Hürmüz Boğazı kapanır mı?
Hürmüz Boğazı’nın İran tarafından kapatılma ihtimali yok gibi ama kapatılıp kapatılmayacağı saatlerce tartışılıyor televizyonlarda. Savaş da magazinleştiriliyor. Savaş bir bilgisayar oyunu gibi yansıtılıyor ekranlara. Yıkılan evler, kakışan, sığınaklarda kaygıyla bekleşen insanlar, ölen insanlar pek yansımıyor ekranlara. Bir de tabii savaşın yıllara yayılan maddi, manevi etkileri.
Hürmüz Boğazı neden kapatılamaz?
Cevap basit.
Çünkü buradan dünyanın çeşitli yerlerine petrol ve gaz sevkiyatı yapılıyor. İran, Boğazı kapatmaya kalktığında karşısında sadece İsrail silahlarını değil, çok daha fazlasını görür. ABD, İngiltere, Fransa ve belki de Boğaz’ı kullanan Arap devletleri İran’a karşı silah kullanabilecektir. Mevcut durumda İran’a en çok lojistik destek sağlayan Çin bile bu duruma karşı çıkacaktır. İran’ın tercihi düşman namlularının sayısını arttırmak değil, azaltmaktır.
İran Hürmüz Boğazı’nı kapatmasa bile, ister istemez petrol sevkiyatı buradan azalacaktır. Saldırıya uğrama riski sevkiyatçıları tedbirli olmaya zorlayacaktır. Boğaz kapanmasa bile şimdiden petrol fiyatları artmış ve bütün dünya bundan etkilenmiştir.
Aslında bu son çatışma İran tarafından istenmeyen bir çatışmaydı. Ve mümkün olan en kısa zamanda bitirmeye çalışacaktır. İsrail de iki haftalık bir süre öngörmüştü çatışmaların bitmesi için.
İsrail’in bu saldırıdan beklediği, İran’ı ekonomik olarak daha da zayıflatmak, nükleer programını sekteye uğratmak ve İran muhalefetini iktidarı değiştirmek için heveslendirmekti.
Savaşın uzaması, ABD ve müttefiklerinin bütün yardımlarına rağmen, İsrail’i de ekonomik ve siyasi olarak yıpratır. İsrail-İran savaşı, Rusya-Ukrayna savaşı gibi uzun sürmez. Daha doğrusu kesik kesik devam eder.
Önümüzdeki günlerde nükleer görüşmelerin kaldığı yerden devam etmesi ve ateşkes için ara bulucular devreye girer ve yeni bir çatışmaya kadar karşılıklı füze göndermeler sonlanır.
İnsan kayıplarının yanı sıra; karşılıklı atılan binlerce füze, düşen ve imha edilen uçaklar, yıkılan ve yakılan binalar ve askeri tesisler vb. Savaş hiç de ucuz bir şey değil. Bu iki haftalık savaşın, ölen insan sayısının çok fazla olmamasına rağmen, taraflara maliyeti hiç de az olmayacak.
İsrail-İran savaşı bölgedeki bütün ülkeleri de elbette etkiliyor. Türkiye de; yeni göç dalgası, petrol fiyatlarının artması nedeniyle ekonomide yeni zorluklar, silahlanma harcamalarının arttırılmasının ekonomiye getireceği yük, bölge ülkelerine ihracındaki yavaşlama vb. nedenlerle savaştan en çok etkilenecek komşu ülkelerden biri olacak.
İkinci emperyalist büyük savaştan sonra, savaşlar lanetlendi, bir daha böyle savaşlar olmasın dendi, güya savaşların engellenmesi için Birleşmiş Milletler gibi örgütler kuruldu ama seksen yıl sonra neredeyse yeni bir dünya savaşının eşiğine geldik. Uluslararası sözleşmeler, örgütler vb. savaşı önlemeye yetmedi. Savaşın kaynağının emperyalist-kapitalist sistem olduğu gerçeği değişmedi. Savaşları halkların barış mücadelesinin önleyebileceği gerçeği de…
Evrensel'i Takip Et