06 Nisan 2014 08:13

Kirli olan kim?

Şu soruya cevap bulalım beraber: Kirli olan kim? Van’da ‘görüntü kirliliği’ yarattığı için boşaltılmak istenen Anadolu Konteyner Kenti mi? Sokağa atılmak istenen 20 metrekareye tutunmuş 50 aile mi? Yoksa yoksulları vatandaş kabul etmeyen devlet mi? Mülkiyet hakkını kutsayanlar mı? Barınma hakkı için direnenler mi? Kirli olan kim?

Kirli olan kim?
Paylaş

Cem TERZİ*

Van, deprem açısından 1. derecede riskli bölgede.  Buna rağmen şehir fay hattı üzerinde kurulmuştur. Bu nedenle her depremde şehir yerle bir olmakta, binlerce insan ölmektedir. 1941 yılından bu yana 4 büyük deprem oldu ve hepsi Van’ı yıktı geçti.  Devlet elindeki bütün bilimsel verilere rağmen önlem almadı. Doğal afetlerin felakete dönüşmesine seyirci kaldı. Fay hattına bina yapılmasına izin verdi. Vatandaşını uyarmadı ve ölümleri engellemedi.
Türkiye’de deprem ile ilgili toplumsal bilinç ve uygun yasal düzenlemeler 1999 Gölcük depreminden sonra oluştu. Ama bunun da Van açısından bir önemi olmadı. Zira 1999 tarihinde yapılan yasal düzenlemeler Van'da uygulanmadı. Bilim insanları, 2003, 2005 ve 2008 yıllarında 3 ayrı raporda Van’da deprem olacağını bildirdiler. Hatta yıkılacak bölgeleri saptadılar. Erciş ve Van’ın acilen kayalık zemine çıkarılmasını önerdiler. Devlet sağırdı! Diyelim şehir merkezini başka bir bölgeye taşıyamıyorsun, bari deprem olacak binaları sağlamlaştır! Bu da yapılmadı. 2011 yılında 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun çıkarıldı. Van 1. derece deprem bölgesi olmasına rağmen nedense  bu kanun kapsamına da alınmadı. Bu yüzden Van'da 2011 Ocak ayından önce yapılan binaların denetimi mümkün olmadı.
İlki 7.2 ile 23 Ekim 2011’de, ikincisi 5.6 ile 9 Kasım 2011’de iki deprem oldu. 644 kişinin hayatını kaybetti. Binlerce bina yıkıldı, on binlerce bina ağır hasar gördü.
Deprem doğal bir afet ama bunun bir felakete dönüşmesinin nedeni devlettir.

DEPREM VE TOKİ
2011’de depremden önce Van’ının nüfusu bir milyondu. Bunun  450.000’i Van’ın  merkezinde yaşıyordu.150.000’i ise Erciş’te yaşamaktaydı. İki deprem de Van merkezinde ve Erciş ilçesinde etkili oldu. Van depremlerinden doğrudan etkilenen kişi sayısı Van nüfusunun yarısını geçti. 80 ile 100 bin (hane) ailenin depremden etkilendi.
Erciş’ de 4, Van merkezde 33 yerin konteyner kent kuruldu. Bunlara 150 bin insan (depremden etkilenenlerin sadece dörtte biri)  sığındı (Bir konteynerde 21 metrekarelik bir alanda ortalama 6 kişi yaşadı). Yani kalan nüfus açıkça hasarlı evlerinde yaşamak zorunda bırakıldı.
 ‘Van İçin Tek Yürek’ sloganıyla yapılan kampanyada 3.5 milyar lira para toplandı. Bu paranın sadece 1.5 milyarı Van’da konut yapması için TOKİ’ye verildi. Geri kalan 2 milyar lira ise Van’a harcanmadı. Devlet bu parayı duble yol yapımına harcadığını itiraf etti!
TOKİ’nin  deprem sonrası yaptığı konut sayısı ihtiyacı karşılamaktan uzaktı. Bu evler halka 75 bin lira karşılığında satıldı. Oysa evlerin maliyeti yaklaşık 30 bin lira idi. Pek çok yoksul  insan TOKİ evlerini alamadı. Hasarlı binalara yerleştiler ve hala ilk sallantıda yıkılacak bu evlerde yaşıyorlar. On binlerce ev güçlendirmeyi bekliyor....
TOKİ’nin binlerce evi boş kaldı. Çünkü insanlar yoksul. Evler çok pahalı.
TOKİ’nin binlerce evi boş olmasına rağmen insanlar hala konteyner kentte ve hasarlı binalarda yaşamaya devam ediyor.  Taksitle TOKİ evleri alabilenler ayda 780 lira ödüyorlar.  (350 TL ev taksiti, 230 TL yakıt,  100 TL su, 100 TL elektrik). Pek çok ailede sadece bir kişinin iş bulabildiği ve asgari ücretli olduğunu hatırlarsak bu insanların bu parayı ödemlerine imkan yok. Üstelik bununla da bitmiyor beslenme, ulaşım, sağlık, çocuklarının okul masrafları bu hesaba dahil değil! Bu nedenle  insanlar TOKİ evlerini terk ederek buradaki evini kiraya verip hasarlı evlere taşınıyor!

