20 Mart 2016 02:06

Aktroll, arzuhalim menşınla böyle

Yakın dönemde sosyal medyada maaşlı AkTrollerin hedefi olan Gazeteci Tunca Öğreten, uğradığı lince dair deneyimlerini ve ileride benzeri saldırılara maruz kalabileceklere tavsiyelerini yazdı.

Paylaş

Tunca ÖĞRETEN

AKP’nin dindar nesil yetiştirdiğini düşünmüyorum ben. Aksine hantal, işsiz, kolay yoldan para kazanan, kendisine bağlanan maaşın mesaisinde kucağındaki bilgisayar ya da elindeki akıllı telefonla tetikçilik yaparak geçimini sağlayan bir nesil yarattılar. Bunlar arasında bir güruh var ki; öfkemi dizginlemek için gözlerimi kapatıp, Kitaro’dan notalar mırıldanmak zorunda kalıyorum. Evet, Ak trollerden bahsediyorum. Sayılırının bini aşkın olduğu söylenen bu ekmeği fazla kaçırmış topluluk, özellikle Twitter üzerinden -piranhalar gibi- seçilen insanların üzerine salınıyor.
Salınıyor diyorum çünkü sokağa bıraksan tek başına caddenin karşısına geçmekten aciz bu zümrenin kontrolünü -daha önce çıkan haberlerden biliyoruz- belli başlı bazı isimler sağlıyor.
Siz deyin çobanlık, ben diyeyim ‘Trollbaşı’...
Mustafa Varank, Esat Ç. gibi isimler daha önce telaffuz edildi durdu. Benim birebir, ‘Trollbaşı’lığına tanık olduğum zat ise; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Moskova’da Çeçenlere bombalı eylem yaptırmaktan tutun da akademisyen kanıyla duş almaya kadar çeşit çeşit fantezisi olan Sedat Peker’in düğününe katıldığı eleman...
Geçen gece Twitter’dan musallat olan bu dinci zombiler, AKP’nin 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49,5 oy aldığına dair  yaptığım bir paylaşımı evirip, çevirip; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın aldığı yüzde 52’lik oy için söylemişim izlenimi yaratıp saldırıya geçtiler.
Neymiş efendim; Cumhurbaşkanı yüzde 52 oy almış ama ben hesabı yanlış yapıp 49,5 demişim.
Ben diyeyim 50, siz deyin 100 ‘ekmeği fazla kaçırmış’ maaşlı dinci; gecenin bir vakti saldırıya geçti.
Caps’ler, hakaretler, küfürler havada uçuştu.

BİR LİNÇ DENEYİMİ

Bu yazıda size Aktroller’e dair izlenimlerimi paylaşacağım.
Bir kere bu arkadaşların kafası çok karışık. Saldıracakları adamı nereye oturtacaklarına dair kesin bir kanıya sahip değiller. Özellikle bu soruna daha fazla odaklanmaları gerekir çünkü bir kısmı beni Cemaatçi ilan ederken, daha kalabalık bir grupsa PKK’li olduğumu iddia etti. Trollbaşı’ların, bu iki elementin aynı potada erimesinin mümkün olmadığını bir şekilde bunlara anlatmasında fayda var. Birileri mutlaka binlerce insanın yargılandığı KCK davalarından falan bahsetmeli bunlara.
Diğer bir konuysa arkadaşlara gerçekten fazla para verildiği kanısındayım. Bu para biraz düşürülmeli; malum 10 milyon civarında işsiz var bu ülkede. Paranın miktarı konusunda neden mi böyle düşünüyorum? Hangi insan evladı gecenin üç buçuğunda kalkıp, benim gibi önemsiz biri için koca bilgisayarı açıp, fotoğrafımı indirip, photoshop’u açıp, caps’lerden bir demet aranjman yapar ki? Siz verin cevabını bana... O saatte tuvalete kalkmaya üşendiği için su içmeyen insan tanıyorum ben. Belli ki bu arkadaşların mevcudiyetleri için paradan kesinlikle kaçınılmamış.
Başka önemli bir nokta daha var. Kavrama yok arkadaşlarda. Otomatik vitesli araba gibiler. “Yahu ben öyle demedim“, “Arkadaş söylediğimi çarpıtıyorsun“, “Bakın yanlış anlıyorsunuz“ gibi açıklamaları tam olarak anlayamıyorlar. Sonra da film kopuyor zaten. İşte o an dank ediyor kafanıza: “Ulan Tunca n’apıyorsun sen? Adam seni anlayacak kapasitede olsa kendine iş bulur, gecenin bir saatinde beslendiği paranın sarhoşluğuyla sana neden sarsın ki? Manyak mısın sen, neden laf anlatmaya çalışıyorsun bunlara“ ağırlığı çöküyor üzerinize.

EN MÜHİM DERS: BULAŞMAYIN

Bu laboratuvarda geliştirilmiş az hücreli, içten yanmalı neslin diğer müthiş özelliği de küfür! Bakmayın siz onların Osmanlı hanedanından fırlamışçasına kullandığı jargona, parmağındaki tuğralı yüzüğe, profil fotoğrafındaki ‘yeni nesil padişah’ motiflerine. Bunların klavyesinden dökülen küfürleri ben üçüncü lig maçındaki tribünde duymadım arkadaş. Beni, Gülen Cemaati’nin maşası olmakla suçlayan bir sevgili Aktroll, iki yıl önce kanserden kaybettiğim annemi de doladı ağzına. Reisleri, “Cennet, annelerin ayağının altındadır“ dese de “Kardeşim bak konuşma böyle. Müslüman adam küfür etmez, hele bir anneye, bir kadına böyle laflar söylemez“ desem de çıkaramadım içine düştüğü kuburdan...
Anlayacağınız illallah ettirdiler beni gece gece, soğuttular hayattan. Size tavsiyem; bunlara sakın bulaşmayın. Bırakın ne derlerse desinler, sesinizi çıkarmayın. Elbet bu ülkede, klavye vuruşuyla tetikçilik yaparak, çalışmadan para kazananların devranı da dönecek. İşte o zaman eski bir zanaat olan ‘arzuhalcilik’ mesleği de küllerinden yeniden doğacak.

Not: Bu Aktrollerin 300 Spartalılar gibi üzerime çullandığı gece yaşanan mini minnacık bir detayı da atlamak istemiyorum. Ali Ebubekir Tokcan adlı yarı resmi haber ajansımız AA çalışanı bir arkadaşımız, beni ima ederek -noktasına dahi dokunmadan buraya bırakıyorum- “@tahaun mesleğim adına utanıyorum... Bu mesleğin kalitesi bu kadar düşmemeli...  @tuncaogreten” diye yazdı. Tam ‘mesleğin kalitesi’ diyerek birkaç kez cümleye tekme tokat girişmek istedim ama gülme tuttu. Neyse, anladınız siz onu..!

ÖNCEKİ HABER

Rusya ve İran’ın Suriye ihtilafları

SONRAKİ HABER

Özgürlüğü ve anlamı tekrar düşünme zamanı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa