17 Ekim 2020 10:28

SES 10. Olağan Genel Kurulu Ankara’da toplandı: Sağlık hizmeti piyasaya terk edilemez

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının 10. Olağan Genel Kuruluna Kovid-19’la mücadele ve hükümetin sağlık politikasına yönelik eleştiriler damgasını vurdu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının (SES) 10. Olağan Genel Kurulunda Kovid-19 pandemisine karşı mücadele damgasını vurdu. Pandeminin, sağlık hizmetinin piyasanın vahşi koşullarına terk edilemeyeceğini bir kez daha gösterdiği vurgulanan genel kurulda, Dünya Bankası ve IMF tarafından dayatılan özelleştirmeci ‘sağlık reformu’ politikalarından vazgeçilerek, parasız, nitelikli kamusal sağlık politikalarına dönülmesi talep edildi.

KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, 10. Olağan Genel Kurulu Ankara’da toplandı. “Koronavirüs değil, kapitalizm öldürür", “Performans değil, tavandan ödeme değil, temel ücret” pankartlarının asıldığı genel kurula, pandemi nedeniyle konuk davet edilmedi. Genel Kurulda SES delegeleri dışında sadece KESK yönetimi ve KESK’e bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri yer aldı.

SAĞLIKÇILARDAN İKTİDARA PANDEMİ ELEŞTİRİSİ

Açılış konuşmasını yapan SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, salgınla mücadele yerine algı yönetimine başvuran iktidarın başta başarılı bir imaj çizse de artık açıklanan verilerdeki tutarsızlıklar, vaka sayısı-hasta sayısı ayrımı yapmak gibi cambazlıkların Sağlık Bakanının maskesini düşürdüğünü söyledi. Ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda pandemi etkisini gösterirken, iktidarın sermayenin çıkarlarını koruduğunu belirten Kara, “Pandemi ile mücadele süreci sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda yaşanan sorunları gün yüzüne çıkarmıştır. Tüm kamu kurumlarında nöbetleşe çalışmaya geçilmiş, 65 yaş üstü, kronik rahatsızlığı olanlar, organ nakli olanlar, hamileler, ilkokul çağında çocuğu olanlar idari izinli sayılırken, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri muaf sayılarak bulaşın en yoğun olduğu ortamların başında gelen sağlık kurumlarında çalışmak zorunda bırakılmışlardır” dedi.

‘YETERLİ TEST YAPILMADI, EK ÖDEMEDE UÇURUM 16 KATA ÇIKTI’

Salgın süresinde sağlık kurumlarında yeterli atama yapılmadığını kaydeden Kara, kişisel koruyucu malzeme, test vb. taleplerin de yerine getirilmediği gibi temaslı sağlık emekçilerinin bile test olamadığını söyledi. Pek çok sağlık kurumunda çalışanların ek ödemeden faydalandırılmadığını, faydalananların arasında 16 kata varan uçurumlar yaratıldığını aktaran Kara, “Pandemiye karşı yürütülen mücadele; sağlığın kamusal bir hizmet olmasının ne kadar hayati olduğu ve piyasanın vahşi koşullarına terk edilemeyeceğini bir kez daha bütün çıplaklığıyla göstermiştir. Dünya Bankası, IMF tarafından dayatılan özelleştirmeci ‘sağlık reformu’ politikalarından vazgeçilerek kamusal sağlık politikalarına dönülmelidir” diye konuştu.

PARASIZ VE NİTELİKLİ SAĞLIK HAKKI, GÜVENCELİ ÇALIŞMA TALEBİ

Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin taleplerini sıralayan Kara, sağlık hizmeti herkese eşit, parasız, nitelikli, ulaşılabilir, ana dilinde olmalı, kamu eliyle sunulması, özel hastanelere aktarılan kamu kaynaklarının durdurulması, şehir hastanelerinin şirketlerden alınıp kamuya devredilmesi, başta koruyucu sağlık hizmetleri olmak üzere sağlığa yeterli kaynak aktarılması, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin güvenceli çalıştırılması için mücadele etmekten başka bir yol olmadığı söyledi.

BOZGEYİK: PANDEMİ FIRSATA ÇEVRİLDİ

Ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, ülkenin ekonomisinin de siyasi yapısı gibi çöküşe gittiğini ifade ederek, “İşsizler ordusuna her gün on binlercesi ekleniyor, ücretler döviz karşısında eriyor, zamlarla alımlar her geçen gün düşüyor” dedi.

TTB BAŞKANI FİNCANCIYA DESTEK

Başta sağlık emekçilerine yönelik olmak üzere iktidarın esnek çalışmayı hayata geçirmek için pandemiyi bir fırsat olarak kullandığını belirten Bozgeyik, TTB Merkez Konseyi Başkanı seçilmesinin ardından Cumhurbaşkanı tarafından hedef gösterilen Şebnem Korur Fincancı’nın yanında olduklarını söyledi.

Pandemiye karşı mücadelede en ön safta olan sağlık emekçilerine ve örgütlerine yönelik baskıların da arttığını belirten Bozgeyik, bir yandan çoklu baro düzenlemesinde olduğu gibi meslek örgütlerinin yapısının değiştirilerek etkisizleştirilmek, bir yandan da AYM’ye yönelik baskılarla anayasasızlaştırma sürecinin tamamlanmak istendiğini söyledi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

25 yıldır kayıp Fehmi Tosun’un kızı: Biz bitti demeden bitmeyecek

SONRAKİ HABER

İzmir Barosu genel kurulun yasaklanmasını protesto etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...