MESEM’li Emir, hayalini sanayiye gömdü
15 yaşındaki Emir’in anlattıkları MESEM’in özeti gibi. Küfür ve şiddete maruz kaldıklarnı belirten Emir, futbolcu olma hayalini de sanayiye gömmüş şimdi ki hedefi dükkan açabilmek...

Fotoğraf: Evrensel
Nisa Sude Demirel
nisasudedemirel3@gmail
İstanbul – 2025 yılının ilk 4 ayında en az 24 çocuk çalışırken iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Yani neredeyse beş günde bir, bir çocuk işçi iş cinayetinde can verdi. Derinleşen yoksullukla beraber artan çocuk işçiliğinin devlet eliyle yaygınlaştırılmasının en temel aracı olan mesleki eğitim merkezlerinde (MESEM) çalışırken ölen çocukların sayısı da artıyor. MESEM’ler ucuz çocuk iş gücüne yasal kılıf haline getiriliyor, 14 yaşından itibaren çocuklar ağır işlere çalıştırılıyor. Bu çocuklardan biri de 15 yaşındaki Emir*. Emir, İMES Süheyl Erboz Mesleki Eğitim Merkezine kayıtlı yüzlerce çocuktan biri. Emir, birçok akranı gibi ekonomik zorluklar nedeniyle iki senedir mesleki eğitim altında bilfiil işçilik yapıyor. Onu ve onun gibi milyonlarca çocuğu sömürü çarkına çeken nedenleri ve çalışma koşullarını Emir anlattı.
Küfür, hakaret, şiddet...
Emir Erzurumlu. Emir 2 yaşındayken ailesi İstanbul’a gelmiş, Sarıgazi’de yaşıyorlar. Emir’in 10 yaşında bir kardeşi var. Babası bir kaplama fabrikasında çalışıyor, annesi bütçeleri çok sıkıştığında evlere temizliğe gidiyor. Evi babasıyla beraber 15 yaşındaki Emir geçindiriyor. 10. sınıf öğrencisi Emir, MESEM’in motor mekanik bölümüne kayıtlı ve KADOSAN’da bir oto tamir atölyesinde çalışıyor. MESEM’e başladığı günden beri, yani iki yıldır aynı yerde. İlk çalışmaya başladığında neler yaşadığını sorduğumuzda, “Küfür, argo, hakaret... Hepsine maruz kalıyoruz. Bir kere bir çocuğu dövdüklerini bile gördüm” diyor. Kendisi bir kez hariç hiç şiddete maruz kalmamış ama, öyle anlatıyor: “İlk girdiğim dönemlerde bir kere tokat yedim. Tamir ettiğimiz araba krikodan düştü. Usta arkamdan gelip bir tane yapıştırdı.”
"1 yetişkin yerine 2 çocuk işçi"
Emir çalıştığı yeri kendisi arayıp bulmuş. Dükkanda toplam 5 işçiler. Kendisi dışında bir MESEM’li daha var. Ama Emir’in anlattığına göre o ‘torpilli’, dükkan sahibinin arkadaşının oğlu. “O yüzden tüm işler benim üzerime kalıyor” diyor. Güncel miktarla MESEM’li çırakların aylık ücreti asgari ücretin üçte biri, yani 6 bin 631 TL. Emir 15 bin TL alıyor. Haftanın 5 günü çalışıyor. Mesai saatleri 08.30-19.00 arası. Dükkan sahibinin neden MESEM’li çalıştırdığını soruyoruz, “Onun da işine geliyor, usta alıp 30 bin lira vereceğine aynı paraya 2 çocuk çalıştırıyor” diyor. Bugün Emir için dükkan sahibinin cebinden yalnızca 8 bin 400 TL çıkıyor. Yani 8 bin 400 liraya tam zamanlı bir işçi çalıştırıyor. Yılbaşında asgari ücrete gelen zamla beraber MESEM’lilerin ücretine de zam gelmesine rağmen Emir’in ücretine halen zam gelmemiş.
