15 Aralık 2017 19:32

Türkiye işçi sınıfı tarihinden portreler1 1940 -50'li yıllar

Bu yıllar işçi sendikalarının kurulduğu yıllar olmuştur.

Paylaş

Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde ayrıca ele alınıp incelenmesi gereken dönemlerden biri de 40’lı ve 50’li yıllardır. Bu yıllar işçi sendikalarının kurulduğu yıllar olmuştur. 1946 yılında Zonguldak maden işçileri Zonguldak Maden Kömürü Havzası İşçileri Sendikasını kurdu. Bir yıl sonra 1947 yılında ise işçi ve işveren sendikalarının kurulması ve faaliyetleri ile ilgili yasal düzenlemeler yapıldı. Ardından 1948 Eskişehir Devlet Demir Yolları İşçileri Sendikası kuruldu. 1949 yılında Sivas, İzmir ve son olarak 1951 yılında Haydarpaşa Devlet Demir Yolları İşçileri Sendikası kuruldu. 1950 yılında şimdiki adıyla Petrol-İş olan İstanbul Yakıt İşçileri Sendikası kuruldu. İllerde değişik meslek alanlarına göre kurulan sendikalar üzerinden 1952 yılında Türk-İş kuruldu.

AMERİKAN SENDİKACILIĞININ ETKİSİ

2.Dünya Savaşı sonrası dönemde, dünyanın kapitalist-sosyalist olmak üzere iki kampa ayrılması en somut etkilerini sendikalar ve sendikal hareketler üzerinde gösermiştir. Yine bu dönemde Marshall yardımları çerçevesinde ABD’nin Türkiye ile geliştirdiği ilişkiler, doğrudan Türkiye sendikal hareketine de yansımış, bu dönemden itibaren Türkiye sendikal hareketinde ABD etkisi hem ekonomik hem de ideolojik anlamda kendisini göstermeye başlamıştır.

Türkiye sendikal hareketi açısından sendikal örgütlenmede meydana gelen en önemli gelişmelerden birisi 1952 yılında Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) kurulmasıdır. Uzun bir sürecin ve son derece karmaşık etmenlerin etkisiyle kurula Türk-İş, ABD ve ICFTU’nun da etkisiyle, ilerleyen yıllarda Türkiye sendikal hareketine “milliyetçi” ve “anti-komünist” bir karakter kazandırmakta en önemli rolü oynamıştır.

Bu dönemde sendikaların politikası, Amerikan sendikacılığının temel sloganı olan “partiler üstü sendikacılık” olarak adlandırılmaktadır. Sendikacılar, sendikaları sadece iktidarla uyumlu birer “dernek” haline getirmekle kalmamış, aynı zamanda ABD’nin Türkiye gibi ülkelerde oluşturmaya çalıştığı “ücret bilincine dayalı sendikacılık” anlayışını yerleştirmeye çalıştırmıştır.

1950 öncesinde sendikalaşma yerel sendikalar ve bölgesel birlikler biçiminde ortaya çıkmıştır. Bu dönemde yürürlükte olan 5018 Sayılı Sendikalar Kanunu, sendikaların siyasi faaliyetini kesin olarak yasaklamaktadır. 1950’li yılların ortalarından itibaren DP iktidarı, bir taraftan sendikaların en küçük faaliyetlerini siyaset olarak niteleyip yasaklarken diğer taraftan sendikaları kendi siyasal çizgisinde siyasallaştırma faaliyeti içine girmiştir.

ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ

Türkiye’de çok partili sisteme geçilmesini, aynı zamanda demokrasiye geçiş olarak değerlendiren pek çok tarihçi, dönemi değerlendirirken bu dönemle birlikte yeni bir sayfa açıldığını özellikle vurgulama ihtiyacı hisseder. Çok partili sisteme geçiş, Türkiye için gerçekten yeni bir dönemin başlangıcıdır. Ancak bu noktada önemli olan, bu yeni dönemin hangi sınıfa ve hangi yapılara ne gibi yenilikler getirdiğidir. Türkiye siyasal tarihi açısından bir dönüm noktasını ifade eden 1946 yılının işçi sınıfının yaşamı, çalışma koşulları ve örgütlenme özgürlüğü açısından çok önemli bir değişiklik getirmediği sonrasında yaşanan gelişmelerle görülmüştür.

KİTAP ÖNERİSİ

Orhan Kemal, Bereketli Topraklar Üzerinde

Orhan Kemal'in 1954 tarihli romanı Bereketli Topraklar Üzerinde, para kazanmak umuduyla köyden ayrılıp şehire göçeden İflahsızın Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali adlı üç arkadaşın başından geçenler anlatılır. Roman boyunca 1940’lardan 1950’lerin başına kadar olan sürece ve Türkiye işçi sınıfının yaşam koşullarına tanık oluruz.

ÖNCEKİ HABER

Mühendislik sermayenin ihtiyaçlarına göre şekilleniyor

SONRAKİ HABER

AKP'nin Ataşehir Belediye Başkan Vekili adayı belli oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...