8 Mayıs 2025

Devrimciler ölmez

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

DİĞER YAZILARI
Haydi meydanlara 1 Mayıs 2025
Direnişe destek 24 Nisan 2025
Maarif-i Umumiye 17 Nisan 2025
Eeeeyyy 70+ 10 Nisan 2025
Torbada emir kulu(?) 3 Nisan 2025
Aşk olsun 26 Mart 2025
Diploma 19 Mart 2025
Rüyada diploma 12 Mart 2025
Kaybettiniz 5 Mart 2025
Örgüt 26 Şubat 2025
YAZI ARŞİVİ

48 yıl oldu. Bir 5 Mayıs günüydü. Sabah erken kalktık. İşimiz çoktu. Afişler, fırçalar, kovalar, kostik tutkal bile hazırdı. Yarın 5’inci yılı olacaktı Deniz’in, Hüseyin’in, Yusuf’un katledilmesinin. Henüz güneş yeni doğarken sokağa çıktık. Amacımız şehrin en görünür yerlerine Deniz’in, Hüseyin’in, Yusuf’un hiç yaşlanmayan gülen yüzlerini yerleştirmekti. Mahir, Hüseyin, Ulaş, Cihan, İbrahim, katledilen tüm devrimcilerin sembolü olmuşlardı. Duvarlara yapıştırdıklarımız Deniz’le birlikte tüm devrimcilerdi. Sabah erken işe giden işçiler, fırıncı çırakları, baklava ustaları. Kimi Denizleri tanıyor, kimi “Kim bunlar abi” diye soruyordu. Bilenler, bilmeyenleri “Deniz abi bu” diye azarlıyordu.

Aylardan mayıs, günlerden cumartesi, Anayasa iyi kötü '61 Anayasası idi. Bir polis minibüsü yanımızda durdu. İçerisinden inen sivil polislerin “Kıpırdamayın” uyarısından sonra bizi zorla minibüse bindirmeye çalışırken bizden hukuk bilenler polisi uyarıyordu, “Anayasal hakkımız. İzin almadan afiş asabiliriz.” Hepimizi minibüse doldurdular. İki gece nezaret, sonraki gün mahkeme. 11 kişi hakimin karşısına dizildik. Hakim, adı Mehmet Güneş’ti, sordu:

- Deniz Gezmiş afişleri asıyormuşsunuz.

- Evet efendim, asıyorduk. Deniz, Hüseyin, Yusuf afişleri asıyorduk.

- Siz kamu duvarlarına afiş asmanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz? Neden uygun yerlere asmıyorsunuz?

- Bir dahaki sefere dikkat ederiz efendim.

- Dikkat edin. Serbestsiniz.

6. Filo’ya taş atan gençlere, “Taş atmanız tamam da bari küçük taşlar atsaydınız” diyen İstanbul Üniversitesi rektörü geldi aklıma. AKP’li muktedire yoğurt atan öğrencilerine, “Bari yoğurt atmasaydınız, koltukları kirlettiniz” diye çıkışacaktı Denizlerin arkadaşı Ankara Üniversitesi rektörü yıllar sonra.

53 yıl geçti. Çok sonra doğan şimdinin gençleri alanlarda haykırıyor onların isimlerini, onların resimlerinin arkasında yürüyorlar. 6. Filo’ya secde edenler ise secde etmeye devam ediyor. Beyaz Saray’ın “mübarek” merdivenlerini tırmanıp bir fotoğrafa girmek için kırk takla atıyor Deniz’den, Hüseyin’in gülen yüzünden utanmadan.

Yüzyıllar geçse de genç yaşta “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” diye hayatlarını veren gençlerin resimleri asılacak en beyaz duvarlara, isimleri sayılacak tek tek “burada.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

TÜPRAŞ’ta öfke seli

TÜPRAŞ’ta öfke seli

Ülkenin en büyük sanayi kuruluşu ve kârlılık oranı en yüksek şirketi TÜPRAŞ’taki toplu sözleşme, gece yarısı operasyonuyla imzalandı. İşçi ücretlerine yapılan zam, Erdoğan-Şimşek programının hedeflerine uygun olarak yüzde 35 oldu. Hem düşük zamma hem de sözleşmenin kendilerine sorulmadan imzalanmasına tepki gösteren TÜPRAŞ işçileri, yürüyüş yaptı, yol kapattı. İşçiler ek protokol istedi.

35-40 bin TL Sözleşme öncesi TÜPRAŞ’taki ortalama işçi ücretleri

608 bin TL Bir ayda bir işçiden elde ettiği net kâr

78 bin 292 TL Türk-İş'in açıkladığı yoksulluk sınırı

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sabaha karşı imzalanan yüzde 35'lik zammı kabul etmeyen TÜPRAŞ işçileri yürüyüşe geçti.

Evrensel'i Takip Et