Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Alp Ergör: Sağlık Bakanlığı hâlâ organize olamadı

Ramis SAĞLAM
İzmir

Maraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), ‘6 Şubat 2023 depremleri ikinci ay saha raporu’nu kamuoyuyla paylaştı.

Bölgedeki sağlık koşullarını raporu hazırlayan ekibin içinde yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alp Ergör ile konuştuk.

"BARINMA SORUNU SÜRÜYOR"

Sağlık Bakanlığının depremin üstünden geçen 2 aylık süreye rağmen halen sahada yeterince organize olamadığını belirten Prof. Dr. Alp Ergör, “Depremzede hekimler, diğer illerden bölgeye geçici ve zorunlu hizmetle yeni ataması yapılan hekimlerin en temel gereksinimi olan barınma sorunları hâlâ çözülemedi” dedi. Tüm sağlık çalışanlarının barınma ihtiyacının acilen çözülmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Ergör, “Büyük belirsizliklerle sahaya gönderilen hekimlerin stresi artmakta ve motivasyonu düşmekte. Sahaya görevlendirilen uzmanlara bu görev tebliği en az bir hafta önce yapılmalı, hangi ilçede kimin yanına gideceği belirtilmeli, gittiğinde bir önceki uzmanla en az 1-2 gün birlikte çalışması ve devir teslim yapmaları organize edilmelidir. Halk sağlığı uzmanlarının gidecekleri ilçenin çok geç belli olması, o ilçede çalışan ilgili hekimlere haber verilmeden yapılması çalışmalardaki verimi düşürmekte” dedi.

"ÜREME SAĞLIĞI ÇALIŞMALARI ÇOK ZAYIF"

Bölgede halen üreme sağlığı ve yaşlı sağlığı hizmetlerinde büyük sorunlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ergör, sahada yeterli kontraseptif (Gebeliği önleyici hap veya araç) malzeme bulunmadığına dikkat çekerek “Kadınlara yönelik aile planlaması danışmanlığı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarla mücadele çalışmaları çok zayıf. Planlanmamış ve istenmeyen gebelikler bu ağır koşullar altında anne ve bebek sağlığını tehdit eden yeni riskler yaratacaktır. Yaşlı nüfus ve kronik hastalığı olanlar için düzenli bir izlem sistemi halen kurulamamıştır. Birçok hastanın düzenli hipertansiyon, diyabet, lipit düşürücü gibi ilaçlarını alamaması iskemik kalp hastalıkları ve bunlara bağlı mortaliteyi artıracaktır” ifadelerini kullanarak HASUDER ve Hatay Büyükşehir Belediyesinin iş birliğiyle kadın gönüllü hekimler ve belediyenin sağlık ekibiyle çadır kentlerde bu hizmeti vermeye çalıştıklarını söyledi.

"KIRILGAN GRUPLAR DESTEKLENMELİ"

Kırılgan grup olan bebeklerin, çocukların, gebelerin, kadınların, yaşlıların ve engellilerin desteklenmesinin özellikle önemli olduğunun altını çizen Ergör, “Hizmetlerin sunumunda göçmen, dini, kültürel, etnik ve siyasi farklılıklarından kaynaklanabilecek eşitsizliklere fırsat verilmemeli. Bebeklik çağındaki çocuklar için vücut ısısının korunması ve anne sütü kullanımı önemli. Çocukluk çağı aşılamalarının kesintiye uğramadan devam edilmesi sağlanmalı. Ayrıca çocuklar ruh sağlığı açısından da desteklenmeli” dedi.

"KRONİK HASTALARA ÖZEL ÖNEM GEREK"

Kronik hastalıkları olanların sürekli kullanması gereken ilaç ve tıbbi ekipman göz önüne alındığında bu gruplara özel önem gösterilmesi gerektiğini dile getiren Ergör, “Kronik hastalıklı bireylerde akut komplikasyonların, bakıma ara verilmesinden kaynaklanan olumsuz durumların (Diyaliz tedavisi ihtiyacı olanlar, psikiyatrik hastalığı olanlar vb.) iyi yönetilmesi gerekir. Önümüzdeki dönemde ihmal edilmemesi gereken en önemli hizmetlerden biri ruh sağlığı hizmetleridir. Hem etkilenen kişilerin hem depremzede konumunda olan sağlık çalışanlarının ruh sağlığı yönünden desteklenmesi gerekli. Sağlık çalışanlarının da tükenmişlik sendromuna yakalanmamaları için önlem alınmalı” uyarısını yaptı