05 Nisan 2010 00:00

TARİŞ’li kadınlar eve dönmeyecek

Krizler, işyeri kapatmaları, işten atmalar, kadınları çalışma hayatından uzaklaştırmanın bahanesi oldu.

Paylaş

Krizler, işyeri kapatmaları, işten atmalar, kadınları çalışma hayatından uzaklaştırmanın bahanesi oldu. Yeniden evin yolu işaret edilen birçok kadın, eve dönmek yerine büyük işçi direnişlerinde boy göstererek; sokakların, meydanların, direniş çadırlarının yolunu tutarak, ekmek kavgasından çekilmeyeceklerini gösterdi. Önce TEKEL işçilerinin panzerlerle, biber gazlarıyla karşılandığı Ankara’da, ellerinde dövizleri, yumrukları havada, çocukları kucaklarında en önde kadınların dirençli duruşunu gördük. Ardından, İzmir’de TARİŞ işçileri yürüdü. Onların ön saflarında da yine kadın işçiler vardı. Kadınları eve kapatıp üretimden koparmaya meraklı iktidarın, “çocuk yapmayı” öğütlediği kadınlar...
YÖNETMEYE DEĞİL YEMEYE GELDİLER
9 yıllık TARİŞ işçisi Vildan İşten, fabrikanın kapanma noktasına gelişini, yönetimin hazırladığını söylüyor. İşten, “Elbette önce işimizi tekrar istiyoruz. Henüz sosyal haklarımız ve tazminatlarımız konusunda hiçbir somut cevap alamadık. Bu yüzden direnişimiz devam ediyor, edecek” diyor. Eşlerinin de TARİŞ işçisi olduğunu söyleyen İşten, karı-koca işsiz kaldıklarını da ekliyor. Daha bir sene önce fabrikada her gün vardiyaya kaldıklarını anlatan İşten, “Biz çıkarıldığımız zaman ellerinde olan stoklar tutulmuş olsaydı, tazminatlarımız ödenirdi; bunları da yediler. Biz varsak onlar bu koltukta oturabilirler, biz üretebiliyorsak kazanabilirler. Her gelen yönetmeye değil de yemeye geldi buraya. 2003 yılında burada 300 arkadaşımız çıkarıldı, 2005 yılında da son sistem makineler alındı. Ve anonim şirket haline getirildi. Zarar ediyorsa nasıl anonim şirket oldu, ben bunu hâlâ anlamış değilim, demek ki kâr ediyordu” diye anlatıyor.
ÇOCUKLARIN GELECEĞİ NE OLACAK?
Ayşe Uluçay anlatıyor: “Biz evde yoktuk ve karı-koca işsizlik kağıtlarımızı 19 yaşında üniversiteye hazırlanan oğlumuz imzalamak zorunda kaldı, bir anne olarak bana bu acıyı da yaşattılar. Oysa biz 1 senedir geçecek oğlum, bitecek oğlum derken oğlum kağıtlar eve geldiğinde aradı ve ‘Bitmemiş anne’ dedi. Başbakan açılımlardan bahsediyor. Biz bu coğrafyada kardeşçe yaşamayı biliyoruz, biraz da nasıl kalkınacağız onu söylesin. Fabrikamızın konferans salonunda kocaman bir afişimiz vardı. Oraya her girdiğimde gururla bakıyordum. ‘Onurlu bir geçmiş, başarılı bir gelecek’ yazıyordu. Bu fabrikayı kapatan insanlar, başarılı bir gelecek kısmına siyah bir bant çeksinler.”
Başbakan’ın “Kısa dönem çalışma ödeneği alacak bir işyeri işçi çıkartamaz, hesap sorarım” sözünü hatırlatan Uluçay, sözlerini sürdürüyor: “Hesap sormasını bekliyoruz. Biz iş istiyoruz. Biz TEKEL’ci kardeşlerimizle ‘Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız’ demiştik. Soruyorum şimdi, işsiz bir anne-baba çocuğuna nasıl onurlu bir gelecek bırakabilir?”
Suzan Cengiz, 13 yıldır TARİŞ İplik’te çalışıyor. Direnişe her koşulda devam edeceklerini vurgulayan Cengiz, “Bizi ziyarete ‘80’li yılların TARİŞ işçisi bir teyze geldi. O bizi o kadar etkiledi ki! Kafaları kırılsa da yarılsa da o zamanlar onlar direnmiş. Biz de onlar gibi direneceğiz. 8 Mart’ı her sene fabrikamızda sendikamızla, karanfillerle kutlardık. Yıllardır ilk defa işyerimizde kutlayamadık” diyor ve devam ediyor: “Yeter ki fabrikamızın bacası tütsün diye elimizden geleni yaptık...”
Elif Eliçora, kadınların çalışmasının önemine dikkat çekiyor ve “Evliyim, 4 yaşında bir oğlum var. Yıllardır üreten insanlarız, emeğin kıymetini biliyoruz. Kadınlar çocuk doğursun, evinde otursun diye bir şey yok. Çocuğuma belki ‘gemicik’ alamam ama iyi bir eğitim almasını sağlamak isterim. Şimdi işsiz kalmak çok ağır geliyor tabii. Bu yüzden de herkesin emeğine sahip çıkması gerekiyor. Karşı taraf vermiyorsa hakkını, direnerek alacaksın. Bize TEKEL’den arkadaşların dediği gibi ‘Başı önde eğik olması gerekenler bizler değiliz’. Fabrikayı batıran biz değiliz, parayı yiyen biz değiliz, yönetemeyen biz değiliz. Kendi basiretsizliklerini bize mal edip ‘İşçiler batırdı’ dediler, çok ayıp bu sözler, yanlış” diye tepkisini dile getiriyor.
TARİŞ’i yuvaları bildiklerini söyleyen Eliçora, “Burada çalışanların bir kısmı hem çiftçi hem işçi ve bir Ege Bölgesi kuruluşu olduğu için daha önce anne-babası buradan emekli olmuş arkadaşlar var, küçüklüğü fabrikanın kreşinde geçmiş olanlar var. Orası bizim hem işyerimiz hem yuvamızdı. Geçen gün makine ihalesi oldu, evimize icra geldi gibi hissettik. Öncelikle değişen bir yönetim anlayışıyla fabrikamızın yeniden açılmasını istiyoruz. Biz krizi atlatmış bir fabrikayız, iplik piyasasında çok az işletme kaldı. Şimdi çalışıyor olsaydı fabrika kâr eder durumda çalışmaya devam edebilirdi” diyor.
TARİŞ YÖNETİMİ BİZİ ÇÖKERTTİ
Elmas Güçer, “Benim çocuğuma 2003’te TARİŞ’e bağlı bir çöp kamyonu çarptı. Çocuğumuzu kaybettik. O olaydan sonra TARİŞ yönetimi şikayetçi olmayalım diye eşime iş vermek istedi. Biz de ‘Allah’ın takdiri’ diyorduk, şikayetçi olmaya niyetimiz yoktu da, eşimin düzenli bir işi vardı. O zaman TARİŞ genel müdürü evimize geldi, bize söz verdi, ‘Eşin TARİŞ’ten emekli olacak’ diye. Bize ikinci yıkımı da böyle yaşattılar. Biz de yeniden yasal yollardan hakkımızı aramaya çalışacağız. Ben de eşime destek için sık sık geliyorum, onun yanındayım” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)

