16 Aralık 2017 08:14

7 sanığın tahliye edildiği Reina davasında neler yaşandı?

Geçtiğimiz yılbaşı 39 kişinin öldüğü ve 79 kişinin de yaralandığı Reina katliamı davasında neler yaşandı? Davada yapılan savunmalar neler?

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul 

39 kişinin ölümüyle, 79 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan IŞİD'in üstlendiği Reina katliamı davasının sanıkları 11 buçuk ay sonra hakim karşısına çıktı.

Geçtiğimiz yılbaşında meydana gelen Reina katliamının davası kapsamında yargılan 51'i tutuklu 57 sanıktan 7'si tahliye edildi. Tahliye edilen sanıkların, iddianamede katliamla ilişkili olduğu iddia edilen ve henüz yakalanamayan 14 şüpheliyle irtibatlı olduğu öne sürülüyor. 5 gün süren dava, Silivri Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonunda İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görüldü. Sanıkların büyük çoğunluğu Doğu Türkistan'dan kaçak ya da yasal yollarla Türkiye'ye giriş yapmış sığınmacı pozisyonundaki insanlardı. Bu nedenle sanıkların savunmaları, yeminli tercümanlar marifetiyle Uygurca, Özbekçe, Kazakça, Rusça, Arapça, Fransızca ve İngilizce'den çevrildi. Davayı takip eden gazeteciler, duruşmayı müşteki avukatlarının oturduğu kısımdan izledi. Güvenlik amacıyla salonda bulunan jandarmalar dahil herkes, fiziki koşulları itibariyle Hollywood filmlerindeki mahkemeleri anımsatan yargılamayı “jüri” edasıyla izleyip kendi aralarında yorumlar yaptı. Beş günlük duruşmaların sonunda “Ben cihad savaşına inanıyorum” diyen Celil Çelik ile birlikte 7 kişi tahliye edildi. 

1.GÜN

Duruşma ilk gün 11.30'da başladı. Savunma yapması beklenen Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov, avukatıyla görüştürülmediği gerekçesiyle susma hakkını kullandı. Masharipov'un tercihi salonda soğuk rüzgarlar estirdi. Mahkeme başkanı Abdurrahman Orku Dağ'ın, “Burası şov yapma yeri değil” demesi üzerine kısa süreli bir polemik yaşandı. Daha sonra ortam yumuşadı, “Sayın tercümanım”, “Sayın avukatım”, “Sayın hakimim”, “Sayın savcım” şeklinde hitaplar kullanılmaya başlandı. Savcının savunma yapan hiçbir sanığa soru sormadığı duruşma, akşam 20.00 sularında sona erdi.

2.GÜN

Duruşma ikinci gün mahkeme başkanı Dağ'ın basına sitemiyle 10.30 civarlarında başladı. “Basın mensupları burayı öyle bir yansıtmış ki sanki savaş yaşanmış burada. Biz diğer IŞİD davalarında da sayın avukatlarımızla tanışıyoruz” diyen Dağ'a basın mensupları olarak gözlemlerimizi yazdığımızı söyledik. Kendisi inceden bir kinayeyle, “Eski basın hakimiyim, basın ve ifade özgürlüğüne karışmam” diye yanıtladı bizi. 

Mahkeme heyeti kürsüye çıkan tüm sanıklara derinlemesine sorular sordu. Hakim Dağ zaman zaman espiriler yaptı. Savcının hiçbir sanığa soru sormadığı duruşma, 22.30'da son buldu. 

3.GÜN

Duruşma 10.30'da başladı. Masharipov ile birlikte Konya'da kiraladıkları evde kalmak ve saldırgana silah temin etmekle suçlanan Ömer Asım emlakçısını tanımadı. Asım, emlakçıyla çektirdiği fotoğrafta kendisini bile tanımadı. Mahkeme başkanı Dağ, ifade tutanağına attığı imzayı da tanımayınca Asım'ın çıtayı nasıl yükselttiğini şöyle özetledi: “Sanıkların yalan söyleme, mahkemeyi yanıltma ve susma hakkı vardır. Ancak Ömer Asım bunu bir adım ileriye taşıdı. Kendini tanımadı” Tercümanlar dayanamayıp Asım'ın sorgulamasına ilişkin fikir yürüttü. Dağ, “Tercümanlar bile konuştu. Masharipov konuşmadı” diyerek salonda gülüşmelere sebep oldu. Savcının soru sorma aşamasına katılmadığı, not dahi almadığı bir celse daha 22.00 civarında son buldu.

