28 Aralık 2011 14:13

Yaşam Nöbeti ve Deneyimler

Gökmen Tuna - Metehan Kadıoğlu

Merhaba biz Fındıklı'dan Gökmen ve Metehan. Biz lise öğrencisiyiz, fakat okula gidemiyoruz. Niye diye soracaksınız? Çünkü hayat damarlarımız olan derelerimize istinat duvarı adı altında yapılan katliama seyirci kalmıyoruz.

Yapılan çalışmaların verdiği zararlar çok fazla. Yapılan altı metrelik duvar dere ile insanların; dere ile kedilerin, köpeklerin, ayıların ve diğer tüm canlıların ilişkisini ortadan kaldırıyor.  Endemik bir tür olan kırmızı benekli alabalıklar ve kesmesi birinci dereceden yasaklı olan şimşir ağaçları tahrip ve yok edildi. Derede alabalık avlayan bir köylü yakalandığı zaman bir alabalık için yüzlerce lira ceza öderken, istinat duvarı yapan şirketlerin katlettiği yüzlerce balığın cezasını kim verecek? Ya şimşir ağaçlarına ne demeli? Kesimi yasak olmasına rağmen derenin kenarındaki tüm şimşir ağaçları şirket tarafından katledildi. Bunun suçlusu kim?
Tüm bunların önüne geçmek için deremizin başında nöbet tutma kararı aldık. Yaşam nöbeti alanına gittiğimizde öğretmenler bizi okuldan atılma tehdidi ile karşı karşıya bıraktı. Bunlara rağmen deremize, suyumuza, doğamıza ve geleceğimize sahip çıkmak için iki gün boyunca yaşam nöbetindeydik. Kışın ortasında, deremizin yanı başında, soğuktan donmamıza rağmen arkadaşlarımızla, köy halkıyla yinede eğlenmesini bildik. Yaşam nöbetimizin ateşi iki gün boyunca sönmedi ve başında horonlar oynadık, halaylar çektik, şarkılar, türküler söyledik.
Otuz altı saatin sonunda zafere ulaştık ulaşmasına ama bir yönden de bizi mutsuz eden şeyler de oldu. Örneğin; gençlik olarak çok sayıda değildik ve sayımızı arttırmak için bildiriler dağıttık, arkadaşlarımızı direnişe çağırdık, ancak çok sınırlı kişileri harekete geçirdik. Herkes korkmadan, rahatça, yüzmeyi öğrendiği, balık tuttuğu, yanı başında sevgilisine şiir yazdığı, sesini duydukça sarhoş olduğu deresini savunmalı ve bizler derelerimize göz dikmiş bu katillere karşı daha hazırlıklı olmalıyız. Her şeye rağmen kararlılığımızla mücadelemizle taleplerimizi hayata geçirmek için adımlar atık. Gerekirse 100 sene daha mücadele edeceğiz.
Sonuç olarak DSİ ile bir halk toplantısı yapılacak ve proje halkın istediği gibi şekillenecek. Herkes bu yazıyı okurken o toplantıdan bir sonuç çıkacak. Ama çıkan bu sonuç son değil, mücadele deneyimleriyle ilerleyen yeni başlangıçlara vesile olacak.

Fındıklı halkı ıslah olmayacak… Dereler bizimle özgür akacak..!

Evrensel'i Takip Et