İZMİR HALKI SAHİP ÇIKSIN
Hayatlarını TARİŞ’le kurduklarını ifade eden Aylin Özbek ise, “Buraya girdiğimizde 19-20 yaşlarındaydık. Eşlerimizle burada tanıştık. Çoluk-çocuğa karıştık. İşsiz kalınca beraber işsiz kaldık. Açıkçası biz televizyonda eylem yapanları, direnişleri izlerken böyle şeylerin başımıza geleceğini asla düşünmezdik. Ama bu gerçekle de yüz yüze geldik. Şimdi bakıyorum bizi burada görüyorlar, birçok insan ‘Aaa…eylem var’ deyip dönüp gidiyor. Şu an anlıyorum ki, böyle durumlarda destek ne kadar önemliymiş. 5 dakika gelip bize katılsalar, dinleseler ne yaşadığımızı. Çiftçilerimiz, sayemizde borçlarını aldılar ama yanımıza hiç gelmediler. Biz olmazsak fabrika çalışmazsa, onların ürettikleri işe yaramaz. Eşimle burada bekliyoruz ama ev kirası beklemiyor, elektrik-su beklemiyor. Buradan İzmirlilere sesleniyoruz; bizi duyun, gözleriniz kapatmayın bize, bugün bize yarın size. Bize daha fazla sahip çıksınlar, İzmir halkını burada bekliyoruz” sözleriyle destek çağrısında bulunuyor.
ÖNCEKİ HABER

Aman kadın açılımı yapmayın!

SONRAKİ HABER

2 DAKİKA atv 20.00

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...