"Öğretmen ustayla çay içip gidiyor"
Fotoğraf: Evrensel
Emir hiç ‘büyük’ bir iş kazası geçirmemiş ama elleri yara bere içinde, çünkü ustaları çalışırken eldiven takmalarına izin vermiyor. Elleri sürekli kesiliyor, kışın soğuktan çatlıyor: “Eldiveni herhalde bizi yavaşlatıyor diye taktırmıyorlar.” Emir’in denetimlere dair aktardıkları da oldukça çarpıcı: “Öğretmenler arada bir denetime geliyor ama ustanın çayını içip, biraz sohbet edip sonra da gidiyorlar. Mesela 5 ay önce bir yangın tüpünün değiştirilmesi gerektiği söylendi ama o yangın tüpü olduğu gibi duruyor.” Emir denetimden bir sahneyi de anlatıyor: “Öğretmen ustanın yanında bize ‘Var mı bir şikayetiniz?’ diye soruyor. Varsa da nasıl söyleyeyim ustanın yanında? Sen gittikten sonra biz yine onunla baş başa kalacağız. Sonra bir de dönüp gülerek ustaya soruyor ‘Senin bir şikayetin var mı bu şer..sizlerden’ diye.” Emir’in çalıştığı yerde bir süre öncesine kadar 30’lu yaşlarında bir Suriyeli mülteci de çalışıyormuş. Denetim zamanında tuvalete saklıyorlarmış Suriyeli işçiyi.
Hayaller yeşil saha, gerçekler sanayi
Emir’in çocukluktan beri hayali futbolcu olmakmış: “Amatörde oynuyordum, sanayiye girince bırakmak zorunda kaldım. Bence yetenekliydim de, beni isteyen takımlar olmuştu.” Ancak MESEM’e girince bırakmak zorunda kalmış futbolu uzun zamandır da hiç top oynamamış. Neden MESEM’e geçtin diye sorduğumuzda, “Ekonomik durumumuzdan dolayı geçtim, zaten çok zor geçiniyorduk. Okuyarak bir şey olamayacağımı anlayınca meslek sahibi olayım dedim” diyor. Ortaokuldan itibaren de Emir, kasiyerliğin yanı sıra telefoncuda çalışmış, simit satmış...
"Dükkan açıp kardeşimi yanıma almak istiyorum"
Lise bittikten sonra dükkan açmak istiyor Emir: “Yapabilirsem yoksa da devam ederim herhalde meslekten. Aslında yaptığım işi seviyorum çünkü, sökme takma işlerine bir yatkınlığım var bence. Ama soğutuyorlar insanı, küfür kıyamet çalıştırarak. Bir de kardeşim de bunları yaşamasın, dükkan açınca onu yanıma alayım.” Peki Emir nelerden şikayetçi, neler değişsin istiyor, neden 1 Mayıs’a gitmek isterdi örneğin? “Bir kere enflasyon düşsün, böyle yaşamak iyice imkansız hale geliyor çünkü. Bir de adaletsizlikler düzelsin. Torpil olmadan bir şey yapamıyorsun çünkü. Bak, kadın (Özlem Zengin) Erdoğan’a yeğenini tanıtıp hakim yapıyor. Ama çoğu kişi de atanamadığı için intihar ediyor mesela.”
"Haftanın yorgunluğunu okulda atıyorum"
Emir’in okul günü salı. Haftanın bir günü gittiği okulda ikişer saat edebiyat, matematik ve din, birer saat ise araç teknolojisi ve hidrolik dersi alıyor. Bazı arkadaşları okul çıkışında işe gidiyormuş ancak Emir gitmiyor: “Okula gittiğim gün de uyuyarak geçiyor zaten, haftanın yorgunluğunu orada atıyoruz. Bence dersler de bir işimize yaramıyor, slayt gösterip çıkıyorlar. Ders görmüş olalım diye yani.” Emir dini bayramlar hariç tüm resmi tatillerde çalışıyor. 23 Nisan, 1 Mayıs, yılbaşı... Cumartesi de 17.00’ye kadar çalışıyor, tek boş günü pazar. “Ellerinde olsa o gün de çalıştırırlar” diyor. Pazar günleri ne yaptığını soruyoruz, “Parasızlıktan mahallede oturuyoruz öyle arkadaşlarla, iş çıkışlarında da aynı. Çalışmaktan başka bir şey yapmıyoruz yani. Çalışmasam 1 Mayıs’a gitmek isterdim aslında” diye anlatıyor.
*Çocuğun ismi güvenlik kaygısıyla değiştirilmiştir.
Evrensel'i Takip Et