31 Ağustos 1999 21:00

'İstanbul depremi kaçınılmaz'

'İstanbul depremi kaçınılmaz'
Avusturya'da haftalık yayınlanan 'News' dergisi, son sayısında İzmit merkezli deprem üzerine çeşitli deprem uzmanlarının ve sismologların görüşlerini yayınladı.
Kaliforniya'daki Menlo Park Institute görevlisi Amerikalı deprem araştırmacısı ve sismolog Ross Stein, derginin sorularını yanıtlarken, bölgeyi daha şiddetli bir depremin beklediği uyarısında bulundu. Stein, İzmit depreminin tahminlerin aksine 10 yıl gecikmeli geldiğini söylerken, bir sonraki depremin İstanbul merkezli ve İzmit depreminden daha şiddetli olacağını tahmin ediyor. Şimdiye kadar elde edilen verileri değerlendiren deprem uzmanı, ortalama her 100 yılda bir İstanbul bölgesinde şiddetli depremlerin, her 15-20 yılda bir ise fay hattında kuvvetli yer sarsıntılarının meydana geldiğine dikkat çekiyor.
'Jeografik yapı değişti'
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda Afrika ve Asya tabakalarının Avrupa tabakasını sıkıştırdığını, bu sıkıştırma sonrası oluşan basıncın tabakalarda çatlamalara yol açtığını, çatlamaların yer kaymaları ile rahatladığını ve bu rahatlamanın yeryüzünde şiddetli depremlere yol açtığını söylüyor, Stein. (Sıkışan tabakaların oluşturduğu yüksek basıncın şiddetli depremlerle ortadan kalkması ve tabakaların rahatlaması yıllar sürebiliyor. Sıkışmalar ve yılların birikimi ne kadar uzarsa depremin şiddeti de o oranda yüksek oluyor.)
Stein'in hesaplarına göre Ege ve Anadolu tabakaları, Asya ve Afrika tabakalarının basıncı sonucu yılda ortalama iki santimetre, yeryüzünden tespit edilemeyecek bir şekilde batıya doğru kaymış. 'Yeraltındaki bu hareketlenmeler yeryüzünden belli olmuyor' diyen Stein, basıncın boşalması ile jeografik yapının değiştiğini, Türkiye'nin iki metre kadar Yunanistan'a kaydığını ve kuzeyde ise aşağıya doğru itildiğini belirtiyor.
'Bir deprem, sonrakinin habercisi'
İstanbul depreminin kaçınılmaz olduğunu belirten Stein, eldeki ölçüm sonuçlarından yola çıkarak bir sonraki depremin İzmit'in batısında, İstanbul'a 50 kilometre yakın bir yerde olacağını tahmin ediyor. Amerikalı sismolog, Türkiye üzerine hazırladığı raporların 1996 yılından bu yana Türkçeye çevrildiğini, bu raporlardan birinde 1997 yılında İzmit bölgesinde şiddetli bir deprem olasılığının bulunduğunu yazdığını belirtiyor.
Dergi Stein bu sözleri üzerine İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Nafi Töksöz'ün de görüşlerini almış. Töksöz, Stein tahminlerini onaylarken, Kuzey Anadolu çukurunda ikinci bir şiddetli depremin olacağı endişesini dile getiriyor. Bu fayın İstanbul'un güneyine 40 kilometre uzaklıktan geçtiğini sözlerine ekleyen Töksöz, Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'un, böylesi şiddetli bir depreme hazır olmadığı uyarısında bulunuyor.
'Faciaya davetiye çıkartılıyor'
"İzmit'teki deprem, eğer Amerika'da olsaydı en fazla 50 kişinin ölmesine yol açardı" diyen Töksöz, "İstanbul'daki binalar depreme karşı koruma sistemi kapsamında inşa edilmemiş. Bu tür yapılaşma yeni bir faciaya davetiye çıkarıyor" uyarısında bulunuyor.
İstanbul'daki yapılaşmanın İzmit'in aynısı olduğunu söyleyen Töksöz'ün görüşlerine katılmayan diğer bir sismolog Ali Pınar ise, bir sonraki depremin en az 30 yıl sonra olabileceğini tahmin ediyor.