BİR YAŞAMA İKİ DEPREM
Bu insanların çoğu Van’a  90’larda JİTEM’in zorla boşalttığı, yakıp yıktığı köylerden zorunlu göçle Van’a yerleşmişti. Bu devletin depremiydi. 2011’de deprem Van’ı vurmadan önce de zaten çok yoksul olan ve güçlükle Van’a tutunmaya çalışan bu insanlar kirası düşük kerpiç evlerde kalıyorlardı. Deprem evlerini başlarına yıktı. Konteyner konteyner gezdiler.
Ev sahibi değillerdi ki TOKİ evleri için çekilen kuralara girsinler. Kira kontratları yoktu ki kiracı olduklarını kanıtlayıp TOKİ evleri için çekilen kuralara katılabilsinler.
Mecburen bu konteyner kentte 3 yıldır yaşama mücadelesi veriyorlar ama GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ yarattıkları için Valilik konteynerleri terk etmelerini istiyor.
Devlet, yeşil kartlı ailelere 6 aylık kira yardımı öneriyor. Bunun Anadolu Konteyner Kenti’nde yaşayanlar için bir anlamı yok. Zira 6 ay sonra oradan da atılacaklarını biliyorlar. Devlet dul, en az 3 çocuklu kadınlara (biri engelli olacak) maddi durumu iyileşene kadar 1+1 ev öneriyor. Dikkat ediniz en az 3 çocuk olacak ama bu yermiyor biri özürlü olacak! Bu da anlamsız bir teklif. Koşulları ağır ve aşağılayıcı, üstelik geçici.
Anadolu Konteyner Kenti’nde yaşayan insanlar ise sosyal devletin gereğini istiyorlar. İş ve  herkese ödeyebileceği koşullarda konut.
Bu insanların gidecek yerleri  yok! Evet yok. Buradan sürülmeleri demek onlara yok olun demek. Konteyner kentinden ayrılmaya zorlamak için Valilik, önce konteyner camileri, ardından çocukların oyun parkını söktü. Çamaşırhane, kreş, kütüphane, etüt salonu, spor çadırı, kuran kursu… Hepsi teker teker söküldü. Sonunda sıra elektriğe geldi. Onu da kestiler tam 120 gün. İnsanlar mecburen seslerini duyurmak için  dönüşümlü olarak açlık grevine gittiler; 180 gün. Elektrikleri yeniden bağlandı. Direnişlerine devam ediyorlar. Barınma hakkı için. Yaşam hakkı için.

Vali bu taleplere devletin buz gibi yüzü ile cevap veriyor: “Bunun sonu olur mu? Sakarya’da, İstanbul’da, Elazığ’da da deprem oldu. Deprem olan her yerde, bütün afetzedelere ev yaptırdık da burada mı farklı davranıyoruz? Devletin gayesi hayatı normalleştirmektir. Normal hayat da 23 Ekim 2011 tarihinden bir gün önce insanlar nasıl yaşıyorsa, o durum kadar normalleştirmektir. Mümkünse ekstra bir şeyler yapılır. Ütopik olmayalım, realist olalım. Bugün Van’da afet var, yarın bir yerde sel olur, başka bir yerde çığ düşer. Hümanist olmak iyi bir şeydir. Ama devlet yönetirken realist olmanız gerekir, eldeki imkânlarla hareket edilir.”
Bu kadar! Yoksula, emekçiye iş, aş, barınma yok. Sosyal devlet yok! Kapitalist devlet var! Patronlar için, şirketler için çalışan onlara rant dağıtan devlet var! Üstelik bu insanları fırsatçılıkla, yalancılıkla suçluyor: ‘’Bu vatandaşlarımız devletten konut istiyor. 14 bin kişi yararlanamamışken biz niçin konteyner kentte kalanlara öncelik sağlayalım? Böyle bir şey imkânlı değil. Vatandaşlara da onları manipüle edenlere prim vermemeleri gerektiğini söyledim. TOKİ’den evi olan var, şimdi ona ikinci evi mi verelim?​”

Okumaya gücünüz yeter mi?
Kim yalan söylüyor?  Vali, Van  Anadolu Konteyner Kenti’ne hiç gitmemiş. Ben gittim. Ailelerle görüştüm. Alın size raporlarla ölçüp biçemeyeceğiniz gerçekler. Okumaya gücünüz yeterse, siz karar verin!

