03 Haziran 2011 10:09

Nişan aldılar!..

Nişan aldılar!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP’nin Hopa mitingi öncesinde fındığına, çayına ve suyuna sahip çıkan halka polis saldırdı, bir devrimci öldürüldü. Aynı gün, bu katliamı protesto eden devrimcilere Ankara polisi sokak ortasında işkence yaptı, bir devrimci kadının kemiklerini vahşice kırdılar. Polis terörü, ülkenin her yerinde artarak devam ediyor.
Hopa’daki polis terörü sırasında Başbakanlık korumalarından birisi, çevik kuvvet polislerinin acemiliğine kızıp amirlerini fırçaladı. Çevik kuvvet polisi halka gaz bombası atarken nişan almadan atıyor diye kızan koruma, o polise nişan almayı da öğretti. Gaz bombası boşa gitmeyecek, hedefi bulacak.
70’li yıllarda, “fruko” lakabı ile anılan toplum polisleri vardı. Toplumun en yoz, en lumpen bireylerinden seçilen bu toplum polisleri sokaklarda binlerce can aldılar, işkenceci oldular. Günümüzde ise polislerin profili değişti, ama görevleri değişmedi. Artık polislerin büyük çoğunluğu yüksek okul mezunudur, hatta işsiz öğretmenler, mühendisler polis olabilmek için yırtınıp duruyorlar. Polislikten gelenler kaymakam, vali olabiliyor; bakanlık yapabiliyor. Polisin elinde halkın vergilerinden oluşan büyük bir bütçe var, bu bütçe halka karşı kullanılıyor ve denetlenemiyor. En gelişmiş teknolojik aygıtlarla halkı gözetleyip fişleyen  polis, yapılan son düzenlemeler sayesinde ağır silahlarla donatılacak ve mekanize bir güç haline gelecek.
Ortadoğu’nun bütün ülkelerini gezdim, bildiğiniz gibi tamamına yakını diktatörlükle yönetiliyor. Bu ülkelerin tümünde, polis devletini yakından hissedersiniz. Üretim yapmayan bu ülkelerde en sağlam geçim kaynağı polisliktir, çocuk yaştakilere bile polislik eğitimi verilir. Şeyhlikle, krallıkla veya Baas rejimiyle yönetilen bu ülkelerin halkları pembe dizilerle uyutulur, uyananlar ise polis tarafından ezilip yok edilir.
Ülkemizi, düşünüp üreten bireylerden arındırıp böyle bir polis devletine dönüştüren güce kimimiz oligarşi dedik, kimimiz ise faşist diktatörlük dedik; ama o güç erimedi ve karşımızda duruyor. İsmin anlamı yok, anlamlı olan o gücün bireyleri teslim almasını önleyecek olan toplumsal muhalefetin gücünün artmasıdır.
Diktatörlüğün etkin silahı olan polis terörünün parlamenter çözümlerle sona ereceği rüyasına hiç kapılmadık; çünkü halkımız, kendisini sosyal demokrat olarak niteleyen partilerin iktidarda bulunduğu dönemlerde de polis terörünü karşısında bulmuştur.
Bir hafta sonra genel seçim yapılacak ve halkın adaylarından önemli bir kesim milletvekili seçilecek. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku adayları içinde polis şiddetine uğramayan, işkence görmeyen hiç kimse yok; yani polisi ve polis terörünü yakından tanıyan birçok milletvekillerimiz olacak. Onlardan acilen beklediğimiz, polis kurumunun yapısının ve yarattığı terörün ısrarcı, dinamik ve direngen bir şekilde sorgulanmasıdır.
Halkına nişan alan polisin nişanını bozacak olan her girişim, hedefte bulunan halk kesimleri tarafından sahiplenilmelidir. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku adayları bu nişanı bozacak olan tek güçtür, bu güce güç katacağız, o nişanı bozacağız..

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...