'Önceden tahmin edilemiyor'
Avusturya Deprem Kuruluşu'nda görevli sismolog Dr. Gerald Duma, depremlerin önceden tahmin edilmesinin mümkün olmadığını söylüyor. "İnsanların enkaz altında kalmalarını engellemek için daha somut bilgilere gereksinim var" diyen Duma, "Ama bilimin bu gün bulunduğu nokta bunu mümkün kılmıyor" diyor. Yine Viyana Meteoroloji ve Jeodinamik Merkezevi'nden Dr. Edmund Fiegweil, depremlere karşı önceden tahminlerde bulunmanın bugünkü teknolojiyle imkânsız olduğunu söylüyor.
"Yerkabuğundaki elektrik direnci ölçüyoruz, yeraltı su koşullarındaki değişimleri tespit ediyoruz, hayvanların hareketlerini izliyoruz ve statik hesaplamalarda bulunuyoruz. Daha somut çalışmalar şimdilik mümkün değil" diyen Dr. Fliegweil, daha işin başında oldukları uyarısında bulunuyor.
'Emekleme çağındayız'
Deprem araştırmaları daha emekleme çağında, diyen uzmanlar, elektronik cihazlarla donanımlı depreme karşı uyarı sistemlerinin Tokyo, Meksiko City gibi metropollerde bulunduğuna ama bu sistemlerin pek fayda sağlamadığına işaret ediyorlar. Sistem yer kaymaları başladıktan sonra devreye giriyor. Yeryüzüne doğru hareketlenen dalgaların, depremle sonuçlanmasına kadarki süreyi 25-30 saniye arasında hesaplayan sismologlar, bu süre içerisinde insanların uyarılarak, binaları terk etmelerinin ve depreme karşı güvenli yerlere sığınmalarının imkânsız olduğuna dikkat çekiyorlar.
Karlsruhe Üniversitesi bünyesinde araştırmalar yapan mühendisler, yeraltından yeryüzüne doğru harekete geçen zararsız 'P dalgalarının' şiddetli tahrip gücüne sahip 'P dalgalarına' dönüşmesinin tespit edilemediğini, P dalgalarının, en iyimser koşullarda, depremden 25 saniye önce tespit edilebildiğini belirtiyorlar. "Tahrip gücü yüksek bu dalgalar, saniyede 4 kilometre hızla yeryüzüne doğru yayılıyor" diyen mühendisler, 25 saniyelik süre zarfında ancak, enerji santrallerinin, doğalgaz borularının, trafo merkezlerinin devre dışı bırakılabileceğini, köprülerin ulaşıma kapatılabileceğini açıklıyorlar. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Artçı depremler korkuttu
Kocaeli'de dün yaşanan 5.2 şiddetindeki artçı deprem, bir kişinin ölümüne, 200'e yakın kişinin yaralanmasına neden oldu. "Sağlam" raporu verilen binadan düşen parçalar sonucu beyin travması geçiren Cengiz Küçük, yaşamını yitirdi. Depremden yaklaşık dört saat sonra görüştüğümüz Kocaeli Kriz Masası ve Kocaeli Valiliği, panik halinin sürdüğünü belirterek, "Arkadaşlarımız beklemede. Herhangi bir bilgimiz yok" açıklaması yaptı.
'Paniğe gerek yok'
Kocaeli merkezli olarak dün yaşanan 5.2 şiddetindeki artçı depremin ardından, paniğe kapılınmaması, fakat hasarlı binalara girilmemesi uyarısı yapıldı. Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü`nde görevli Jeofizik Mühendisi Dr. Nurcan Meral Özel, İzmit'te öğleden önce meydana gelen iki artçı şokun merkez üssünün ana şok ile aynı yerde olmasının, yeni bir ana şokun öncüsü olduğu anlamına gelmeyeceğini söyledi.
Bakanlar depremi görüştü
Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Şükrü Sina Gürel, "Afetlerle ilgili yasalar, belediyelerle ilgili yasalar, İhale Kanunu, mahalli idareler kanunu tasarısı, iskan ve sorumlulukla ilgili mevzuat, edindiğimiz bu acı tecrübenin ışığında gözden geçirilecek ve eksikleri giderilecek" dedi. Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında dün toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından bir açıklama yapan Gürel, Başbakan Ecevit'in, deprem bölgelerinde yaptığı incelemelerin sonuçlarını Bakanlar Kurulu'na aktardığını bildirdi.