Van Anadolu Konteyner Kenti, 22 Mart 2013, Van Nevroz günü !

T... Ailesi, 5 kişi. 3 kız çocuğunun ikisi öğrenci. Asgari ücretle geçiniyor, geçici işçi.
O... Ailesi, 4 kişi. İkisi çocuk. Geliri yok, işsiz. İş bulursa yaza inşaatta çalışacak.
G... Ailesi, 6 kişi. Dört çocuk, üçü okula gidiyor. Geliri yok, işsiz.
Ö... Ailesi, 7 kişi. Beş çocuk, dördü öğrenci. Bir çocuk özürlü, kendisi de görme engelli. Geliri yok, işsiz.
K... Ailesi, 2 kişi. Eşi kalp hastası, geliri yok, işsiz.
B... Ailesi, 5 kişi. Üç çocuktan ikisi okula gidiyor, birini gönderemiyor. Geliri yok, işsiz.
D... Ailesi, 2 kişi. 48 yaşında madde bağımlısı, geliri yok.
E... Ailesi, 3 kişi. İki çocuk var. Eşinden ayrı, anne psikiyatrik hasta. Geliri yok, işsiz.
A... Ailesi, 4 kişi. Anne dul, üç çocuğu var. Geliri yok, işsiz.
A... Ailesi, 3 kişi. Anne dul, iki çocuğu var. Fiziksel engelli, engelli maaşı var, düşük gelirli.
G... Ailesi, 7 kişi. Parçalanmış aile. Çocuklarını Antalya’ya ailesinin yanına göndermiş. Tek başına yaşıyor. Geliri yok, sekiz aydır iş bulamamış.
A... Ailesi, 9 kişi. Yedi çocuğun biri bebek, dördü öğrenci. İnşaat işçisi, şu anda işsiz.
A... Ailesi, 4 kişi. Üç çocuğun üçü de okula gidemiyor. Baba evi terk etmiş.
B... Ailesi, 2 kişi. Asgari ücretle tavuk çiftliğinde çalışıyor. Çocukları okumuyor.
A... Ailesi, 5 kişi. Üç çocuğun üçü de okula gidiyor. Asgari ücretle İş-Kur’da geçici işçi.
A... Ailesi, 7 kişi. Üçü öğrenci beş çocukları var. Asgari ücretle güvenlik görevlisi olarak çalışıyor.
D... Ailesi, 6 kişi. Beş çocuğun biri madde bağımlısı. Baba kaçakçılıktan 7 yıldır ceza evinde. Ocak ayında 10000 TL yatırabilselerdi serbest kalacaktı, şimdi 500 gün daha cezaevinde kalacak. Anne işsiz, geliri yok. Madde bağımlısı çocukları zor durumda ve çevresine zarar veriyor. (Ekonomisini kaçakçılıkla ayakta tuttuğumuz Van'da, kayıtlı 3000, tahmini 10.000'den fazla uyuşturucu bağımlısı yaşıyor . Anadolu Konteyner Kenti'nde 2 madde bağımlısı vatandaşımız var. Depremden sonra Başbakan'ın ricası(!) ile iki adet 5 yıldızlı otel yapılmış ama bir tane rehabilitasyon merkezi yok!)
C... Ailesi, 5 kişi. Üç çocuktan biri 7 aylık bebek. Geliri yok, işsiz.
D... Ailesi, 5 kişi. Üçü çocuk. Baba emekli.
K.. Ailesi, 5 kişi. Üç çocuktan ikisi okula gidiyor. Asgari ücretle özel sektörde şoför olarak çalışıyor.
Ç... Ailesi, 2 kişi. Anne dört yıldır eşinden ayrı. Okula giden bir kızı var. Vali yardımcısına yardım için gitmiş, perişanım demiş, Vali yardımcısı git evlen kocan baksın sana demiş.
H Z. 90 yaşında, tek başına yaşıyor, yürüyemiyor. Evli bir kızı var, ara sıra gelip ziyaret ediyor,  annesini yanına alamıyor.
S... Ailesi, 3 kişi. Bir çocukları var. Anne hamile, baba asgari ücretle çalışıyor.
Ö... Ailesi, 5 kişi. Üç çocukları var. Geliri yok, işsiz.
