21 Aralık 2014 00:56

Kosova ve Balkanlar’da Vahhabi tehdit

İslam’ı politik bir araç olarak kullanmak sadece Arap ülkelerine ya da Avrupa’da kendi toplumlarından kopup Ortadoğu’daki İslami gruplara katılan bireylerle sınırlı kalmıyor. Bugün dünyamızda günbegün daha da ender rastlanır hale gelen İslam’ın “toleranslı” bir kolunun varlığını sürdürdüğü Kosova’da hem devlete hem de topluma yönelik büyük bir tehdit var. Bu yazı Vahhabicilik mezhebinin savaştan sonra nasıl Kosova toplumunun içine sızmaya çalıştığına bir ışık tutuyor.

Paylaş

Amjad MALAEB

Priştine – 1999 yılında Kosova’daki savaş biter bitmez, NATO güçleri beraberinde ’insani yardım’la evleri, işyerleri ve altyapısı yok olmuş bölgeye girdi. Fakat bu müdahaleyle bölgeye gelen sivil toplum örgütleri son derece tehlikeli bir şeyi de beraberinde getirdi: Radikal dini ideolojiyi...
Kosova’daki bazı kimseler bu örgütleri sadece Müslüman Kosovalılara yardım götürdüğü için şikayet etti. Yüzde 95’i etnik olarak Arnavut olan Kosovalıların büyük çoğunluğu kendilerini tek bir grup olarak görüyor. Sırp baskılarına karşı verdikleri mücadelenin aynı mücadele olduğunu düşünüyor ve dışardan gelen insani yardımın kendilerini nasıl dinsel bazda ayrımcılığa tabi tuttuğunu soruyor. Bazı kimseler Müslüman hükümetlerden gelen yardımların uzun süreli politik çıkarları olduğunu düşünüyor.

SUUDİLER’İN İLGİSİ

Buna ilginç bir şekilde paralel olarak, Suudi Arabistan savaştan sonra Kosova’nın dört bir yanında camiiler yaptırmaya başladı. Kosova Protestan Kilisesi’nin başı Driton Krasniqi son 12 yılda Suudi Arabistan’ın ülkenin çeşitli bölgelerine 400 adet cami yaptırdığını söyledi. Aynı zamanda Suudi Arabistan, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’daki başlıca ekonomik sektörlere yatırım yaptı.
Burada şüpheli bir kopukluk var. Savaştan sonra ülkede cami yaptıran bu sivil toplum örgütlerinden yardım alan yetkililer merak ediyor: Bu kuruluşlar havalimanından şehir merkezine gelene kadar, yollardaki evsiz insanları, okullara, hastanelere ve altyapıya olan ihtiyacı görmediler mi?
Vahhabilik ideolojisinin Kosova’ya savaş sonrası geldiği bir sır değil. Bölgedeki çoğu politikacı ve din adamı bu konuya dikkat çekti. İçlerinden bazıları tutuklandığından dolayı Kosova’daki tekfirci tarikat birimlerinden herkes haberdar. Herkes politik İslam’ın şu an için büyük bir tehdit olmadığını ve kontrol altında tutulduğunda hemfikir olsa da, bazıları bunun gelecekte hem topluma hem de devlete büyük bir tehdit oluşturacağına inanıyor.
Yardımcı Dışişleri Bakın Petrit Selimi Kosova’daki politik İslam’ın Ortadoğu’daki sivil toplum örgütlerinden destek aldığını söylüyor. Kendisi bunun demokratik bir politik sürece tehdit oluşturduğuna inanıyor. Selimi aynı zamanda tehdidin Kosova’nın Avrupa Birliği’ne katılma sürecinde bir engel teşkil edeceğini söylüyor.
Kosova’dan ayrılıp tekfirci gruplara katılarak Suriye ve Irak’ta savaşmaya giden mücahitler var. Bunlardan bazılarının çatışmalarda aktif olarak yer aldığının, bazılarının ise şüpheli olarak tutuklandıklarının bilgisi ortaya çıktı. Kosova Baş İmamı Sabri Bajgora, Kosova’daki İslam camiasının ve Kosovalı imamların, Suriye’ye savaşmaya giden bu gençlerin toplanmasıyla alakalı herhangi bir ilgilerinin olmadığını söyledi.
Bajgora sosyal medya sitelerini ve “onların arkasındaki kişileri” gençleri etkileyip, beyinlerini yıkamakla suçluyor. Kendi örgütünün gençleri Suriye’de sürmekte olan savaşın onların savaşı ve mücadelesi olmadığına ikna etmeye çalıştığını söylüyor. Bu yüzden imamların camilerde sürekli olarak gençlere yol gösterici vaazlar verdiğini, bu savaşa katılmanın Kosovalı Müslümanların menfaatine olmadığını anlatmaya çalıştığını söylüyor.
Buna benzer olarak Cumhurbaşkanı Müşaviri Garentina Kraja el Ahbar gazetesine bazı İslami tekfirci grupların Kosova’da varlığının bulunduğunu ve bunun da “bazı Kosovalı İslamcıların Suriye Savaşı’na katılımından anlaşıldığını” söyledi. Kendisi bu bilginin Devlet Güvenlik Teşkilatı tarafından geldiğini de ekledi.
Suriye’ye asker gönderen tekfirci grupların Kosova’daki varlıklarını doğrulamasına rağmen Kraja, partisinin bu grupları desteklediğine dair soruları yanıtsız bırakarak, bu konuda basından bilgi gizlediğini ve konuşmasının Kosova’nın ulusal güvenliğine zarar verebileceğinin sinyalini verdi.
Kraja, Kosova hükümetinin mücahitlerle mücadele etmek için Suriye’deki savaşa katılan kişilere 15 senelik hapis cezası verecek bir yasa çıkarttığına dikkat çekti. Kraja politik İslam’ın sadece Kosova’yı değil, bütün Avrupa hükümetlerini ilgilendirdiğini söyledi.
İslam’ın toleranslı ve açık görüşlü bir koluna sahip olmaktan gurur duyan Kosova toplumu, yavaş yavaş içlerine sızan politik İslam’ı reddediyor. Yetkililer bir yana, sıradan vatandaşlar, yeni devletin eşsiz modeline ve cumhuriyetine yönelik bu tehditten kurtulma konusunda büyük bir test ve zorluktan geçtiğine inanıyor. İşsizlik oranının yüzde 40’dan fazla olduğu bir ülkede politik amaçlı yapılan para yardımının gençleri silah altına aldığına inanan yerli halkla edilen sohbetler ortaya bu izlenimleri çıkartıyor.   

