30 Kasım 2014 03:33

Tarihi eserlerimiz otel oluyor

İhaleyle hazine ve orman vasfından çıkarılıp yapılaşmaya açılarak özel sektöre kiralanacak bu taşınmazlardan 4 tanesi, üzerlerindeki tarihi eserler nedeniyle ayrıca önem arz ediyor.

Paylaş

Başak ŞAHİNDOĞAN 

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kamu Taşınmazı Tahsis Duyurusu başlığı altında yayınlanan 169 sayfalık protokolde 2634 sayılı “Turizmi Teşvik Kanunu” ve “Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre kamu taşınmazların turizm amaçlı yatırım yapmak üzere yerli ve yabancı girişimcilere kira karşılığında tahsis edileceği belirtildi. Yayınlanan protokolde toplam 44 parselde 24 ayrı taşınmazın tahsisi amaçlanırken, bunlardan günübirlik tesis için ihale edilenleri 20 yıllığına, konaklamalı otel ya da tatil köylerinin 49 yıllığına kiralanması öngörülüyor. Bu parsellerden 20’si hazine arazisi kapsamında, 24’ü ise orman arazisi kapsamında bulunuyor. Tahsis edilecek bu kamu taşınmazlarından 19 tanesi Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’yle turizm alan ve merkezleri içiyken 5 tanesi bu merkezlerin dışında bulunduğundan özel şartlarla ihale ediliyor. İhaleyle hazine ve orman vasfından çıkarılıp yapılaşmaya açılarak özel sektöre kiralanacak bu taşınmazlardan 4 tanesi, üzerlerindeki tarihi eserler nedeniyle ayrıca önem arz ediyor. Protokol bu yapıların da restore edilerek turizm amacıyla kullanılmasını kapsıyor. Bu yapılar ve özellikleri ise şu şekilde:

YAPIMINDA ÇİVİ BİLE KULLANILMADI

Katerina Köşkü ve Şişman Köşk: Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı yönetmeliğe göre ihaleye konu olan Kars, Sarıkamış’taki Katerina ve Şişman Köşk’ün restore edilerek otel olarak kullanılması, bunun yanı sıra ilave olarak alanın imara açılarak 50 yataklı konaklama ünitesi ve tamamlayıcı yan ünitelerin yapılabilmesi öngörülmüştür. Katerina Köşkü ve Şişman Köşk, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 17.03.1989 tarih ve 136 ile 09.11.1989 tarih ve 189 sayılı kararlarıyla birinci grup “kültür varlığı” olarak tescil edilmiştir.
II. Çar Nikola tarafından yaptırılan ve halk arasında Katerina Köşkü olarak bilinen 860 metrekare kapalı kullanım alanına sahip av köşkünün yapım kitabesi olmamasına rağmen, 1900-1902 tarihlerinde inşa edildiği düşünülmektedir. Yapımında çivi kullanılmayan köşkte, Baltık mimarisinde yaygın olan peç ısıtma sistemi kullanılmıştır. 1914 yılına kadar Çar ve ailesi tarafından av köşkü olarak kullanılan bina iki ayrı yapıdan oluşur. Katerina Köşkü’nün hemen yanında yer alan Şişman Köşk yaklaşık 312 metrekare kapalı kullanım alanına sahiptir. Dikdörtgen planlı olan köşk, konukevi olarak yapılmıştır. Ayrıca tahsise konu parselin güneyi Sarıçam Ormanları, kuzeyi Cer Atölyeleri manzaralıdır. İşte bu yapı da diğerleri gibi restore ettirilerek 49 yıllığına ihaleyi alacak firmaya kiraya verilecektir.

