10 Nisan 2016 01:06

Vay Kılıçdaroğlu vay!

Paylaş

Mehmet TARHAN

Özgürlüklerin ve kadın haklarının yılmaz savunucusu Sabah gazetesinden haber:
“Kılıçdaroğlu’nun, ahlak ve edep dışı üslubuyla, Ramazanoğlu’nun kişilik haklarına, şeref ve haysiyetine saldırıda bulunduğu” belirtilen dilekçede, bu ifadelerle eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarının aşıldığı aktarıldı.

Pişkinliğin, hayasızlığın, yavuz hırsızlığın kitabını yazıyor AKP ve hempaları. Vallahi de billahi de Kılıçdaroğlu’nu zerre kadar savunasım yok. Hele ki kişisel nezaketini bir yana bırakırsak, taze transferi Mehmet Bekaroğlu’nu Parti Meclisi’ne sokabilmek için kadın kotasını nasıl bir sınırlama aracı olarak kullandığını hatırlıyorken. Ama bu arsızlığa bir şey demeden geçmek de mümkün değil.

Güya alçakgönüllülüğünün göstergesi olarak “benbirkulum1” adresini kullanıyor Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu. Kime ya da neye kul olduğu tartışmalı kendisinin ama tahmin ediyorum ki kendisi Allah’ı kast ediyor. Ya da bizim öyle düşünmemizi istiyor. Hadi öyle olsun. Bunca hırsızlık, katliam, tecavüz karşısında kendisini bir bakan değil sadece bir kul olarak tanımlaması sorumluluktan kaçması için tüm İslamcıların kullandığı, işe de yarayan bir bahane. Bir de bunun “emir kulu” versiyonu vardır ki aynı menbaadan beslenir. İşkence eden polis de, köyü yakan asker de, usulsüzlük yapan memur da emir kuludur hep. Kişisel sorumluluk taşımadan zulmün adı hep kulluk olageldi bu topraklarda, Sema hanım da bu anlamda sonuna kadar “yerli ve milli.” Bu alçak gönüllü bakanın makamda mevkide hiç gözü yok, zorla oturttular o makama sanki. Zamanında kızkardeşi Selma Aliye Kavaf’ı da o makama zorla oturtmuşlardı. Çok şükür aynı basiretsizliğin laciverdi olarak kendisi kızkardeşini aratmıyor.

Alçakgönüllü “kul” bakan dilekçesinden bir bölüm daha; yine Sabah’tan alıntı:
“Kılıçdaroğlu’nun söz ve davranışlarıyla sürekli toplumu gerdiğine, çirkin ve hakaret edici bir üslupta konuşmayı ilke edindiği” ifadesine yer verilen dilekçede, “Kılıçdaroğlu’nun TBMM Genel Kurulundaki her konuşmasının ağır hakaretler içerdiği” savunuldu.

SEN MİSİN BUNLARI YAPAN?

Bak bak bak… Vay Kılıçdaroğlu vay! Sen misin muhtarları toplayıp akademisyenlere etmedik küfür hakaret bırakmayan? Sen misin önüne geleni terörist, ahlaksız, namussuz ilan eden? Sen misin elinde Kuran sallayıp “bunlar zerdüşt” diyen? Sen misin Rıza Zarrab’a “önüne yatarım” diyen? Sen misin “Kadın mı kız mı bilmem” diyen? Sen misin çocuklara tecavüz edilen kurumu savunmak için “bi kereden bişi olmaz” demeye getiren? Vallahi çok fenasın Kılıçdaroğlu, çok fena. O yüzden hemen bir sivil toplum kurumu uydurup bilboardları kınama mesajlarıyla donatmaz mıyım ben? Her eylemlerinde dövdüğüm kadınların, feministlerin sloganlarını, söylemlerini çalıp -pardon ödünç alıp-  tasmalı medyamda manşetlerde, köşelerde mağduriyetimle dövmez miyim ben? Hatta bir de dava açayım da gör! Öyle sembolik komikliklere de girmem hiç, 50 bin lira isterim. Tamam benim gibi alçakgönüllü bir kul için 50 bin lira çok ucuz; bir daire bile etmez ama ağanın şeyi üstüne şey olmaz.

Yıllardır bu arsızlık yapılıyor ve yapmaya da devam edecekler gibi görünüyor % 50’nin desteğiyle. Ensar Vakfının evlerinde çocuklar mı tecavüze uğramış, mağdura yat hemen. Milyon dolarlar, para sayma makineleri, sıfırlama telefonları ayyuka mı çıktı “komplo” de, ama müsadere edilen paraları geri almaktan da geri durma. Kentleri yakıp yıkıyorsun, insanları evinden, yerinden yurdundan mı ediyorsun; hemen “ev mahremiyeti” de… % 50’yi bir kere suç ortağı yapmışsın, artık ya utanç duyacaklar ya da aynı pilava kaşık çalmaya devam edecekler nasıl olsa. Belki de bu ülkeye verdikleri en büyük zarar bu ahlaki yozlaşma, bu sorumsuzluk hissi. Madenci tekmeleyen danışman da gazete basan tosuncuk da gözümüzün önünde taltif edildi. Tekme yiyenin ceza aldığını da gördü bu gözler, yüzlerce insanın bodrumlarda yakıldığını da ama önündeki temcit pilavından gayrısını görmedi; kaşık çalmaya devam etti.

CHP KARAR VERMELİ

İnsan gerçekten umutsuzluğa kapılıyor bazen. İnsan bu arsızlıkla, bu yalan dolanla; daha fenası bu aldırmazlıkla nasıl başa çıkabilir? Belki Kılıçdaroğlu buradan bir ders çıkarır diye umuyorum milyonuncu defa. Dersimli bir Alevi olarak Dersim Katliamı hakkında zılgıt mı yemedi, Kürtlere karşı Çöktürme Planı yanında saf tutarken terör örgütlerinin işbirlikçisi mi ilan edilmedi? Şimdi de gelmiş geçmiş en kadın düşmanı iktidar tarafından Kadın Düşmanı ilan ediliyor; çok mu? Kılıçdaroğlu da CHP de artık bir karar vermek zorunda. dengeli olacağım, 2-3 puanlık ırkçı-sağcı oyları koruyacağım diye bu akmaz-kokmaz siyasette tamam mı, devam mı? AKP ile aynı dili konuşarak AKP’yi yenmek mümkün mü, değil mi? İçinde hapsolduğu o 2-3 puanlık duvarı yıkacak mı, yıkmayacak mı?

ÖNCEKİ HABER

Yollarda bulurum seni

SONRAKİ HABER

Mültecilik ve yedek iş gücü ordusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...