BATI’NIN SESSİZLİĞİ NEYE İŞARET EDİYOR?

Böylece akıllara şu sorular geliyor: Öncelikle, Kosova’ya özgü İslam branşını, aşırıcı bir İslam branşına dönüştürmek kime menfaat sağlıyor?
İkinci olarak, Avrupa’nın arka bahçesinde bir İslam Devleti ya da politik İslam’ın Eski Kıta’ya geçiş olarak kullanacağı bir geçit yaratmak isteyenlerin politik acendası ne?
Üçüncü ve en önemli olarak, Arap-Müslüman parası Balkanlara girmekteyken neden ortada Batılı bir sessizlik var. Ayn sorular Suriye ve Irak krizleri IŞİD’in yükselişi ve diğer tekfirci hareketler hakkında da sorulabilir. Bu bağlam içerisinde bazı Müslüman hükümetlerin konuya yaklaşımına ve Batılı hükümetlerin şüpheli sessizliğine ilişkin sorulması gereken ciddi sorular var.
Kosova üzerindeki ABD egemenliğine karşı olan (ismini vermemeyi tercih eden)  ayrıca laikliği ve siyasi bağımsızlığıyla bilinen politik bir eylemci,  Batı’nın, özellikle de ABD’nin, Kosova’yı Batı’daki ve Doğu’daki tekfirci grupların arasındaki iletişim ağını açığa çıkarmak amacıyla bir deney olarak kullanabileceğini söylüyor.
Politik İslam ve tekfirci tehdidi Kosova’da net değil. Medya bazı radikal gençleri  teşhir etmese, kimsenin bunun hakkında bir bilgisi olmuyor.
Tehdidin Kosova’daki bu belirsiz mahiyeti problemi irdelemeyi daha karışık ve zor yapabilir. Kosova gelişmekte olan fakir bir devlet, özellikle siyasi hareketlere hizmet eden para akışına göğüs geriyor ve muhtemelen, kendi başına bu sorunun üstesinden gelemeyecek. Uluslararası sessizliğin ışığında genellikle Balkanlarda, özellikle Kosova’daki tekfirci tehdidinin bedelini, çölden gelen radikal siyasi İslam gibi politik bir projeye karşı durabilecek güçlü bir yapı olan Sırbistan’dan bağımsız olması nedeniyle Kosova ödeyebilir.

El Ahbar’dan çeviren Barış Deniz

(Başlık ve ara başlıklar evrensel Pazar’ın tercihidir)

ÖNCEKİ HABER

Obama’nın Küba konuşmasındaki problem

SONRAKİ HABER

Misak-ı Milli dersinde katledilenler!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...