SİVRİĞİ’DEKİ PAŞA VE BEY KONAKLARININ SONUNCUSU
Abdullahpaşa Konağı:
Sivas’ın Divriği ilçesi, Selçuklu döneminin en görkemli yapılarından Divriği Ulu Camii ve Şifahanesine ev sahipliği yapmaktadır. Kümbet ve tarihi kalesi, eski canlılığında olmamakla birlikte faaliyetine devam eden demir çelik fabrikası ilçede nitelikli konaklama tesisine olan ihtiyacı devam ettirmektedir.
Söz konusu Abdullah Paşa Konağı, kendisine II. Abdülhamit zamanında onursal paşalık (mirimiran) rütbesi verilmiş olan Abdullah Paşa tarafından (1876-1909) yaptırılmıştır. Kayıtlara göre binanın inşa tarihi 1902 yılıdır. Anadolu sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bina önceleri askerlik dairesi, hastane ve karakol olarak da kullanılmıştır. Divriği’deki paşa ve bey konaklarının sonuncularından olan konak, aile bireylerinin de ayrılmasıyla uzun yıllar metruk bir şekilde beklemiştir. Konağın restorasyonu büyük ölçüde tamamlanmıştır.
Restorasyon projesine göre 16 yatak odası bulunan bina 49 yıllığına kiralanarak butik otel olarak kullanılmak üzere ihale edilmiştir.

ÖKSÜZ YURDU’NDAN BUTİK OTELE
DESPOT Evi, (Eski Çocuk Yetiştirme Yurdu):
Ayvalık Cunda Adası sahilinde bulunan yapı Yunanistan’dan Cunda Adası’na gelen despot tarafından 1862 yılında inşa ettirilmiştir. Yunanistan’ın devlet olduğu gün, Rum halkının sevinçten verdiği bağışlardan çok para kazanan despot, o paraların bir kısmıyla doğum yeri olan Yunda’ya (Cunda Adası) bu binayı inşa ettirmiştir. 1877 yılında despotun ölümünden sonra Osmanlı Devleti, Sine Kilisesi’nden Despot Evi’ni satın alarak Hükümet Binası olarak kullanmaya başlamıştır. 1921 yılından itibaren mübadeleye kadar Rumlar, mübadeleden sonra da Türkler aynı binayı hem ilkokul hem de çocuk yurdu (o dönemki adıyla öksüz yurdu) olarak kullanmıştır. 1980 yılında çocuk yurdu yeni binasına taşınınca Despot Evi boşaltılmış, o dönemden bu yana da korunmadığından oldukça tahrip edilmiştir.
1989 yılından beri Alibey Adası Kentsel Sit Alanı içerisinde olan yaklaşık 2.700 metre kare alan içerisindeki 15 odalı bu yapı şimdi butik otel olarak kullanılmak üzere ihaleyi alan firma tarafından restore edilerek 49 yıllığına kiralanacaktır.

SİT ALANI TURİZME AÇILDI
Levissi/Kayaköy:
Anadolu’da kurulan tipik bir Rum yerleşim yeri olan Muğla Fethiye’deki Kayaköy’ün geçmişi, M.Ö. 3000’lere kadar gitmektedir. Eski adı Levissi olan Kayaköy’de tarihi taş mekânların yanı sıra yaklaşık bin ev arasına serpiştirilmiş iki eczane, on dört şapel, iki büyük kilise, iki yel değirmeni, bir okul, gümrük binası, çeşmeler, sarnıçlar, dükkânlar, günümüze kadar gelmiştir. Kayaköy, Cumhuriyet öncesine kadar Türklerle Rumların birlikte yaşadığı zengin bir hayat tarzıyla 6500 kişilik (1912 kayıtlarına göre) nüfusa ulaşmış olan bir yerleşim merkezidir.
Kültür Ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı bu yeni yönetmelik hükümlerine göre yöreye 300 yatak kapasiteli dev bir otel yapılacaktır. 30 milyon TL maliyet öngörülen 221.765,41 metrekarelik proje kapsamında Kayaköy’ün üçte birlik kısmını kapsayacak oteli işleten firma, tarihi köyün kalan kısımlarının da “onarımını” sağlayacaktır. III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olan ve 49 yıllığına kiralanacak Kayaköy’de 2863 sayılı kanun kapsamında anıtsal ve sivil mimarlık örneği gruplarında tescilli yaklaşık 700 adet yapı bulunmaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Memelerimiz kahramandı sonra*

SONRAKİ HABER

‘Zaza Kürtler’ine etnografik bakış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa