22 Şubat 2009 01:00
MİNERVANIN BAYKUŞU
Yüzüne baksanız 8, rivayete bakarsanız 13 yaşında. Daha oyun yaşındayken baba oldu İngiliz oğlan Alfie Patten. Çocuğunun anası da 15inde. Haber basında epey yer aldı. Bu durumda hep yapıla geldiği gibi bu uygunsuzluğun ailevi sebepleri araştırıldı. Babanın, üvey kızının arkadaşıyla kaçıp anneyi terk etmiş olması, ablanın Alfie ile aynı yaşta çocuk sahibi olması uygunsuz duruma bir mazeret olarak gösterildi hemen. Böyle bir aile ortamında büyümüş olması; sanki aileden gelen bir kalıtımın kaçınılmaz sonucu olarak hastalanmış gibi normalleştirebiliyor çocuğun durumunu. Mazeretim var, kötü bir aileye sahibim diyebilir yani Alfie. Böylece küçük baba, münferit bir kötülük örneği olarak kendi aleminde yalıtılıp dünyanın iyi aile çocukları için böyle bir tehlike yokmuş gibi rahatlanabilir.
Halbuki Alfienin yaşadığı ülke için bu durumun bir sapmadan ziyade bir ortalama olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Erken yaşta anne ve baba olan çok sayıda çocuk yaşar Britanyada. Teenager denen ve onlu yaşlarını süren yaşıtlarının çoğunluğu gibi Alfie de Britanya açısından resmen ilan edilmiş bir sorunun parçası sadece. Bu sorunu Britanya adasının politikaları üretti ve sonra dönüp birer sorun haline gelen kuşağın sorunlu olduğunu tespit etmekle yetindi. Toplu ulaşım araçlarında gürültüyle etrafı rahatsız etmek, kamu malına zarar vermek, yollarda ona buna sataşmak, birbirlerini tartaklamak yani huzur bozucu ne kadar davranış varsa ancak onları yapmak suretiyle var olduğunu kanıtlayabilen bir kuşak bu. Gelen giden hükümetler bu zavallı kuşağı alkol ve seksin teskin etmesinden başka akıllıca bir yol bulamıyor. Okullarda cinsellik derslerinde prezervatif dağıtılıyor, 18 yaşından küçüklerin girmemeleri gereken mekanlarda bulunmalarına göz yumulabiliyor. İnternetten ve medyadan seks ve şiddet içeren oyunlar ve programlar bu gençlerin üstüne üstüne yağıyor. Ve evet gençler için uygun sosyalleşme mekanları ve konuları yok; bunlar ITVde teenager sorunuyla ilgili yapılmış bir programda gençlerin söyledikleri arasında yer alıyor.
Sosyalleşmeleri çoğunlukla içki ve seks aracılığıyla gerçekleşen, toplumsal ilişkiler bireyci dürtülerle kurulmuş olduğu için o toplumla manevi bağlar kuramayan bir kuşağın ilgisinin sonuçta kendi bedenine odaklanmasından daha doğal ne olabilir ki. Ailelere gelince... Onlar Alfieler baba olmadan önce parçalanmıştı zaten. Bizdeki kızların aileye yük olmasın diye erkenden evlendirildiğini biliriz de, bu, daha modern ülkede erken anne olan kızlar için verilen devlet yardımı nedeniyle erken sekse ve doğurganlığa göz yumulduğunu pek bilmeyiz. O parçalanmış aileleri de rahatlatan bir şeydir bu, ister istemez. Bu yüzden sosyal yardım servislerinin, bakımını üstlendiği sayısız teenager bekar anne kol gezer ortalıkta. Bu küçük anneler ve babalar enselerinde aynı servislerin nefesi, oyuncak gibi taşıdıkları bebekler ellerinden alınacak diye ödü kopa kopa yaşıyor çocukluklarını. Ve çocuklarının da çocukluklarını. Daha geçen hafta basında çıkan İngiliz çocuklarının çok mutsuz olduğu haberlerinin doğru olduğuna kimse inanmak istemez? Ama doğrudur ne yazık ki.
Arkadaş ütmek değil, düşmanı yenmek
Elinde taş izi, yüzünde göz izi, gözünün üstünde kaşı, cebinde misketi olduğu için tutuklanan çocukların ülkesi burası. Haklarında istenen hapis cezası 25- 30 yıl arasında. İlk toplumsallaşmalarını semtlerinin ara sokaklarında, ana caddelerinde bir araya gelip ülkenin makus talihine, doğdukları acılı hayata müdahale etmek zorunda kalarak yaşamak zorunda kalıyor; mahkemelerde devam ediyorlar. Başka koşullarda, bu kadar çok çocuğun yargılanması gerçek üstü bir hikayeden bir sahne gibi gelebilir. Ama ne yazık ki değil. Bir çocuğun özenle ve kıskançlıkla biriktirdiği misketini arkadaş ütmek için değil panzerlere fırlatmak için cebinden çıkarmasının nedenleri yeterince hazindir zaten; böylece çocukların erken büyümek zorunda kalması da. Ama bizim çocuklar da bir an önce büyümek, bir yetişkin gibi hayatın yüklerini taşımak zorunda kalırlar. Bu bakımdan Alfielerden pek farkı yoktur Welatların da.
NURAY SANCAR
Evrensel'i Takip Et