18 Ocak 2015 05:49

Doğdun da büyüdün ama yaşamadın sen

12 yaşındaki Nihat’tan geriye Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol’da olduğu gibi ‘çocuk cinayetleri’ denilince akılda kalacak birkaç fotoğraf kaldı. Güzel çocuk Nihat, katledilen tüm kardeşleri gibi.

Paylaş

Faruk AYYILDIZ

Tarihi olan bir ilçe; Cizre. En eski adıyla ‘Kardu Gazarta’dan, ‘Cizîra Botan’a uzanan bu tarih Demir Çağı’nda Qumaha krallığının merkezi olarak bilinir. Araplar, Asurlular, Medler, Kürtler, Persler ve Sasanilerin de tarihinde yer alan Cizre, güncel Türkiye hafızasında ilk olarak; 92 Newroz’u ile akla gelir. JİTEM’in sokak ortasında insan avına çıktığı, halkın büyük direnişiyle, kanıyla kutladığı 92 Newroz’u. Günümüz Cizre’sini anlayabilmek için tarihi 92’den başlatmak o yüzden pek garip durmayacak çünkü ilçede devlet ölüm kusmaya devam ederken, Botan halkı tek geri adım atmadan direnişi sürdürüyor. Bahsettiğimiz ölüm kusma hali ve direniş Ekim ayından bu yana tekrardan hız kazanmış durumda. Öyle ki; son üç ay içerisinde Cizre’de yaşamını yitirenlerin tam sayısını hatırlayabilmek için haber taraması yapmanız gerekiyor. Kürdistan’ı yakından takip edenler dışında o taramaya gerek kalmadan akılda kalacak iki çocuk kaldı Cizre’den geriye; 14 yaşındaki Ümit Kurt ve 12 yaşındaki Nihat Kazanhan. 

KATİL HÂLÂ ORADA
Ümit’i sokağın ortasında kalbinden vurdular, boya-badana yapıyordu. Cizreliler haricinde pek kimsenin umurunda olmadı Ümit. 14 yaşındaki bir çocuğun polislerce kalbinden vurulması vahşeti ortada duruyorken Kürdistan’dan Türkiye’ye herkes “Cizre’de paralel yapı var mı, yok mu?” diye tartıştı. Tüm görgü tanıklarının açıkça anlattığı şekilde; Ümit’i polisler öldürmüştü. Ancak yine üzerine gidilmedi. Biliyorsunuz, ‘komplo teorileri’ ülke siyasetinin olmazsa olmazı. Farazi şekilde yürütülen ‘üçüncü güç’, ‘provokasyon’, ‘paralel yapı’ tartışmaları sırasında Ümit’i vuran polisler dışında herkes suçlandı. Hâl böyle olunca katil, olay yerinden uzaklaşmadı ve şarjöründe hala mermisi vardı. 30 yıllık savaş boyunca devletin her türlü kontrgerilla faaliyetinin Cizre’de denendiği, bu ilçede JİTEM artıklarının, suç şebekelerinin tamamen ortadan kaybolmadığını elbette yok sayamayız ancak Cizreliler bu defa çok seslendi; ‘Burada yine çocukları öldürecekler. Katil belli, gündüz gözüyle silah kullanan polisler’ diye ama kendilerinden başka duyanları olmadı. Bu seslenişin üzerinden çok geçmedi ki, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölüm haberi geldi. Bilenler için katil aynıydı. 

ZAROKÊN NEXWESTÎ...*
Nihat 12 yaşında. Doğdu, biraz büyüdü ama yaşayamadı. Yaşatmadılar. Kürdistan’ın istenmeyen çocuklarından birisi oldu Nihat. Süreç, komplo, provokasyon, paralel yapı tartışmaları arasında Cizrelilerin elinden kaydı, gitti. Nihat’tan geriye Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol’da olduğu gibi ‘devlet dersinde öldürülen çocuklar’ denilince akılda kalacak birkaç fotoğraf kaldı. Güzel çocuk Nihat, katledilen tüm kardeşleri gibi. 
Diğer taraftan en acısı, hayat devam ediyor. Bu bağlamda Nihat’ın ölümü legal siyaseti de sarsmış görünüyor. Nihat’a kadar kullanılan ve Kürtler içerisinde de tartışma konusu olan, ‘paralel yapı’, ‘karanlık güçler’ söylemleri yerini, ‘çocukların katili polis’, ‘sorumlu AKP iktidarı’ öfkesine bırakmış görünüyor. Bundan sonraki ölümlerin önünün alınabilmesi adına; bu söylem farklı mutlaka etkili olacaktır. Çünkü Cizre’de devlet terörü kuralsız ve ahlaksız. Öldürülenler için ise ‘bu son’ diyebileceğimiz bir sınır yok. Bu sınırsızlığı da Ümit Kurt’un katillerini doğru düzgün tartışamamışken, Nihat’ın öldürülmesiyle sıcağı sıcağına yaşadık... Tabi tüm bu şok hali, doğru söylemi ve suçluyu bulabilmek, görebilmek için ‘Ümit’ler ölmeli miydi?’ sorusunun birçok insanın hafızasından silinmeyeceği gerçeğini de unutturmamalı. 
Sonuç olarak tüm bu politik tartışmaların, restleşmelerin arasındaki gerçek; Kürdistan’da önce insanlar, daha fazla çocuklar öldürülmeye, ölenler istatistik sayısı olarak kalmaya devam ediyor. 
Yazıyı Nihat’tan geriye kalan fotoğraflardan birisiyle bitirecek olursak, yukarıda da gördüğünüz fotoğraf karesi geleceğe dair ipuçları taşıyor. Nihat’ı hepimiz unutacağız, çocuk ölümlerine dair bir gündem olmadığı sürece hatırlamayacağız ama fotoğrafı başında ağlayan o arkadaşları unutmayacak. Nihat’ın katilleri hep o ağlayan çocukların zihninde kalacak. 

*İstenmeyen Çocuklar

ÖNCEKİ HABER

Türk küçükleri

SONRAKİ HABER

Dini kutuplaşmanın Fransızcası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...