Devrimciler ölmez

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
48 yıl oldu. Bir 5 Mayıs günüydü. Sabah erken kalktık. İşimiz çoktu. Afişler, fırçalar, kovalar, kostik tutkal bile hazırdı. Yarın 5’inci yılı olacaktı Deniz’in, Hüseyin’in, Yusuf’un katledilmesinin. Henüz güneş yeni doğarken sokağa çıktık. Amacımız şehrin en görünür yerlerine Deniz’in, Hüseyin’in, Yusuf’un hiç yaşlanmayan gülen yüzlerini yerleştirmekti. Mahir, Hüseyin, Ulaş, Cihan, İbrahim, katledilen tüm devrimcilerin sembolü olmuşlardı. Duvarlara yapıştırdıklarımız Deniz’le birlikte tüm devrimcilerdi. Sabah erken işe giden işçiler, fırıncı çırakları, baklava ustaları. Kimi Denizleri tanıyor, kimi “Kim bunlar abi” diye soruyordu. Bilenler, bilmeyenleri “Deniz abi bu” diye azarlıyordu.
Aylardan mayıs, günlerden cumartesi, Anayasa iyi kötü '61 Anayasası idi. Bir polis minibüsü yanımızda durdu. İçerisinden inen sivil polislerin “Kıpırdamayın” uyarısından sonra bizi zorla minibüse bindirmeye çalışırken bizden hukuk bilenler polisi uyarıyordu, “Anayasal hakkımız. İzin almadan afiş asabiliriz.” Hepimizi minibüse doldurdular. İki gece nezaret, sonraki gün mahkeme. 11 kişi hakimin karşısına dizildik. Hakim, adı Mehmet Güneş’ti, sordu:
- Deniz Gezmiş afişleri asıyormuşsunuz.
- Evet efendim, asıyorduk. Deniz, Hüseyin, Yusuf afişleri asıyorduk.
- Siz kamu duvarlarına afiş asmanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz? Neden uygun yerlere asmıyorsunuz?
- Bir dahaki sefere dikkat ederiz efendim.
- Dikkat edin. Serbestsiniz.
6. Filo’ya taş atan gençlere, “Taş atmanız tamam da bari küçük taşlar atsaydınız” diyen İstanbul Üniversitesi rektörü geldi aklıma. AKP’li muktedire yoğurt atan öğrencilerine, “Bari yoğurt atmasaydınız, koltukları kirlettiniz” diye çıkışacaktı Denizlerin arkadaşı Ankara Üniversitesi rektörü yıllar sonra.
53 yıl geçti. Çok sonra doğan şimdinin gençleri alanlarda haykırıyor onların isimlerini, onların resimlerinin arkasında yürüyorlar. 6. Filo’ya secde edenler ise secde etmeye devam ediyor. Beyaz Saray’ın “mübarek” merdivenlerini tırmanıp bir fotoğrafa girmek için kırk takla atıyor Deniz’den, Hüseyin’in gülen yüzünden utanmadan.
Yüzyıllar geçse de genç yaşta “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” diye hayatlarını veren gençlerin resimleri asılacak en beyaz duvarlara, isimleri sayılacak tek tek “burada.”
Evrensel'i Takip Et