15 Mayıs 2013 10:02

6 Mayıs'ın ardından

Udat Yaşar


Ölüm nedenleri ceviz kabuğunu doldurmayan asılsız nedenlerdi. Bunu kanıtlayan açıklamaları devletin kendisi yaptı. Neymiş, özür dilerlerse affedileceklermiş. Hukukta var mı ağır bir cezanın özürle affedilmesi. Hadi oradan der kime sorsan. Darbeciler hariç tabi.

Hiçbir şekilde silahlı eylemde bulunmayan, hatta kaçırdıkları Amerikan askerlerine bile zarar vermeyen Deniz’ler, yandaş medya ve sağ eğilimli örgütler tarafından terörist ilan edildiler. Halka kötü ve yalan senaryolar izletildi. Bu da onların vicdanına kalmış.

Yakalandıklarında, cezaevlerinde yatarlarken dışarıda arkadaşları onların mücadelesini vermeye başladılar. Ne kadar yanlış suçlamalar olduğunu avazları çıktığı kadar duyurma gayretindeydiler. İdam kararından sonra sokaklarda imza kampanyaları, mecliste idam yasasını kaldırma mücadelesi vardı. Sokakta faşizm, mecliste Demirel diktası asılmaları için uğraşıyorlardı.

Dar ağacına gittiklerinde bile dillerinde şu sözler vardı. Eşitlik, barış, kardeşlik, hak ve bağımsız bir ülke... Çok şey istemiyorlardı, olması gerekenleri istiyorlardı sadece. Rahatı kaçacaklar için çok şeydi, olacağı için dar ağacına gönderdiler.

Yakalandıkları günden asılacakları güne kadar zulüm gören Deniz’ler elleri kelepçeli ayakları prangalı şekilde dar ağacına yürüdüler. O şekilde cesaretten ödün vermiyorlardı. Dillerinde özgürlük şarkılarıyla sehpaya çıktılar. Sesleri gürce yürekleri sessizce çıktılar.

Darbeciler bir sonun geldiğini düşünüyorlardı. Gidenlerin arkasından her gün bir şiir, bir türkü yazıldı. Unutulmadıklarına, davalarının devam ettiğine dair.


Bolu’da 1 Mayıs’a ilk defa katılan öğrenciler izlenimlerini, değerlendirmelerini ve yaşadığı heyecanı dergimizde bizlerle paylaştı.

Gülşah Dilber Genç (Bolu Anadolu Lisesi)

Bu 1 Mayıs’ı daha kitlesel bekliyordum. Kutlamaya katılan tüm partilerin, sendikaların sayısını az buldum. 1 Mayıs işçiler için sembolik bir gün, bence daha da ötesinin olması lazım. Çünkü işçilerin, emekçilerin talepleri bir güne sığmayacak kadar fazla. 1 Mayıs işçi bayramı bilindiği üzere resmi tatil. Bu günde işçilerini çalıştıran işverenlerden de bir şekilde hesap sormalı. Halaylar, atılan sloganlar, yürüyüş beni heyecanlandırdı. Gönül isterdi ki çok daha fazla kişiyi 1 Mayıs’a katabilelim. Seneye daha güçlü 1 Mayıs kutlamak dileğiyle. Yaşasın 1 Mayıs İşçi Bayramı.
             
Elif Durgut (Bolu Anadolu Lisesi)

Bu yıl 1 Mayıs sabahına İstanbul’da polisin işçilere saldırı haberleri ile uyandık. Bolu’da ki kutlamalara bu yüzden biraz buruk katıldım. Yürüyüş sırasında insanların gözü üzerimizdeydi. Bize alkışlarıyla destek olanlar oldu. Tanık olduğum ve beni mutlu eden şey yürüyüşten sonra çekilen halaylar ve oynanan oyunlarda sağcı-solcu demeden tüm emekçilerin omuz omuza olmasıydı.

Musa Ataç (AİBÜ Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 2.sınıf)

Kadro ve sendika talepleri, iş güvencesi, düşük ücretler ve sosyal haklara yönelik kısıtlamalara karşı olduklarını haykıran isçilerle ayni saflarda yer aldık. Benim burada gözlemlediğim katılımın her geçen gün daha da artmasıydı.
Attığımız Kürtçe ve Türkçe sloganlarla hidroelektrik santrallere, kadına yönelik şiddete, çocuk işçiliğine karşı olduğumuzu haykırdık. Kürt sorununun demokratik çözümünü ve eğitimin bilimsel, parasız ve anadilde olmasını istedik. Bolu Bal Orman işçilerinin yalnız  olmadığını, taşeron çalışmanın ölümler getirdiğini, olanca inancımızla haykırdık. Attığımız sloganların sadece bir kesimi kapsamadığını çevredekilerin verdiği destekle gördük.
Kürsü konuşmalarında ise işçi sınıfının bugün çözülmesi gereken en acil taleplerine değinildi.

Evrensel'i Takip Et