4 Ocak 2005 23:00
İsrail terörüne sünger!
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün İsrail ziyareti devam ederken, İsrail basınında dikkat çekici değerlendirmeler yayınlandı.
Ariel Şaron hükümetine yakın Jerusalem Post gazetesi, Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasında "arabuluculuk" yapma konusundaki ısrarını eleştirdi. Gazetenin haberinde, "Türkler bir kez reddedildi, ama hâlâ ısrarlılar" başlığı kullanıldı.
Jerusalem Post, Gül'e sorulan "Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İsrail hakkındaki devlet terörü suçlamasına ne diyorsunuz?" sorusuna, "Olumsuzluklarla yaşamanın zamanı değil. Olumlu olandan bahsetme zamanı" yanıtını vermesine dikkat çekti.
Gül, Ha'aretz gazetesinin bu konudaki sorusuna da benzer bir yanıt vererek, "geçmişe sünger çekme" mesajı iletti. Gül'ün bu gazeteye yaptığı açıklama şöyle: "Bölgedeki yeni atmosfer nedeniyle bütün bunları geçmişte bırakmamız gerek. Zaman eleştirme zamanı değil, olumlu şeylere bakma zamanı. Bu şeyleri tartışmaya devam edersek suçlamalar ve karşı suçlamalarla karşılaşacağız ve zaman, bunlarla uğraşma zamanı değil."
Erdoğan da yolcu! Gül, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'i ziyaret edip etmeyeceğine ilişkin soruya, "Neden olmasın? Genellikle dışişleri bakanları, başbakanın ziyareti için zemin hazırlar. Bu, benim ziyaretim için de geçerli. Ama henüz bir tarih belirlenmedi" yanıtını verdi. İsrail "derin devleti"ne yakınlığıyla tanınan Debka internet sitesi ise, çok daha sert tutum aldı. Sitede, "Kaynaklarımız, İsrail'in [Türkiye'ye] kızgınlığının sebebinin, Türk hükümetinin Şam ve Tahran'ın aşırı anti-İsrail pozisyonunu giderek kabul etmesi olduğunu belirtiyor" denildi. Ardından, Başbakan Erdoğan'ın 22 Aralık'ta Suriye ile serbest ticaret anlaşması imzaladığı hatırlatıldı. Gül'ün 'arabuluculuğa' soyunmasının, bu ziyarette ve 24 Aralık'ta Ankara'ya gelen Kemal Harrazi'nin temaslarında kararlaştırıldığını öne süren Debka, ABD'nin, Filistin sorunundan önce Suriye sorununun ele alınmasına asla izin vermeyeceğini ekledi.
Ha'aretz olumlu bakıyor Ha'aretz gazetesinde "Dost ve düşmanın dostu" başlığıyla yayınlanan analizde, Gül'ün İsrail'e bu ilk ziyaretinin önemli olduğu, çünkü 2007'de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde, Gül'ün de başbakanlığa gelebileceği dile getirildi. Gazetede, Türkiye'nin Suriye ve İran ile iyi ilişkiler kurmak istediği ve bu çabanın arkasındaki itici gücün Avrupa Birliği olduğu ifade edildi.
Orduya güveniyorlar Buna karşılık, İsrail-Türkiye ilişkilerinin esas olarak Türk ordusu tarafından yönlendirildiğini yazan Ha'aretz, bu nedenle ikili "güvenlik işbirliği"nin devam edeceğini dile getirdi. Buna karşılık, "Avrupa yaklaşımı" nedeniyle ikili ekonomik ilişkilerin kötüleşeceği öngörüsünde bulundu. Analizde, Avrupa şirketlerini ihalelere davet etmek için, İsrail'e verilen bazı sivil projelerin iptal edildiği hatırlatıldı. Makalede, Türkiye'nin zayıflığının "ne İsrail, ne de Arap ülkelerini etkileme yeteneğinden yoksun olması" olduğu kaydedilerek şöyle denildi: "Gül ve Erdoğan, ABD hakim güç olmaya devam ettiği sürece, Türkiye'nin barış sürecindeki rolünün Suriye veya İran'dan mesaj iletmek veya arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü üstlenmekle sınırlı kalacağının farkında." Gazete, AKP Hükümeti'nin Suriye ile İsrail arasında "arabulucu" olma önerisine olumlu yaklaşarak, "Türkiye'nin Suriye ve İran gibi düşmanlarla iyi ilişkilere sahip olması, İsrail'in kullanmayı başaramadığı bir manivela. Türkiye, bu manivelayı kullanıma sunuyor" diye yazdı.
