23 Şubat 2004 23:00

'Diğer dünya'nın fotoğrafçısı

Sebastio Salgado'nun fotoğraflarında görülen evsizler, berbat koşullarında görüntülenmiş işçiler, kimsesiz çocuklar, kısacası kötü yaşam koşullarında bırakılmış tüm o insanlar, gözleriyle sizi (fotoğrafa bakanı) sorgular. Dünyanın egemenlerinin tüm demokrasi, çağdaşlık, insan hakları, medeniyet söylemlerinin iflas ettiği karelerdir bunlar. Sanki "insanlığın vicdanı" misyonuyla makinasnı eline alan Salgado, son otuz yıldan beri dünyanın görünmeyen çoğunluğunu belgeliyor. Ama Salgado'nun fotoğraflarındaki insanlar hiçbir zaman teslim olmuş, aciz ya da umutsuz bir halde görülmezler. Maruz bırakıldıkları tüm kötü yaşam koşullarına rağmen dimdik ayakta duran, büyük bir bilgelikle bakan, gözlerinde umut ya da tebessüm taşıyan bu insanlar, tüm bu halleriyle kendilerine reva görülen koşullara isyan ederler içten içe. Bu, Salgado'nun hayat karşısındaki duruşunu yansıtan bir bakış açısıdır aslında.

Onlardan biri Brezilya'lı bir ailenin çocuğu olarak 1944 yılında dünyaya gelen Salgado, iyi bir iktisat eğitimi gördü. Batı'daki üniversitelerde doktora yaptı. Londra'ya yerleşti. Afrika'daki kahve plantasyonlarında üretimi kontrol etmek amacıyla yaptığı iş gezisi onun hayatını değiştirdi. Afrika'nın Sahel bölgesindeki kuraklığı fotoğraflayarak foto muhabiri olarak çalışmaya başladı. Daha sonra Avrupa'daki göçmen işçilerin fotoğraflarını çekti. 1977'den itibaren dünyanın farklı bölgelerindeki uzun soluklu projelere başladı. 1979'da Magnum Photos'a katıldı. Latin Amerika'daki topraksız köylüleri anlatan "Diğer Amerikalar", Brezilya'daki bir altın madenini konu alan "Serra Pelada", dünyanın farklı endüstri bölgelerindeki işçilerin yaşam koşullarını ele alan "Workers" ve "Göçler" onun dünya çapında tanınmasını sağlayan, ödüller alan ve kitaba dönüşen belli başlı projeleri. Belgesel fotoğrafın 20. yüzyılın son çeyreğindeki bu en önemli temsilcisi, dünya çapında yakaladığı büyük başarı ve saygınlığı fotoğraflarının yanısıra, çalışma yöntemleri ve hayat karşısındaki duruşuyla da kazandı. Fotoğraflayacağı insanlarla aynı ortamda uzun süre vakit geçiren, benzer şartlarda yolculuk eden, acılarını paylaşan Salgado onlardan biridir adeta. Mesleğini fotoğrafladığı insanların yaşam standartlarını ve çevre koşullarını düzeltmek amacıyla kullanan fotoğrafçı, UNICEF'in özel temsilcisi. Çektiği fotoğrafların önemli bir kısmını Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'ne bağışlayan Salgado, Dünya Sağlık Örgütü, Mülteciler Yüksek Komiserliği, Uluslararası Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'yle de işbirliği yapıyor.

Kaçırılmaz teklif Ülkemizin büyük fotoğraf ustası Ara Güler, Salgado ile Paris'teki bir kafede oturmuş röportajcılık üzerine sohbet ederken, Salgado ona bir değiş-tokuş teklif eder. Ara Güler'e kulak verelim; "Bir an durakladım. İyi bir teklifti. Muhakkak ki kabul edecektim. Cevap bekliyor gibiydi. Bir an düşündüm; benim bir fotoğrafım New York fotoğraf pazarında 1000-1500 dolar ediyor, onun ki ise 5000-6000 dolar. Bu bir iş değildi ama kuşkusuz iyi bir teklifti. Kaçırılmaz bir teklifti, derhal kabul ettim." İlk andaki on fotoğraflık değiş-tokuşun ardından belli bir zaman sonra hediye edilen fotoğraf sayısı otuzu geçer. Böylece Ara Güler hatırı sayılır bir Sebastião Salgado koleksiyonuna sahip olur. Fotoğraflar Salgado'nun da onayının alınmasıyla sergiye dönüşmüş. Sergide, Salgado'nun çeşitli projelerine ait çoğu artık klasikler arasına girmiş otuz'dan fazla siyah-beyaz fotoğrafının yanısıra, John Berger'ın sanatçı hakkındaki belgeselini izlemekte mümkün. "Ara Güler Koleksiyonu: Sebastiao Salgado" sergisi onu hâlâ tanımayanlar için olduğu kadar hasret tazelemek isteyenler için de kaçırılmayacak bir fırsat.
(0212 252 47 00)

Evrensel'i Takip Et