4.GÜN

10.30'da başlayan duruşma, TÜİK verilerine göre 3 milyon 419 bin işsizin barındığı ülkemizde, İŞKUR'daki “halden anlar bir çalışanın hallerine acıyıp iş bulduğu” sanıkların savunmalarının yarattığı hayretle devam etti. İŞKUR'un Antakya'da çiftçilik işi ayarladığı 3 sanık hakkındaki iddia, Hatay'dan Suriye'ye geçmek üzereyken yakalanmış olmaları. Mahkeme, tutuklu sanık Abdurrauf Sert'in “kamu güvenliğini etkileyecek” beyanlarda bulunacağı gerekçesiyle duruşmasının kapalı görülmesine karar verdi. Öğrenilen bilgiye göre Sert savunmasında, IŞİD üyesi olduğunu kabul etti.  Savcının suskunluğunun uyku ile perçinleştiği duruşma, 23.00 sularında son buldu. 

5.GÜN

Saat 10.20'da başlayan duruşmada IŞİD üyesi olduğunu itiraf eden Abdurrauf Sert, diğer sanıklardan ayrı, tutuksuz sanıkların olduğu bölümde oturtuldu. Sert'in cezaevindeki koğuşunun ayrıldığı da öğrenildi. Günlerdir süren duruşmada mahkeme heyetinden salondaki jandarmalara, avukatlardan gazetecilere herkesin bitkin olduğu gözlemlendi. Sanıkların savunmaları tamamlandı. 5 gün boyunca duruşmanın sorgulama aşamasına katılmayan savcı, sabit ikametgah gerekçesiyle kaçma şüphesi bulunmadığını iddia ettiği, 8 kişinin tahliyesini talep etti. Sanık avukatlarının savunmaları uzayınca savcı, “Günlerdir gece yarılarına kadar burdayız. Biraz daha kısa tutun” diyerek tepkisini gösterdi. Karar açıklanmadan önce sanıkların yanlarında duran su şişeleri jandarmalar tarafından toplandı. Mahkeme savunmasında sık sık “ecdadın torunuyum“ ifadesini kullanan ve “Mesih'in geldiğine inansam beni burada hiçbir kuvvet tutamaz. Durdurmanız için öldürmeniz gerekir. İster Suriye'de ister Medine'de olsun gider savaşırım. Çünkü ben cihad savaşına inanıyorum” diyen Celil Çelik ile birlikte 7 kişiyi tahliye etti. Yargılama süresince konuşmayan savcının dahi konuştuğu celse, gece 00.00 civarında sona erdi. 

Savcı mütalaasının ardından sanık ve müşteki avukatlarının beyanlarına geçildi. Saldırgan Masharipov'un avukatı Atanur Demir, olayda Reina'nın ihmali olduğunu ve bu hususun araştırılması gerektiğini söyledi. Reina işletmesinin ve Reina'nı ortaklarından Mehmet Koçarslan'ın avukatı olan Aycan Bölükbaşı, olaydan aylar önce güvenlik önlemlerinin alınması için İstanbul Valiliği'ne dilekçe verdiklerini anlattı. Avukat Bölükbaşı Valiliğe sundukları dilekçede, Sultanahmet'te yaşanan saldırının ardından terörün turizmi vurmaya çalıştığını, Reina'nın da turistik bir yer olması sebebiyle güvenlik önlemleri alınmasını istediklerini kaydetti. Bölükbaşı, valiliğin yanıtının Reina katliamından sonra, 21 Şubat 2017'de geldiği bilgisini verdi. Bölükbaşı, İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü'nden gelen yanıtta, risk raporu gönderildiğini ve gerekli önlemleri tesisin alması için önerilerde bulunulduğunu açıkladı. Bölükbaşı, valiliğe verdikleri dilekçenin bir örneğini soruşturma aşamasında savcıya da sunduklarını, ancak bu belgelere iddianamede yer verilmediğini söyledi.

SALDIRGAN MASHARİPOV YERİNDEN KALKMADI 

Reina saldırganı Masharipov, 5 gün süren duruşmalar boyunca salona diğer sanıklardan ayrı ve elleri kelepçeli halde getirildi. Masharipov, saatler süren oturumlara rağmen tuvalet ihtiyacı için bile yerinden kalkmadı. Duruşmanın dördüncü günü öğleden sonraki oturuma 1 saat gecikmeyle gelen Masharipov'un celse arasında duvara kafa attığı iddia edildi. Salona girdiğinde kafasının ön kısmının sargılı olduğu ve yürümekte zorlandığı görüldü. Masharipov'un ilk eşi Zarina Nurullayeva ile saldırının ardından 6 Ocak 2017'de evlendiği ikinci eşi Tene Traore duruşmalara Bakırköy Cezaevi'nden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Masharipov duruşmalar sırasına, yan yana oturan Nurullayeva ve Traore'yi izledi. Mahkeme başkanı Dağ, Nurullayeva'ya Masharipov'un ikinci kez evlendiğinden haberi olup olmadığını sordu. Nurullayeva gözaltındayken polislerden öğrendiğini söyledi. Dağ, savunmasını tamamlayan Traore'ye de “Zarina sana kızmıyor mu” diye sordu. Traore, bu konuda konuşmadıklarını kaydetti. Bu diyalog Masharipov'u gülümsetti. 

