14 Şubat 2009 01:00

Görsel bir şölen gibi...


Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nin (AFSAD) düzenlediği, 2-3-4 Mayıs 2007’de “Belgesel Fotoğraf” teması düzenlenen 7’nci Fotoğraf Sempozyumu’nda yapılan konuşmalar, sunumlar ve fotoğraflar, fotoğrafseverler için kitap haline getirildi. Ara Güler, Fikret Otyam, İbrahim Demirel, Ali Öz, Ozan Sağdıç, Erdal Kınacı, Özcan Yurdalan gibi belgesel fotoğrafa ömrünü vermiş çok sayıda usta fotoğraf sanatçısının eserlerine de yer verilen kitapta, sanatçılar çalışmalarının öykülerini, sempozyum hakkındaki görüşlerini ve “belgesel fotoğraf” konusundaki düşüncelerini kendi ağızlarından anlatıyor.
BELGESEL FOTOĞRAF TARTIŞMALARI
Belgesel fotoğraf üzerine yapılan tartışmalara da yer verilen kitapta, “Fotoğraf ve Gerçek” üzerine söyleşileri, “fotoğraf bir belge midir? Eğer belgeyse işlevini yerine getiriyor mu? Getirirken nelerle karşılaşıyor?” gibi soruların cevaplarını, fotoğrafçılığın sorunlarını ve çözüm önerilerini bulmak mümkün.
“Biz uzak yollardan geliyoruz. Geçip gümüş ırmaklardan, geçip ışık sellerinden, geçip şafak ertesi aydınlıklardan, geçip karanlık odalardan, çok uzak yollardan geliyoruz, Siyah ve beyaza dil veren karanlık odalardan çıktık ışığın sırrını çözmek için, sırt çantamızda ömrümüzün, dünyamızın, ‘öteki’lerinin öyküsü. Fotoğraflarımız ağır yaralar taşıyor; savaşların, hastalıkların ve yoksulların insan yüzlerine açtığı büyük çukurların derin izleri var” sözleriyle Sempozyum Yürütme Kurulu adına açılış konuşmasını yapan Mehmet Özer, sempozyumun 1978 yılında başlayan 30 yıllık yolculuğunu özetliyor. Özer, “vicdan tutanakçısı fotoğraf, ‘ötekilerin’ sesi olmayı, kaydını tutmayı sürdürüyor. Zamana ve ışığa hükmeden aklımız ve kalbimize, kalabalık caddelerin, ırmak gibi akıp giden yürüyüş kortejlerinin, vitrinlerden yansıyan yoksulluğumuzun fotoğraflarını çekiyoruz” diyerek sempozyum kitabında yer alan fotoğraflara dair ip uçları veriyor.
Kitapta Şebnem Eraş’ın Urfa, Diyarbakır ve Ceylanpınar gibi bölgelerdeki uzun soluklu çalışmaları sonucunda “bitmesi kolay değil, ömür boyu sürebilir” diye tabir ettiği “Berdel” adlı eseri ile, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun “töre” sorununa dikkat çekiyor.
“Gir Geç Pansiyonlar” adlı çalışmasında genelevleri konu edinen Erdal Kınacı, Genelevlerin “korkunç ortamlar” olduğunu anlatmak istediğini belirterek, serginin Antakya ve Antalya arasında illegal genelevlerde bir yıl boyunca çekim yaparak hazırlandığını bildiriyor.
Şehirden portrelerin, mevsimlik işçilerin, Novamed Direnişi’ndeki kadınların, cezaevlerindeki mahkumların, kamyon şoförlerinin, sanayi işçilerinin fotoğraflarının yer aldığı sempozyum kitabında, Foto Muhabirleri Derneği üyelerinin haber peşinde koşarken çektiği ilginç karelere de yer veriliyor.
KATILAMAYANLARA FIRSAT
Sempozyuma katılamayanlar ya da fotoğrafa, belgesele meraklı herkesin arşivinde mutlaka yer alması geren kitap, Mehmet Özer’in sonuç bildirgesindeki şu ifadelerine de yer veriyor: “Fotoğraf göğüslerinin üzerinde bir çan, sınırları aşarak durdular yürek kapımızın önünde. Acıyla, kederle, sevinçle çaldılar kapımızı, yaşadığımız hayatın yaşanmaya değer olduğunu gösterdiler. Uyardılar bizi anlattılar bize, paylaştılar bizimle. Fotoğraf gelecekten ödünç alınan dünyanın nasıl kirlediğini ve nasıl çalındığını anlattı. Durup yol ağızlarında aklını yitirmiş insanların çaresizliğini, göç eden insanların yalnız aklını değil, gözlerini de doğduğu topraklarda bıraktığını gözümüze sokarak gösterdi.” (Ankara/EVRENSEL)
Çağrı Sarı

Evrensel'i Takip Et