T... Ailesi, 2 kişi. Yaşlı kadın torununa bakıyor. Kocası ölmüş, oğlu hasta yanlarında değil, anne yanlarında değil! 250 TL dul maaşı alıyor.
Ş... Ailesi, 7 kişi. Beş çocuğun ikisi öğrenci, biri engelli. Üç ayda bir 750 TL engelli maaşı alıyor.
P... Ailesi, 2 kişi. Çocukları olmuyor, hiçbir sağlık güvenceleri olmadığı için tedavi olamıyor.
T... Ailesi, 3 kişi. Okula giden bir çocukları var. Asgari ücretle temizlik görevlisi olarak çalışıyor.
K... Ailesi, 4 kişi. İki çocukları var. Ailede madde bağımlısı var, işsiz.
HK. 40 yaşında, bekar, kadın. Tek başına yaşıyor. 100. yıl üniversitesinde ikinci sınıf öğrencisi. Geliri yok.
K..., 5 kişi. Üç çocukları var. Kızları evli, bir oğlu okula gidiyor. 2000 yılında Van’a gelmiş, kapıcı olarak çalışıyor. Depremden sonra iş bulamamış. Eşinde hipertiroidi var, kendisi 3 kez anjio olmuş. Geliri yok, işsiz.
C... Ailesi,5 kişi. Üç çocukları var. Oğlu hemofili hastası, kendisi akciğer hastası. Oksijen tüpü ile yaşıyor. Asgari ücretle belediyede temizlik işçisi olarak çalışıyor.
A... Ailesi, 5 kişi. Üç çocuktan biri okula gidiyor. Daha önce İş-Kur elemanıymış, kendi isteğiyle işten ayrılmış, kendisini bu davaya adamış. Baba kendini şöyle ifade etti: ‘’Yıllardır sisteme karşı içimde birikti, gerekirse gidip Galatasaray Lisesi’nin önünde yatarım, en büyük dileğim burada bir Gezi direnişi başlamasıdır. Ben insanlık onuru için mücadele ediyorum, beni bu ayakta tutuyor’’
FK. 78 yaşında ve yalnız yaşıyor. Eşi 12 yıl önce ölmüş. İki oğlu, iki de kızı var. Kızları arada bir ziyarete geliyormuş. Meme kanserinden ameliyatı olmuş. Emekli maaşı var. Sözcüleri Ali Ahi için, ‘’benim evladım o, hepimize o bakıyor’’.
O... Ailesi, 8 kişi. Altı çocuğun ikisi okula gidiyor, biri iki aylık bebek. 600 TL ücretle bekçi olarak çalışıyor.
T...Ailesi, 4 kişi. Üç çocuk ve anneden oluşuyor. Baba iki eşli, diğer eşinin yanında kalıyor. Anne ara sıra temizliğe giderek para kazanmaya çalışıyor.
.........
Bir toplum lideri: Ali Ahi
Bu insanların bir toplum lideri var. Adı, Ali Ahi. Yaşamını barınma hakkı direnişine adamış bir yiğit insan.  Tanıştım Ali Ahi ile. Aklımı kamaştırdı. Vicdanıma su verdi.  Siz de arayın konuşun, gerçekleri Ali Ahi’den öğrenin (0542 4407509). Görüntü kirliliğine neden oldukları için yok olmaları istenen bu insanlarla tanışın!

Kirli olan kim?
Ve şu soruya cevap bulalım beraber: Kirli olan kim?
Van’da ‘’görüntü kirliliği’’ yarattığı için boşaltılmak istenen Anadolu Konteyner Kenti mi? Sokağa atılmak istenen 20 metrekareye tutunmuş 50 aile mi?
Yoksa yoksulları vatandaş kabul etmeyen devlet mi?
Kirli olan kim?
Mülkiyet hakkını kutsayanlar mı? Barınma hakkı için direnenler mi?
Kirli olan kim?

* Prof. Dr. / Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir

ÖNCEKİ HABER

Fransa’da Sosyalist Parti neden yenildi?

SONRAKİ HABER

O kuş bu yuvaya gelecek!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...