12 Mart 2015 11:39

Bayık: Şimdi birlik ve ortak mücadele zamanı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, 'AKP'nin otoriterleşme eğilimine verilecek en iyi cevap da böyle olmalıdır. Demokrasi güçlerinin bu gücü de vardır; yeter ki birlik olunsun, ortak hareket edilsin' dedi.

Paylaş

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık,”Devrimci demokrasi güçlerinin değerlendirebileceği önemli bir zemin ve fırsat da ortaya çıkmıştır. Bunlar, onlarca yıldır yürütülen mücadelenin sonucu yaratılmıştır. O zaman bunları değerlendirmek de bu zemini ve fırsatı yaratanlar tarafından gerçekleştirilmelidir. AKP'nin otoriterleşme eğilimine verilecek en iyi cevap da böyle olmalıdır. Demokrasi güçlerinin bu gücü de vardır; yeter ki birlik olunsun, ortak hareket edilsin!” dedi.

ANF'de yer alan habere göre Cemil Bayık, Azadiya Welat ve Yeni Özgür Politika gazetelerine yazdığı Kürtçe makalede şunları belirtti:

"Kürt sorunu gibi ulusal sorunların iki tür çözümü olur. Ya kopmayla ayrı bir devlet kurma gibi bir durum ortaya çıkar ya da egemenlik kuran ülke demokrasi mücadelesiyle demokratikleştirilir; sorun böyle çözülür.

Ancak bir ülke hem otoriter olur hem de bir ulusal sorunu çözebilir demek doğru değildir. Çünkü otoriter bir siyasi anlayışta hakim olma eğilimi mutlaktır. Bu da sorunun çözümünü engeller. Dolayısıyla çözüm için demokratikleşme şarttır. Eğer konu Kürt sorunuysa çözüm için on kat, yüz kat daha fazla demokratikleşme şarttır. Kürt sorunu demokratikleşme dışında hiçbir biçimde çözülemez. Ya Türkiye'den kopma ya da demokratikleşme temelinde çözüm! Türkiye hem otoriter olabilir, hem de Kürt sorununu çözebilir demek bir safsatadır; gerçeklere göz kapamadır. Ulus kimliğini kabul etmeme ve tek millet içinde soykırıma uğratma zihniyeti var ise orada demokratik devrim karakterinde demokratikleşme şarttır. Bunu anlamayan Türkiye gerçeğini anlamamış ve kafayı kuma gömmüş Kürt’tür.

Önder Apo ve Kürt Özgürlük Hareketi Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlamak, demokratikleşmenin zeminini yaratıp demokratikleşmenin önünü açmak için büyük çaba gösteriyor. Tüm politik yaratıcılığını da mücadele gücünü de kullanıyor. Çünkü Türkiye'deki inkarcı sistemi çözmek ve demokratikleşmeyi sağlamak kolay değildir.

Kürt Halk Önderi yine Türkiye'nin önüne demokratikleşme ve Kürt sorununu çözme gündemini koydu. Türkiye'nin temel ihtiyacının bu olduğunu bir daha gözler önüne serdi.  Nitekim Dolmabahçe Sarayı’nda açıklanan on maddelik demokratikleşme kriterlerine itiraz eden olmadı. Ancak AKP iktidar olmasına, elindeki imkanlara ve kendisine sunulan zemine rağmen, bu konuda adım atma, topluma güven verme yerine sadece silahlı mücadelenin bırakılması gerektiğinden söz ederek gündeminde demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü olmadığını gösterdi.

Bu gerçeklik, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü için yaratılan uygun zemininin radikal demokrasi güçleri tarafından değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Çünkü Türkiye'ye demokratikleşmeyi onlar getirebilir. Başta Kürt sorunu ve Alevilerin sorunları olmak üzere tüm sorunları bu güçler çözebilir. Bu nedenle Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi'nin çabalarına en fazla bu güçler sahiplenmeli ve bu güçler yaratılan imkanları demokratikleşme için değerlendirmelidirler. Bu nedenle önümüzdeki seçim tarihi bir fırsattır. AKP çözer mi, çözmez mi gibi takıntılara girmeden demokratikleşmeyi sağlamanın kendi görevleri olduğunu bilerek hareket etmelidirler.

Kuşkusuz devrimci demokrasi güçleri gerektiğinde demokratikleşmeyi sağlamak için devlet ve Hükümetle de uzlaşmaya hazır olmalıdır. Çünkü devletler devrimcilerin, tüm demokratların mücadelesi sonucu uzlaşmaya mecbur kalabilirler. Bu da devrimcilerin ve demokrasi güçlerinin kazanımı olur. Bu yönlü çabalar da devrimci mücadelenin bir biçimi olarak görülmelidir. Ancak Türkiye'de ne devlet ne de Hükümet hala buna hazırdır. Kürt Halk Önderi bu konuda devlet ve Hükümeti böyle bir noktaya çekmek istese de hala somut sonuçları ortaya çıkmamıştır.

Ancak bu çabalar boşuna da gitmemiştir. Devrimci demokrasi güçlerinin değerlendirebileceği önemli bir zemin ve fırsat da ortaya çıkmıştır. Bunlar, onlarca yıldır yürütülen mücadelenin sonucu yaratılmıştır. O zaman bunları değerlendirmek de bu zemini ve fırsatı yaratanlar tarafından gerçekleştirilmelidir. AKP'nin otoriterleşme eğilimine verilecek en iyi cevap da böyle olmalıdır. Demokrasi güçlerinin bu gücü de vardır; yeter ki birlik olunsun, ortak hareket edilsin! Bunu görüp de gereklerine göre davranmamak devrimci demokrasi güçleri için tarihi bir gaflet olur. ÖDP’nin ittifaka gelmemek için ileri sürdükleri gerekçelerdir ve gerçekçi olmayan söylemlerdir. Bu açıdan ÖDP gibi güçler mevcut pasif, sadece şu eksik, bu eksik diyen yaklaşımını bırakmalı, tüm devrimci demokratik güçlerle birlikte otoriterleşme eğilimini gösteren politikalara dur demelidir. Yoksa otoriterleşme eğilimi içinde olanların işleri kolaylaştırılmış olur."

IŞİD'E KARŞI HER YERDE SAVAŞIRIZ

Ayrıca Sterk TV'ye konuşan Bayık, “Biz her yerde DAİŞ'e karşı savaşırız. Bu insanlık düşmanlarına karşı savaşma kararımız var. Gerektiğinde Musul'un temizlenmesinde de yer alırız. Başka yerlerde de bu insanlık düşmanlarına karşı savaşırız. Bunların hiçbir yerde olmaması gerekiyor“ dedi.

Bayık, uluslararası güçlerin IŞİD’e karşı tavrının Kobane'de direnişin zafere ulaşmasıyla değiştiğini söyleyerek şöyle devam etti:

“Biz her yerde DAİŞ'e karşı savaşırız. Bu insanlık düşmanlarına karşı savaşma kararımız var. Gerektiğinde Musul'un temizlenmesinde de yer alırız. Başka yerlerde de bu insanlık düşmanlarına karşı savaşırız. Bunların hiçbir yerde olmaması gerekiyor“ dedi. (HABER MERKEZİ) 

ÖNCEKİ HABER

13 Mart g(ö)revi, muhalefet milletvekilleriyle duyuruldu

SONRAKİ HABER

Savcı, 8 yaşındaki çocuktan bekaret testi istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...