09 Mart 2012 12:00

Onur böyle bir şey...

Onur böyle bir şey...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Başbakanın eşi, avanesiyle birlikte 34 Kürt köylüsünün bombalarla katledildiği Roboski’ye gitti. Katliamdan 70 gün sonra oraya hangi sıfatla gittiği çok da önemli değil; yandaş medya boyuna analık duygusunu işliyor ya, biz de öyle varsayıp orayı es geçelim. Hanımefendi gittiyse gitmiş demektir, vardır elbet bir hikmeti.
F-16’ların ölüm yağmuru altında can veren 13 yaşındaki çocuğun annesinin ekranlarda söylediklerini banda alıp o hanımefendiye, kocasına ve çocuklarına günde 5 vakit izlettirmek gerek. Ola ki anlarlar; onur nedir, nasıl bir şeydir, onurlu insan ne yapar, nasıl konuşur. Allah’tan ümit kesilmez ki, öğrenmenin yaşı da yoktur. Bunları öğrenmek lazımdır.
Çocuğu katledilmiş bir kadın, çocuk 13 yaşında. Katleden devlet sonra karar vermiş, devlet aileye tazminat ödeyecek. Anne yoksul, eşi işsiz, tarım yok, hayvancılık yok, devlet o işleri IMF talimatıyla çoktan bitirmiş, aile yapabildiği kadarıyla sınır ticaretiyle geçiniyor.
Acılı anne, yüce devletin kendine ihsan ettiği tazminatı ısrarla reddediyor. Ekran hakimi sunucu o tazminatın miktarını açıklıyor, bu miktarın onlar için çok değerli olduğundan falan bahsedip, mercimek kadar beyniyle devlet adına pazarlığa oturuyor.  Elinde katledilen oğlunun resmini taşıyan kadının cevabı ise son derece net ve sert; “Taş yeriz, ama o paraya dokunmayız.”
Hanımefendi ve avanesi, korumaların taşıdığı paketlerdeki hediyeleri köyün çocuklarına dağıtmak istiyor, ama hiçbir çocuk onları almıyor, medyamız bunu hiç ama hiç görmüyor.
Onur işte böyle bir şeydir. Taş yiyip, o paraya el sürmemektir. Dimdik ayakta durup barışı haykırmaktır, her şeyden önce suçluların bulunmasını talep etmektir.
Katliamın üzerinden 70 gün geçmesine rağmen tek bir sorumlunun dahi belirlenmemiş olması, olayın üzerinin örtüleceğinin en somut göstergesidir. Bu durum, her gün köşe bucak ev basıp muhalif avına çıkan devletin, kendi görevlilerini koruyup saklayacağının işaretidir. Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de, Sivas’ta yapılan katliamların sonu neye bağlandıysa, Roboski Katliamı da aynı kaderi paylaşacaktır. Bu sefer, ince bir ayrıntı var; devlet, bu işten tazminat verip kurtulmak, elini parayla yıkamak istiyor.
Bu AKP’lilerin her şeyi paraya dayanır ya, o zaman oturup biz de biraz hesap yapalım.  
Roboski’de katledilen her bir cana devletin bahşettiği bedel 123 bin lira, yani 70 bin dolardır. 34 can için toplam 2 milyon 400 bin dolar tutuyor. Bir F-16 bombası 20 bin dolar. Bir F-16 uçağının kalkışı 30 bin dolar. Çocukların üzerine yüzlerce bomba atıldı, attırdığınız bombaların bedeli vereceğiniz tazminatı bile kurtarmıyor, bu nasıl hesap?  
Buralarda parayı pulu konuşmayı pek sevmeyiz ama, eğer maksat hesapsa, hesap ortada.
Bu hesap, batakçı tüccar hesabıdır, iktidara da bu yakışır.  
Egemenlerin onuru böyle batık hesaplara, ezilenlerin onuru da hesap sormaya dayanıyor. Acılı anne, iktidara ve batı yakasının çok bilen suskunlarına, işte bunu öğretmeye çalıştı.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...