7 Eylül 2015 01:53

Ersal AŞUDU
Sinan CEVİZ
İstanbul

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’de bulunan AYKOSAN sanayi sitesindeki çoğunluğu tekstil sektöründe çalışan işçiler, artan çatışmalar ve savaşı kaygıyla izliyor. Farklı siyasi görüşleri olsa da işçilerin hepsi çatışmaların durmasını ve silahların susmasını istiyor. İşçilerin büyük kısmı yaşanan ölümler nedeniyle AKP’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçluyor. AKP tek başına iktidar olsun diye savaşın çıkarıldığını düşünen işçiler, “Erdoğan gitmeden çatışmalar da durmaz” diyor. 
İşçilerden Murat Aydın, Türkiye’nin durumunun iyiye gitmediğini belirterek “Başbakan’dan memnun değilim. Çalışıyor diyorlar ama ben bunlardan iyi bir şey görmedim. Çatışmalı süreç de bence devam edecek, engellenmez değil tabii ama durması zor gözüküyor” dedi. 

Sadık Almaçay “Tayyip Erdoğan baştan gitmeden bu çatışmalar durmaz, PKK’yla alakası yok. Tek başına ülkeyi yönetmek istiyor, başaramadı diye bunlar oluyor” diye başladı söze. AKP’nin bu seçimde de oy kaybedeceğini ifade eden Almaçay, “Ama yine kabul etmeyecek. Buna dur demek lazım. Seçimlere giderken ekonomi kötüye gidiyor yine işçinin sırtına binecekler” dedi. 

HÜKÜMET DEĞİŞMEDEN KAN DURMAZ

Hüseyin Hayta, Tokatlı bir tekstil işçisi. “Ortada devlet yok, hükümet yok, ekonomi yok, aç karnımızı zor doyuruyoruz. Asgari geçim indirimiyle birlikte 1800 lira maaş alıyorum ve evime et, meyve hiçbiri girmiyor. Fatura ödüyorum, çocuğun giderleri, bizim ihtiyaçlarımız derken hiçbirini tam karşılayamıyorum” diyor. Her yıl sonunda ücretler yüzde 5-10 artsın diye beklediklerini ancak temel tüketim mallarına yüzde 30-40 zam geldiğini dile getiren Hayta, şöyle devam etti: “Diyorlar ki kriz yok. Neye göre yok?! Kendilerine yok. Gelsinler bir de vatandaşın içine insinler bakalım. Gitsinler semt pazarlarına baksınlar, sebzenin, meyvenin fiyatlarını görsünler. Akşamları pazarları gezsinler, insanlar çürük meyveleri nasıl topluyor görsünler. Ekonominin durumu bu.” Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın “Biz herhangi bir Avrupa ülkesi değiliz. Petrolü dolarla alıyoruz” sözlerini hatırlatan Hayta, “Peki geçen yıl petrolün varil fiyatı 150 dolara kadar çıkmıştı benzin üç lira altmış kuruştu. Şimdi petrolün varil fiyatı elli altı dolar benzin dört lira kırk kuruş. Bir hafta önceye kadar dört lira seksen kuruştu. Kimin aklıyla alay ediyorlar” dedi. 1 Kasım seçimlerinde de tablonun değişmeyeceğini dile getiren Hayta, şunları söyledi: “İnsanlar artık uyandı. Benim merak ettiğim Sayın Cumhurbaşkanı yine seçim aritmetiği böyle olursa ne yapacak? Nasıl bir tavır alacak? Halen kendisini dayatacak mı? Bu hükümet değişmediği sürece, bu kan da durmaz. Bence PKK da AKP’nin istediği gibi hareket ediyor. AKP kendisi için her şey iyi gidince barış diyor ama seçimi kaybedince tekrar çatışmalı ortamı başlattı. Selahattin Demirtaş PKK’ya silahları susturma çağrısı yaptı bu olumluydu ama AKP’yi bir telaş aldı, operasyonları artırdı.”

Silahla çözümün olmayacağını, barışın ancak diyalogla geleceğini söyleyen Öztürk Keskin, “Demirtaş’ın açıklaması önemli. Diğer liderlerin de yapması lazım ama HDP’nin de söylediğinin arkasında durması lazım” dedi. 

KİM BARIŞ DERSE OYUM ONA

Karmaşık bir dönem yaşandığını dile getiren Hüseyin Yıldırım, “Bütün partiler birbirine atıp tutuyor. Siyaseti kendilerine benzettiler. Bekar bir insanım evlenip bir hayat kurmak istiyorum ama bu ülkede nasıl kuracağım ki? İşçi ziyan oluyor. Hayat pahalı, vergiler çok fazla. Diğer yandan biz gençlere seneler önce anlatıyorlardı, bu ülkeyi Kürt-Türk hepsi birlikte kurtardı diye. Peki bu sözler nerde şimdi. Şu an başka ülkelerle değil birbirimizle savaşıyoruz. Ben seçime olumlu bakıyorum. Umarım bu hükümet savaştan vazgeçer ve mutlu huzurlu bir ülke oluruz” diye konuştu. MHP’li olduğunu ancak MHP’den umudunun kalmadığını ifade eden Yıldırım, devam etti: “Seçimde kim savaş söyleminden vazgeçerse, oyumu ona vereceğim. Benim gibi emekçi kardeşlerim de bunu göz önünde bulundursun.” 

Adnan Varım da çıkan çatışmalardan AKP’yi sorumlu tutarak “İnsanları kandırmaya çalıştı barış yapacağız diye, baktı oy alamıyor şimdi savaşa başladı” dedi. 

‘KAYGIYLA İZLİYORUZ’

Tekstil İşçisi Yusuf Çakır, “Biz de işçiler olarak olan biteni kaygıyla izliyoruz” diye başladığı konuşmasına şöyle devam ediyor: “Kafamıza takılan şu; bu siyasi partiler madem ülkeyi düşünüyorlar neden bir uzlaşma sağlayamıyorlar. Herkes taşın altına neden elini sokmadı? Benim kendi fikrim, koltuk sevdasındalar. Lafa gelince ülke diyorlar ama icraat farklı.” 

Abdullah Alan erken seçimlerde fazla bir şeyin değişmeyeceği görüşünde. Ancak HDP’nin barajı geçmesini istemiyor. “Neden, savaşı sence HDP mi başlattı?” diye sorduğumuzda ise “Savaş dediğin terör olayları hep vardı. HDP’nin niyeti belli zaten” diyor. Alan şöyle devam ediyor: “AKP tek başına iktidar olsaydı bu savaş çıkmazdı. Ben şöyle düşünüyorum yesin içsin çalsın ama ne Tayyip Erdoğan ne diğerleri masum insanların canı üzerinden oy kavgasına girmesin. Bu kan akmasıyla olmaz. Ne zaman seçim süreci başlasa doğuda masum insanlar ölüyor.” MHP’ye de tepki gösteren işçi “Bir parti neden seçime girer? İktidar olmak, ülkeyi yönetmek için değil mi! Peki bu MHP 7 Haziran’dan sonra, ben onunla olmam, bunla bir araya gelmem... Eee neden girdin seçime? Benim oyumu neden çaldın? Ben sana emekli ol parayı kap diye vermedim ki oyumu!” dedi.

Evrensel'i Takip Et