İki bakanın ortak basın toplantısı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, dün İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom ile görüştü ve ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Türkiye-İsrail dostluğunun "son derece sağlam" olduğunu belirten Gül, "Barış Suriye ve Lübnan'ı da kapsamalı" diye konuştu. Silvan Şalom ise; "küresel düşman" olarak nitelendirdiği "terörizm"e karşı Türkiye ile işbirliği yollarını aradıklarını belirterek, "Türk hükümeti ve halkının bu konulardaki işbirliğini istiyoruz" dedi. Gül dün ayrıca İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav ile görüştü ve "Yadvashem Soykırım Müzesi" ve Soykırım Anıtı'nı ziyaret etti. Gül, anıta çelenk koydu ve soykırımda ölen Yahudiler anısına sürekli yanık tutulan ateşi canlandırdı, özel defteri imzaladı. Gül, deftere, Türk halkının Yahudi soykırımından üzüntü duyduğunu ve her zaman Yahudi toplumunun yanında olduğunu yazdı. Abdullah Gül, bugün Filistin'e geçerek Filistinli yetkililerle bir araya gelecek.
Erdoğan da yolcu! Gül, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'i ziyaret edip etmeyeceğine ilişkin soruya, "Neden olmasın? Genellikle dışişleri bakanları, başbakanın ziyareti için zemin hazırlar. Bu, benim ziyaretim için de geçerli. Ama henüz bir tarih belirlenmedi" yanıtını verdi. İsrail "derin devleti"ne yakınlığıyla tanınan Debka internet sitesi ise, çok daha sert tutum aldı. Sitede, "Kaynaklarımız, İsrail'in [Türkiye'ye] kızgınlığının sebebinin, Türk hükümetinin Şam ve Tahran'ın aşırı anti-İsrail pozisyonunu giderek kabul etmesi olduğunu belirtiyor" denildi. Ardından, Başbakan Erdoğan'ın 22 Aralık'ta Suriye ile serbest ticaret anlaşması imzaladığı hatırlatıldı. Gül'ün 'arabuluculuğa' soyunmasının, bu ziyarette ve 24 Aralık'ta Ankara'ya gelen Kemal Harrazi'nin temaslarında kararlaştırıldığını öne süren Debka, ABD'nin, Filistin sorunundan önce Suriye sorununun ele alınmasına asla izin vermeyeceğini ekledi.
Ha'aretz olumlu bakıyor Ha'aretz gazetesinde "Dost ve düşmanın dostu" başlığıyla yayınlanan analizde, Gül'ün İsrail'e bu ilk ziyaretinin önemli olduğu, çünkü 2007'de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde, Gül'ün de başbakanlığa gelebileceği dile getirildi. Gazetede, Türkiye'nin Suriye ve İran ile iyi ilişkiler kurmak istediği ve bu çabanın arkasındaki itici gücün Avrupa Birliği olduğu ifade edildi.
Orduya güveniyorlar Buna karşılık, İsrail-Türkiye ilişkilerinin esas olarak Türk ordusu tarafından yönlendirildiğini yazan Ha'aretz, bu nedenle ikili "güvenlik işbirliği"nin devam edeceğini dile getirdi. Buna karşılık, "Avrupa yaklaşımı" nedeniyle ikili ekonomik ilişkilerin kötüleşeceği öngörüsünde bulundu. Analizde, Avrupa şirketlerini ihalelere davet etmek için, İsrail'e verilen bazı sivil projelerin iptal edildiği hatırlatıldı. Makalede, Türkiye'nin zayıflığının "ne İsrail, ne de Arap ülkelerini etkileme yeteneğinden yoksun olması" olduğu kaydedilerek şöyle denildi: "Gül ve Erdoğan, ABD hakim güç olmaya devam ettiği sürece, Türkiye'nin barış sürecindeki rolünün Suriye veya İran'dan mesaj iletmek veya arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü üstlenmekle sınırlı kalacağının farkında." Gazete, AKP Hükümeti'nin Suriye ile İsrail arasında "arabulucu" olma önerisine olumlu yaklaşarak, "Türkiye'nin Suriye ve İran gibi düşmanlarla iyi ilişkilere sahip olması, İsrail'in kullanmayı başaramadığı bir manivela. Türkiye, bu manivelayı kullanıma sunuyor" diye yazdı.
İki bakanın ortak basın toplantısı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, dün İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom ile görüştü ve ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Türkiye-İsrail dostluğunun "son derece sağlam" olduğunu belirten Gül, "Barış Suriye ve Lübnan'ı da kapsamalı" diye konuştu. Silvan Şalom ise; "küresel düşman" olarak nitelendirdiği "terörizm"e karşı Türkiye ile işbirliği yollarını aradıklarını belirterek, "Türk hükümeti ve halkının bu konulardaki işbirliğini istiyoruz" dedi. Gül dün ayrıca İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav ile görüştü ve "Yadvashem Soykırım Müzesi" ve Soykırım Anıtı'nı ziyaret etti. Gül, anıta çelenk koydu ve soykırımda ölen Yahudiler anısına sürekli yanık tutulan ateşi canlandırdı, özel defteri imzaladı. Gül, deftere, Türk halkının Yahudi soykırımından üzüntü duyduğunu ve her zaman Yahudi toplumunun yanında olduğunu yazdı. Abdullah Gül, bugün Filistin'e geçerek Filistinli yetkililerle bir araya gelecek.
Evrensel'i Takip Et