SANIKLAR TELEFONLARINDAN ÇIKAN DELİLLERİ İNKAR ETTİ

Sorguları sırasında birbirlerini tanımadığını iddia eden sanıklar, duruşma aralarında birbirleriyle sohbet edip, şakalaştılar. Mahkeme heyetinin “Bu salonda tanıdığınız kimse var mı” sorusuna ise, “Gözaltında ya da cezaevinde tanıştık” yanıtını verdiler. Kadın sanık Rahnamo'ya Masharipov'un avukatı Atanur Demir “Emniyette kötü muamele gördün mü” diye sordu. O da “Konuş yoksa elimizdesin” diyerek tehdit ettiklerini söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Dağ, “Ellerindeydin. Bir şey mi yaptılar? Elektrik mi verdiler” diye sordu. “Kötü söz söylemeleri yetti” diye yanıt veren sanığa üye hakim, “Başka ülkede olsan böyle bile davranmazlardı. Bu ülkede hukuk var” dedi. Avukat Demir, hemen hemen tüm sanıklara emniyette kötü muamele görüp görmediklerini sordu. Başkan Dağ da bu sorunun ardından sanıklara kötü muamele ile ilgili şikayetçi olup olmadıklarını sordu. Sanıklar şikayette bulunmadıklarını söyledi. 

Dava sanıklarının birçoğu Türkiye'ye Haziran 2016'da giriş yaptığını söyledi. Savunmalar Türki Cumhuriyetlerden gelen ve sığınmacı pozisyonunda olan bu insanların Türkiye'deki ilk adreslerinin de ya Zeytinburnu ya da Kayseri olduğunu ortaya çıkardı. Birçoğu Kayseri'de oturma izninin daha kolay verildiğini söyledi. Telefonunda IŞİD'in infaz videoları, cihat marşları, örgüt sempatisi içeren ses kayıtları veya yazışmalar ve IŞİD flamalı fotoğraflar bulunan sanıklar, cihazlarının ikinci el olduğunu, içeriklerin kendilerine ait olmadığını iddia etti. Savunma yapan sanıklardan hemen hemen hepsi, başkaları üzerine kayıtlı olan açık hatlardan kullandığını söyledi. 

Davada Fransa vatandaşı  sanıklar da yargılanıyor. Abdurrauf Sert isimli Fransa vatandaşı sanık itirafçı oldu. Bu nedenle duruşmayı Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde danışman olan ve Fransa'daki Bataclan ve Nice katliamlarında avukatlık yapan Samia Maktouf da izliyordu. Duruşmanın 4. gününde Masharipov'un avukatı Atanur Demir, Maktouf'un vekaleti olmadığını, avukat cübbesi ile müdahil avukatların oturduğu bölümde kalamayacağını söyledi ve oradan çıkarılmasını istedi. Mahkeme başkanı Dağ da, Maktouf'un salondan çıkmasına karar verdi. 

Tercümanların birebir çeviri yapmadıkları dikkat çeken bir diğer ayrıntı oldu. Tercümanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isminin geçtiği kısımlardan bahsetmediği, bir sanığın da Ahrar uş-Şam ile bağlantısını atlaması dikkat çekti. Heyet, her sanığa Cuma namazına gidip gitmediğini, namazı camide mi medresede mi kıldıklarını, çocukları varsa medreseye gidip gitmediklerini sorarak örgüt bağlantısı bulmaya çalıştı. Sanık yakınları salona peçeli gelerek duruşmayı izledi. Yanlarında getirdikleri küçük kız çocuklarının dahi başlarının örtülü olduğu gözlendi.

Duruşma 26, 27, 28, 29, 30 Mart tarihlerinde ve yine güvenlik gerekçesiyle Silivri’de görülecek. 

ÖNCEKİ HABER

Antep'te 3.9'luk deprem meydana geldi

SONRAKİ HABER

Kayıtsızlığın ruhuna isyan eden umut şiirleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa