bakır; O‘nun adil olmayan hiçbir kuralı kabul etmediğini, herkes için eşit ve adil bir yaşamın olması gerektiğine inandığını ve yaşam pratiklerini bu şekilde gerçekleştirdiğini anlatıyor. Eşinin ezilen tüm halklara koştuğunu, kadınların, işçilerin, öğrencilerin, köylülerin ekonomik ve demokratik kazanımları için emek verdiğini anlatan Emrah Bakır, bu nedenle de savunduğu düşüncelerle basın açıklaması yapmak, yazı yazmak ve haber yapmaktan dolayı tutuklandığını ifade etti. Emrah Bakır, eşinin sınıfsız, sömürüsüz dünya ideali ve hayali olduğunu, bunun için de aklından emeğinden başka hiçbir sermayeye ihtiyaç duymadığını ifade etti.

DAYANIŞMA GÜÇ VERİYOR

Bir anne olarak atipik otizm tanısı konmuş küçük bir çocukla cezaevi koşullarında kalmanın her şeyden önce çaresizlik ve yetersizlik duygusu yarattığına dikkat çeken Psikolojik Danışman Esen Acarer Kahya, tedavi sürecine aktif olarak katılmak için onlarca yazışma, görüşme nedeniyle uzun bir bürokratik sürecin geçtiğini ve bu geçen sürecin çocuğun gelişiminden kaybettiği dile getirdi. “Çocuğunuzun yararına olabilecek oyuncakları elde edebilmek için uzun mücadeleler vermek zorunda kalıyorsunuz. Sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için bile savaş vermek durumundasınız” diyen Kahya, yaklaşık 20-30 kadınla bir arada kalınan bir koğuşta çocukla birlikte yaşamı düzenlemenin, yeterli hijyeni sağlayabilmenin, özgürlüğünden mahrum edilmiş atipik otizimli bir çocuğun açıklarını kapatabilmenin üstün performans ve yaratıcılık gerektirdiğini, hastalıklardan korumak içinse ekstra enerji sarf etmek durumunda kalındığını kaydetti. Yaşananların Zeynep Bakır açısından travmatik bir konu haline gelmemesinin en önemli sebebinin içerideki ve dışarıdaki dayanışma duygusu olduğunu aktaran Kahya, koğuştaki diğer tutukluların, içeriye sokulmayan her bir oyuncak için, onun oyun saatlerini düzenlemek için,  yeşermiş yumurta yememesi için, sergilediği hırçın tavırlar esnasında ona ve Zeynep’e destek olabilmek için var güçleriyle çabaladıklarını dile getirdi.

BİR AVUÇ İNSAN İNİSİYATİFİ

Bir Avuç İnsan İnisiyatifi Kurucularından Gönül Özoğul; Zeynep Bakır’la dostluğunun uzun yıllara dayandığını, sadece görüşüne giderek destek olmaya çalıştığını söyledi. Sosyal medyada Zeynep Bakır’a destek veren, imza kampanyaları başlatan arkadaşlarla tanıştığını, ilk aşamada birbirlerini sadece Zeynep Bakır üzerinden tanıyan ‘Bir Avuç İnsan İnisiyatifi’ olduklarını antalan Özoğul, konuyu takip eden ve destek veren onlarca insanla  ve “Tutsak Kalmasın Özgür Çocuklar” facebook sayfası üzerinden kitleselleştiklerini dile getirdi. Hapishane önünde “#SarkılarPoyrazAliye” dediklerini, sosyal medyada ciddi bir çalışma yaparak imza kampanyasını 40 binlere çıkararak seslerini yetkililere ulaştırdıklarını hatırmatan Özoğul, hapishane koşullarının biraz iyileştirilmesi dışında asıl amaçlarına ulaşamadıklarını belirtti. Özoğul,  amaçlarının Zeynep’in hak ettiği denetimli serbestlik yasasından yararlanmasını sağlamak olduğunu söyledi. Mücadelenin hem tanığı hem tarafı olarak sürdürülen kampanyaların devam edeceğini söyleyen Özoğul, “Kadınların büyük destek sunduğu bu dayanışmaya duyarlı tüm vicdanlarında destek vereceğine inanıyoruz. Denetimli Serbestlik yasası çıkıncaya kadar mücadelemize ses olmalarını istiyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Basın özgürlüğüne silah dayandı!

SONRAKİ HABER

Yeni Türkiye’de yaşamak için en güvenli yer cezaevi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa