18 Kasım 2011 09:42

Ne villa, ne saray

Ne villa, ne saray

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Güneydoğu’da kendi toprağını bombalayan devlet, şimdi Başkent Ankara’da derin bir operasyona hazırlanıyor. Dikmen vadisi halkının barınma hakkı, devlet zoru ile gasbedilecek. Devlet işi gücü ve depremzedeleri bir tarafa bıraktı, şimdi bununla uğraşıyor.
Bilmeyenlere anlatayım, Dikmen Vadisi Ankara’nın büyük bir bölümünden geçen uzun bir vadidir. Burada bir zamanlar üzüm bağları vardı, insanlar pikniğe gidip Ankara’nın bozkır havasından kurtulmaya çalışırdı. Zamanla yoksulların barınma mekanı haline gelen vadi, kent merkezinde yer alması nedeniyle kıymete bindi. Kente göçen yoksul emekçilere yıllarca ev sahipliği yapan bu vadi üzerinde birkaç etaplık kentsel yıkım projeleri uygulandı. Yoksulların konutlarına el konuldu, yerlerine çok katlı lüks binalar dikildi. Şimdi o binalarda ortalama bir dairenin satış fiyatı, o vadiden kovalanan bir emekçinin bin aylık maaşına eşittir.
Vadide uygulanan bu kentsel yıkım  projelerine, devletimiz ıslah projesi diyor. Vadinin büyük bölümü ıslah edildi, şimdi sıra son bölümlerine geldi ama vadi halkı artık devletin ıslah yöntemine boyun eğmiyor, halk direniyor.
Dikmen Vadisi halkına 2006 yılından beri Büyükşehir Belediyesinin ve devletin fiziki saldırıları sürüyor. Evlerini terk etmek istemeyen vadi halkının üzerine 2007 yılında kışta kıyamette panzerler sürüldü, gaz bombaları atıldı. Yaşlı, genç, çoluk çocuk demeden yapılan bu vahşi saldırı, halkın haklı mücadelesini daha da biledi. Vadi halkı, yıllardır çeşitli platformlarda kavgasını anlatıp kamuoyu oluşturuyor.
Başbakan geçenlerde yaptığı bir konuşmada kentsel dönüşüm projelerinin yolunu iyice açıp yoksulların kent dışına kovalanması emrini verdi. Bu konuşmayla, Başbakan aslında belediyelere bir pas vermişti. Melih Gökçek de bu pası şimdi gole çevirmeye çalışıyor, vadi halkının üzerine gidiyor. Yağmur yağdığı zaman, alt geçitlerinde dalgıçların arama kurtarma yaptığı başkentimizin belediye başkanı, açıkça halkı tehdit ediyor, direniş önderlerini hedef gösteriyor.
Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediyesi, Dikmen Vadisi’ndeki gecekonduların kökünü kazıyacağını ilan etti. Bu yıkım için devlet organize oldu, polisiye önlemleri de içeren bir yıkım planlandı, evlerini boşaltmaları için halka birkaç gün süre verildi. Halk da yıkıma karşı nöbete başladı.
Şu anda, belediye ile vadi halkı arasındaki görüşmeler tekrar başladı. Belediye, yeni önerilerde bulundu, birtakım sözler verdi. Verilen sözlere ne kadar güvenilebileceğini en iyi vadi halkı bilir, onlara kalkıp buradan akıl verecek halimiz yok. Değişmeyeceğini bildiğimiz tek şey, yöneticilerin karakter yapısıdır.
Vadi halkı, nasıl bir çözüm istediğini kurduğu İnternet sitesinde ( ) ve çeşitli basın organlarında dile getiriyor. Gecekondu rantı peşinde koşmadan, demokratik katılım çerçevesinde, belediyenin önerilerini aralarında tartışacaklarını söylüyorlar. Kent dışına kovalanmak istemiyorlar. Yaşam alanlarında sağlık, eğitim, ulaşım gibi insani olanakların da bulunmasını istiyorlar. İstedikleri ne villa, ne saraydır; sadece başlarını sokacak bir evdir.
Başkentin göbeğinde halka dönük vahşi bir yıkım olmamalıdır. Melih Gökçek ille de yıkacak bir yer arıyorsa, Atatürk Orman Çiftliği arazisinde devletin kondurduğu birçok tesis bulunuyor, örneğin 12 Eylül karanlığında dikilen orduevi binası hâlâ orada duruyor.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa