26 Eylül 2022 04:06

Kadın güvenlik işçileri: İnsani koşullarda çalışmak istiyoruz

Güvenlik İşçisi Hülya Onay'ın tuvalet ihtiyacını karşılamak için yolun karşısına geçerken bir arabanın çarpması sonucu yaşamını yitirmesi güvenlik işçilerinin çalışma koşullarını gündeme getirdi.

Fotoğraf: A.Savin / Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir

İzmir’de kent içi ulaşımın önemli oranda yükünü üstlenen metro ve tramvay istasyonlarında kışın soğukta yağmurda, yazın sıcakta güneş altında açık alanda çalışan güvenlik işçileri her gün farklı sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Tramvay Köprü Durağı’nda görevli Güvenlik İşçisi Hülya Onay, mesai saati içinde tuvalet ihtiyacını karşılamak için yolun karşısına geçerken bir arabanın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Hülya Onay’ın ölümünün ardından istasyonlarda görevli çalışan kadın işçiler yaşadıkları sorunları gazetemize anlattı. İsimlerinin özellikle yazılmasını istemeyen kadın güvenlik işçileri, insani koşullarda çalışmak istediklerini söyledi.

"TUVALET OLMADIĞI İÇİN SIVI TÜKETMİYORUZ"

Tramvayda 2017 yılından beri güvenlik olarak çalışan bir işçi, duraklarda yaşadıkları sıkıntıları sıkça dile getirmelerine rağmen hiçbir önlem alınmadığını söyledi. İşçi, “Duraklarda kabinetlerin içine girip oturup dinlenebileceğimiz, sandalye ve yemek yiyebileceğimiz bir masamız bile yok. İçi yosun bağlamış sebillerden su içmek zorunda kalıyoruz. Zaten sebillerin çoğu da çalışmıyor. Yazın soğuk su, kışın sıcak bir kahve çay içemiyoruz. Tuvalet ihtiyacımızı karşılayacak yer olmadığı için birçoğumuz da sıvı tüketmemeye çalışıyoruz” dedi.

"DİNLENMEK YERİNE TUVALET ARIYORUZ"

Kadınların daha zor durumda olduklarını ifade eden işçi, “Özellikle regl dönemlerinde daha sık tuvalet ihtiyacımız oluyor. Fakat ne kadar acil olursa olsun durağı boş bırakıp gidemiyoruz. İhtiyacımız ne kadar acil olursa olsun yerimize biri gelene kadar beklemek durumundayız. Duraktan ayrılıp çevredeki esnaftan, her gün başımızı önümüze eğip, ‘Tuvaleti kullanabilir miyim?​’ diye rica etmemiz gerekiyor. Bazen gittiğimiz işyerleri tuvaletlerini kullanmamıza izin vermiyor. 30 dakikalık molamızın 6-7 dakikası trafik lambalarında geçiyor. Molamız tuvalete gidip gelmekle dolduğu için dinlenmeye vaktimiz olmuyor. 5 yıl oldu hâlâ duraklara birer tane tuvalet yapılmadı” diye konuştu.

"BEZ BAĞLADIK, BÖBREK HASTASI OLDUK"

Yaşadıkları en önemli sorunun tuvalet sorunu olduğunu ısrarla belirten işçi, bir kısım arkadaşının bez bağlamak zorunda kaldığını, bir kısmının da böbrek hastası olduğunu, kendisinin de idrar kesesi ameliyatı olduğunu anlattı.

2020 yılında “Tramvayın bayan güvenlikleri bez bağlıyor” diye haber olduklarını söyleyen güvenlik işçisi kadın, “Kimse sesimizi duymadı, ilgilenmedi. Bez bağlıyoruz diye bazı yolcular bu durumla dalga geçti. Hülya arkadaşımız gece vardiyasında çalıştığı için sırf işyerleri kapanmadan, tuvalet ihtiyacını giderebilmek için acele ederken can verdi. Çünkü gece vardiyasından saat 23’te çıktığı için eve gidene kadar saat 24.00’ü hatta 01.00’i bulacak, ihtiyacını o saate kadar gideremeyecekti” dedi.

"TUVALETLERİN YAPILACAĞI SÖZÜ VERİLDİ"

Tramvayın büyük törenle açıldığını söyleyen diğer bir kadın işçi de “Her birimizin işe ihtiyacı olduğu için hiç sorgulamadan sevinerek belediyede işe girdik. İşbaşı yaptıktan sonra sorun ve sıkıntılarımız başladı. Yapılan her toplantıda tuvaletlerin yapılacağı, koşulların düzeltileceğini söylediler” dedi.

İşe başladıkları ilk dönemde taşeron kadrosunda çalıştıklarını söyleyen işçi, “Sendikamız ve iş güvencemiz olmadığı için tramvay yönetimi hattı kapatan araba varsa, trafik yoğunsa araçları durdurmak gibi işlerde bizi trafik polisi gibi kullandı. Yağmur çamur fark etmez 1 km uzaktaki trene koşarak araçların geçişini sağlamak adına çalışıyorduk. Sendika geldikten sonra bunun önü kesildi ve iş tanımımız dışında görevleri yapmadık. Ancak yönetim, bu sefer de her işi yaptıramadığı için farklı baskı uygulamaya başladı” diye konuştu.

"DURAKLARDAKİ SIKINTIMIZ SADECE TUVALET DEĞİL"

“Oturdun-kalktın, gittin-geldin” gibi bahanelerle amirler tarafında sürekli tutanak tutulduğunu söyleyen işçi, “Duraklardaki sıkıntımız sadece tuvalet değil. Kabinetler kendi teçhizatlarını korumak amaçlı yapıldığı için bizim zorunlu haller dışında kullanmamıza izin verilmiyor. Zaten içeride bir sandalye sığacak kadar bir alan var. Orada dinlenip orada yemeğimizi yiyoruz. Pandemi döneminde orada tuvalet ihtiyacımızı karşıladık. Şaka değil erkekler PET şişeye kadınlar çöp kovasına poşet geçirerek yaptı. Çünkü camiler bile kapalı olduğu bir dönemde biz görev yerimizdeydik. Kabinetlerde kışın molada otursanız dahi ısınma şansınız yok. Çünkü kabinetlerdeki klimalar oradaki aletler ısınmasın diye soğuğa ayarlı yaz kış soğukta çalışıyor. Dalga geçer gibi turnikelerin hemen sonrasına en az 2 metre yüksekte ısıtıcılar koydular. Fakat ısıtıcılar kendisini bile ısıtamıyor, çünkü dış mekan ısıtıcısı değil” dedi.

ÖNCEKİ HABER

ETF Tekstil işçileri: Emek ve Demokrasi İttifakı bizim için umut verici bir adım

SONRAKİ HABER

Promosyon ödemesi işçinin hakkıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa