Erdoğan yönetiminin yenilmesi kadar önemli olan bir diğer sorumluluk ise halktan yana, işçilerden yana, gençlerden yana güçlerin meclise girmesidir.
Hangi ittifakın siyaseti üsten inecek, hangisinin sermayesine yeni olanaklar, imkanlar ve rant devşirilecek arayışıyla “gençliğin yanındalar.”
ŞBP Bölümünde yaşananların ardından İTÜ kulüp ve toplulukları, akademisyen ve çalışanları bir basın açıklaması düzenledi. Biz de süreci sıra arkadaşlarımızla tartıştık.
Hibrit eğitimi kabul ettirdik, ancak milyonlarca öğrenci için yüz yüze eğitime dönmenin koşulları henüz oluşturulmamıştır.
Bu 1 Mayıs’a arkadaşlarla birlikte katılacağım bir aksilik çıkmazsa. Umarım bu anlattıklarım birinin hayatını değiştirmekte işe yarar.
Araştırma yapmak için mikroskop dahi temin edilmiyor olması ilerde nasıl toplumun ihtiyaçlarına yönelik bilim yapacağımız sorusunu da derinleştiriyor. Böylece bilim, sermayenin oyuncağı haline geliyor
Komünistler için parlamento, hem siyasal yapının emekçiler nezdinde ifşa edilmesi hem de siyaset araçlarıyla işçi sınıfının bağımsız siyasal bilincinin ilerletilmesinin alanıdır.
Seçim sürecinde, mahallelerde, okullarda kuracağımız birliklerle seçimin güvenliğini sağlamak için bir araya gelmeliyiz.
Bir kahve falına bakar gibi söyleyecek olursak, önünde üç yol gözüküyor kız kardeşim! Biri kapkaranlık; öteki yol kapalı, sonu aydınlığa varmıyor; üçüncüsü engebeli ama aydınlık.
Atışkan Alçı’nın patronuyla aynı partiye oy vermek istemiyorum diyordu grevdeki bir Atışkan işçisi. Sahi kime oy veriyor bu ülkenin zenginleri?
Onlara göre halkın çıkarına olan en ufak bir ekonomik düzenleme bile ütopik çünkü bütün bunları yapmak için kaynak yok ya da kulağa hoş gelseler de iktisaden mümkün değiller.
İşçilik hayatımızda sosyal alanımız olmamasına, kötü çalışma koşullarına, meslek liselerindeki ve MESEM’lerdeki sömürü çarkına karşı taleplerimizi mücadele ederek kazanabiliriz.
Van İl Halk Kütüphanesi’nde sıra kapma yarışı sürüyor. Kütüphanede yer bulabilmek için sabahın erken saatlerinden kütüphanenin açılış saatine kadar sırada beklemek gerekiyor.
Oy çalmalar ve diğer istemeyeceğimiz durumlar için, halk örgütlü bir şekilde kendi oylarına sahip çıkmalıdır. Olağanüstü durumlara karşı örgütlülük her zaman iyidir.
Faki Teyran Anadolu Lisesindeki baskıcı ve gerici uygulamalar bize tekrar gösteriyor ki laik, bilimsel, demokratik eğitim her zamankinden daha acil bir ihtiyaç.
Toplumun maddi koşullarına göre belirlenen sınıfların yine aynı yasalarca belirlenen çıkarları gereği tarihte üstlendikleri değiştirici güç, onların tarihsel rolünü ifade eder.
Türkiye gençliği bu koşullarda Emek ve Özgürlük İttifakı’na omuz vermeli ve geleceği için seçimlerde ve seçimlerden sonra da mücadele etmelidir.
Kaosun geniş mezarlığı
Esaaad
Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor?
Yapı
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
DEM Partili Sezai Temelli, Hakan Fidan'ın dün Meclis'te Kuzey ve Doğu Suriye'ye dair yaptığı açıklamalara işaret ederek, "Güncellenmesi gereken sizin politik anlayışınızdır" dedi.
SDG komutanı Mazlum Abdi, IŞİD'in bölgedeki faaliyetlerinin arttığına işaret etti, SMO'nun saldırılarının IŞİD ile mücadeleyi engellediğini belirtti.
13 ilçede devlete ait tek onkoloji bölümü yok. Var olanlar yetmiyor, hastalar özel hastanelere yönlendiriliyor, parası olmayanları acı son bekliyor. Sağlık Bakanlığı bütçesi ise bu sistemi yağlıyor.
İstanbul'da kamu hastanelerinde onkoloji bölümü çok yetersiz. Nüfusu 5 milyonu aşan 13 ilçede hiç onkoloji bölümü yok. Yan etkilerle boğuşan hastalar ya saatlerce yol çekmeye ya da özele mahkum.
Kamu işçilerinin ücretinde erime: 2002’de asgari ücretin 5.5 katıyken, 2024’te bu oran 2.4’e geriledi. Kamu işçilerinin bir aylık ücretiyle alabildiği ekmek sayısı ise 6 bin 222’den 3 bin 500’e düştü.
Türkiye’de sermaye Suriyelilerin dönüşünden endişeli. Bir yandan Suriye’nin yeniden imarı için fırsat kollanıyor. Suriyeli işçiler emeğe dayalı işlerde yüzde 63 daha ucuza çalışıyor.
İran’ın Suriye’deki dayanağı olan Esad yönetiminin düşmesiyle birlikte Direniş Ekseni önemli bir darbe aldı. İçeride ise ekonomik kriz, klik çatışmaları ve muhalefetin etkisi sıkışmışlığı arttırıyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) 2024 bilançosuna göre; dünyada öldürülen 54 gazeteciden 31'i çatışma bölgelerinde yaşamını yitirdi. Türkiye'de ise adli kontrol ve online sansür yaygınlaştı.