‘Kulüp’ten ‘Asansör kulüp’e: Orijinal Alman devi 125 yaşında

1. FC Nürnberg
Almanya’da Bayern Münih, 125. yaşını kutladığı 2024/25 sezonunda 33. Bundesliga şampiyonluğunu geçen hafta Bayer Leverkusen’in puan kaybetmesiyle ilan etti. Geçen sezon Thomas Tuchel’le ligi 3. sırada bitiren ve 11 yıl aradan sonra şampiyonluğu kaçıran Alman futbolunun son 55 yıllık tartışmasız hakimi Bayern, Bayer Leverkusen’in 2024 şampiyonluğunun “bir mucize”den ibaret olduğunu göstererek son 13 sezondaki 12. şampiyonluğunu kazandı. Ülkede 125. yaşını kutlayan bir takım daha var ki o da 1. FC Nürnberg. Bayern Münih gibi Bavyera eyaletine bağlı olan ama Bavyeralı değil Frankonyalı olan 1. FC Nürnberg, 4 Mayıs 1900’de kuruldu. Geçen hafta Adidas -ki Nürnberg’e 20 km mesafedeki bir başka Frankonya kasabası Herzogenaurach’ta kurulmuştur- , kulübün doğum günü partisine özel retro formalar hazırladı.
Uzun süredir zirveye, başarıya hasret olsa da adından da (1. FC) anlaşılacağı üzere Nürnberg’in “öz hakiki” takımı olan kırmızı-beyazlılar, aynı zamanda Almanya’da futbolda kurulan ilk hegemonyanın da sahibiydi. 1. Dünya Savaşı sonrası dönemde 1920, 1921, 1924, 1925 ve 1927’de şampiyon olan Nürnberg, bu dönemde sergilediği hakimiyetle “Der Club” olarak anılmaya başlandı. Bir başka deyişle Almanya’da ulusal futbol rekabetinin, kısmi profesyonelliğin, sistemli organize kulüp yapısının ilk örneğini 1. FC Nürnberg oluşturmuştu bu da onlara bir orijinallik, ilk olma gururu ekleyen “Kulüp” yakıştırmasını kazandırmıştı. Ülkede onların ardından çıkışa geçen diğer tüm takımlar, 1. FC Nürnberg’in yapılanmasını kopyalayacaktı. Üstelik Nürnberg sadece bir şampiyon, kazanan değil aynı zamanda dönemin göze en hoş gelen, en teknik, en hücumcu oyununu da sahaya yansıtan takımıydı…
Kulübün bu ayrıksı halinde, dönemin neredeyse tüm orta Avrupa takımlarında olduğu gibi Avusturya-Macaristan etkisi rol oynuyordu. 1919’da Budapeşte’de MTK’yle oynadıkları ve 3-0 kaybettikleri hazırlık maçından evlerine Rakibin Santrforu Alfred Schaffer’le birlikte “çağdaş futbol” formülüyle dönmüşlerdi. İlk şampiyonluklarını elde ettikleri 1920’den itibaren Alman basını onları “İngiliz kulübü gibi oynuyorlar” diye övse de onların Avusturya-Macaristan oyunu aslında İskoçya ilhamlıydı: Fiziksellikten ziyade teknik, koşudan çok pas...
SpVgg Fürth’ü tahtından ettikleri Frankfurt’taki 1920 finaline Alman futbolu tarihinde ilk kez özel trenler kaldırılmış, maçı 35 bin kişi izlemişti. Bu, savaştan ağır yıkımla çıkan, 1918-1919 sürecinde devrime yaklaşan, bir yandan korkunç bir açlık, yoksulluk ve politik katliamlarla bezeli Weimar Cumhuriyeti Almanya’sı için yeni bir fenomenin habercisiydi. İşçi sınıfı yaşadığı tüm hayal kırıklıklarının ardından tek dişli canavarın kendisine uzattığı futbol dalını tutuvermişti. Akıl almaz bir hiperenflasyonun vurduğu, banknotların pula döndüğü, “ulusal gurur”un birleştiriciliği sağlayamadığı, orta sınıfın çöktüğü 1920’lerin ilk yarısında futbol, işçi sınıfına keyif veren nadir şeylerden biriydi. 1924-1929 arasındaki sözde “Altın Yirmili Yıllar” (Goldene Zwanziger) bu körpe sevdanın daha da büyümesine olanak sağladı. Altın yılların şampiyonu 1. FC Nürnberg’in sabırlı oyun kurulumuna, paslaşmaya, rakibi pres tuzaklarına düşürmeye dayalı oyunu 1925’te ofsayt kuralının değişmesi (Topun oynandığı son adamın gerisinde 3 oyuncu olması gerekiyordu, 2’ye düşürüldü) ve buna bağlı olarak futbolda hızın önem kazanmasıyla etkisini yitirdi. Nürnberg’in “teknik hımbıl”ları bir anda demode olmuştu.
Anlayacağınız Büyük Buhran’dan (1929) önce Nürnberg’i değişen futbol kuralları vurmuştu. Futbolun işçi sınıfı içinde iyice kök saldığı, işsizlik ve yoksulluk ortamında gizli profesyonelliğin yaygınlaştığı bu yılların ardından gelen 1930’larla birlikte işler iyice değişti. Nazilerin iktidarı ele geçirmesi, 1933’te “Yahudilerin spor kulüplerinden ihraç edilmesi”ne dair imzalattıkları pakt, bir “Judenklub” olarak anılmasa da Yahudilerin kulüp içinde rahatça barındığı Nürnberg’in diğer pek çok kulüp gibi bir gecede kabuk değiştirmesiyle sonuçlandı. Kulüp, altın yıllarından sonra 1936, 1948 ve 1961’de şampiyonluklar yaşadı, Bundesliga’nın kurucularından oldu, 1968’de tek Bundesliga şampiyonluğunu elde ettiği sezonun ertesinde küme düştü ve Alman futbolunda hâlâ tekrarlanmamış olumsuz bir ilke imza attı. 1968 şampiyonluğu sonrası kadroyu “çok yaşlı” diyerek dağıtan “İşkenceci” lakaplı Teknik Direktör Max Merkel sezon sonu İspanya’nın yolunu tutarken “Der Club” de o tarihten sonra 9 kez küme düşüp 8 kez çıkarak (rekorun sahibi) “Fahrstuhlmannschaft”a yani “asansör kulüp”e dönüştü.
Evrensel'i Takip Et